Yazın en sıcak günlerinde eğitimden ekonomiye hareketli bir yaz dönemi geçiyoruz. Hâlbuki seçim sonrası Kurban Bayramı ve yaz tatilinin başlamasıyla gündemin normale döneceğini bekliyorduk. Gördüğümüz kadarıyla muhalefet partileri kaybetmenin, iktidar partileri de uygulanan seçim ekonomisinin gerçekleri ile yüzleşiyor.
Seçim sonrası kemer sıkma dönemi başlayacağını bekliyorduk ancak bu kadarını da öngörmemiştik. Zamlar vergiler derken hayat orta ve dar gelirliler için gerçekten çekilmez hale geldi. Kamuoyu astronomik kiralara, günlük zamlanan gıda ürünlerine çözüm beklerken, tam aksine cebimizdeki parayı da eritecek adımlar arka arkaya geldi.
Eğitime dönecek olursak, Anayasa Mahkemesi’nin kararını, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yapılması ilk günden ihtiyaç haline gelen düzenlemeyi hızlandıracak bir karar olarak görmek gerekiyor. Eğitim kamuoyunun beklentisini karşılarken, mahkemenin içtihadı yol gösterici olacaktır.
Karma eğitim tartışmalarını geçmişte bütün boyutlarıyla yapmıştık. Sadece kız okulları, geçmişte de eğitim sistemimizde var olan okullardır. Demokratik hak, pedagojik ilkeler ve dünya örnekleri bakımından da olması gereken okullardır. Herkes geçmişte orta kısımları ile eğitim veren kız meslek liselerinin gördüğü işlevi düşünsün ve her defasında karşımıza kör ideolojik saplantıları ile çıkanlar bu tavırlarından vazgeçsinler artık.
Ülkemizde cehaletin en büyüğü şeriat tartışmalarında yaşanır. Bugün kendini aydın zanneden cahiller ordusunun şeriat tanımı, darbeci Kenan Evren’in şeriat tanımının ötesine geçememiştir. Hâlbuki İslam demekle, İslam şeriatı demenin, ben Müslümanım demekle ben İslam şeriatına tabiyim demenin farkı yoktur. Bir Müslümanı, İslam’ın kitabını yazmakla itham etmek, ortaçağ Avrupa’sında yaşanacak türden tuhaflıktır aslında.
Eğitimde yeni bir yönetim kadrosu oluşuyor. Bu kadro, tıpkı deprem sonrası gibi önce hasar tespiti yapacak, ardından da kalıcı politikaları uygulayacak. Görüyoruz ki kayıp yılların ardından oluşan umudu, daha işin başında çıkardıkları polemiklerle boğmaya çalışan mihraklar boş durmayacak. FETÖ artıklarının, site sahibi bazı arsız yüzsüz takımının, boyuna kadar yolsuzluğa bulaşmışların unuttukları bir şey var, artık işin başında devşirme birileri yok. İstediğiniz kadar çırpının, bir çakıl taşı bile koparamayacaksınız.
Hem eğitimde hem ekonomide zoru başarmalıyız. Eğitim düzeldiğinde her şey düzelir. İnsan da ekonomi de siyasette medya da düzelir. Bu sefer umudumuz var, eğitimde başarısız olduk cümlesi tarihe karışmalıdır. Her birimiz bu seferberliğe katkı sunmalıyız.
Eğitim kamuoyunu bir konuda uyararak bitirelim. Öğretmenler, yöneticiler, bürokratlar, sendikacı olarak bizler, gerçek kimliklerimizle meydanlardayız. Gerçek isimleriyle, mertçe meydana çıkamayan, çeşitli site isimlerinin arkasına saklanarak ahlak timsali kesilen karanlık adamları dikkate almayın.
Bu karanlık adamlar, yüzlerce yalan haber yazarlar, bir defa olsun özür dileme erdemini gösteremezler. Kimse de bunlara bu yalanlarının hesabını sormaz.
Gerçeği hakikatin gözü ve kalbiyle okumalı, yorumlamalı ve aramalıyız. Hepinize hayırlı haftalar dilerim…
