Ramazan...
Zekât...
Fitre...
Ramazan-ı Şerif geldiğinde, bir yandan nefislerimizi terbiye eden oruç ile muhasebe içinde olurken, diğer yandan da Rabbimizin mal ile imtihan ettiği zenginliklerimizi ihtiyaç sahibi mümin kardeşlerimizle paylaşmalıyız.
Zekât, zengin ile fakir arasında bir köprü olup, toplumda muhabbeti, sevgiyi, şefkat ve merhameti artıran büyük bir ibadettir. Fitre (sadaka-i fıtır) ise, insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutarak bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak, dinen zengin olan herkesin vermesi gereken bir sadakadır.
Hz. Peygamber (s.a.v.), köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerekli olduğunu ifade etmiştir (Ebû Dâvûd, Zekât, 20). Fitrenin amacı, bir fakirin günlük gıda ihtiyacını karşılamaktır.
Fitre Ne Kadar Olmalı?
Diyanet İşleri Başkanlığı, 2025 yılı için fitre miktarını 180 TL olarak belirledi. Ancak herkes şu soruyu kendisine sormalıdır:
Bu miktar bir kişinin bir günlük yemeğini gerçekten karşılıyor mu?
Bu soruya cevaben: Fitre verirken Diyanet'in belirlediği miktarla yetinmeyin. Kebapçıya gidip 1,5 porsiyon kebap yiyip, üzerine künefe söylediğinizde ne ödüyorsanız o kadar verin! Ayranını, salatasını da unutmayın!
"Ne yiyorsanız, onu yedirin!"
Çünkü zenginlik bir imtihandır ve Allah (c.c.), cömert kulunu sever.
Bu Ramazan'da, elinizi vicdanınıza koyun ve gerçek ihtiyaç sahiplerini gözetin. Zekâtınızı, fitrenizi ve sadakanızı vererek yetimlerin, fakirlerin ve fukaraların yüzünü güldürün.
Rabbim, hayırlarınızı kabul ve makbul eylesin.
Selam ve dua ile,
