Biraz basiret ve izan sahibi olan herkes bu olayların ne anlama geldiğini çok iyi bilir. Hadise çok açık ve net. Hatta gün gibi ortada.
Türkiye, yeniden büyük Türkiye olma yolunda büyük bir hızla ilerliyor. IMF'ye olan borç sıfırlandı. Ülkenin başını 30 yıldır şiddetle ağırtan terör belası son buldu. Faizler düşürüldü. Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerine start verildi. Kredi derecelendirme kuruluşları bir bir yatırım yapılabilir notu verdi.
Bu gelişmeler birilerini ziyadesiyle rahatsız etti. Şer odakları, bu durumu nasıl tersine çevirebiliriz diye fırsat kollamaya başladı. İlk açığı verir vermez de harekete geçtiler. Taksim Gezi Parkı direnişi onlar için iyi bir fırsat oldu. Polisin davranışını, krizin iyi yönetilememesini çok iyi kullanarak marjinal grupları ve provakatörleri devreye sokmak marifetiyle gösterileri ülke geneline yaymayı başardılar.
Bir haftadır Türkiye genelinde 48 ayrı ilde gösteriler devam ediyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer şehirlerde protestolar var. Sosyal medyada uçurulan palavralar, gösterilerin büyümesine vesile oldu.
Onlarca kişiyi öldürdüler, binlerce polisi istifa ettirdiler, Boğaz Köprüsü'nü onbinlere geçirttiler. Panzerlerin altına göstericileri attılar.
Allah'tan yalanları erkenden ortaya çıkarıldı ve gerçekler kamuoyunun önüne getirildi.
Hedefte Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan var. Onun şahsında Türkiye Cumhuriyeti var. Türkiye Cumhuriyeti'nin şansında da İslam Alemi var.
Türkiye kritik sınırı aşarsa önünü bir daha alamayız. İslam Alemi'ne yeniden önderlik eder ve bu gidişi durduramayız endişesi var.
Ne yaparlarsa yapsınlar, bildiği tüm stratejileri, provakasyonları devreye soksunlar nafile olacaktır. Anadolu Coğrafyası'nın insanları bu oyuna gelmeyecek ve bu tahrikleri yapan şer odakları avuçlarını yalayacaklardır.
"Her şer'de bir hayır vardır" kutlu sözünden yola çıkarsak, yaşananların hayırlı olacağı görüşünü savunanlar çoğunluktadır. Bizde öyle düşünenlerdeniz. Sonunda mutlaka hayır olacaktır Rabbim'in izniyle.
Bu gelişmelerden herkes üzerine düşen dersi de amış olmalıdır. Özellikle iktidarı elinde tutanlar. Nerede hata yapıyorum diye kendilerini sorgulamalıdırlar. Özeleştiri yapmalıdırlar.
Hakk'a ve halka hizmet düsturundan taviz vermemelidirler. İnsanları fitneye düşürecek, dedikodu malzemesi olacak işlerden akrepten ve çiyandan kaçar gibi kaçmalıdırlar. Yanlış tutum ve davranış içerisinde olanları hangi makam ve koltukta olurlarsa olsunlar alaşağı etmelidirler.
Şımarık ve kibir budalalarına hiç bir kademede görev verilmemelidir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin güzel ve bir o kadar da anlamlı deyişiyle noktayı koyalım;
Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Ârif anı seyreyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.