Uğur Dündar'a yapılan teklif ile ilgili açıklama yapan Yıldırım metrobüs konusunda da İstanbulluları heyecanlandıracak açıklamalarda bulundu. Yıldırım Suriyeli mültecilerin durumu ile ilgili ise, 'Güvenlik problemi oluşturan Suriyeliler varsa hiç gözünün yaşına bakmadan göndeririz.' dedi.
Röportajın bir bölümü şöyle:
Binali Bey, seçime iki hafta kaldı. İçinizdeki duygu nasıl, tam olarak ne hissediyorsunuz?
Seçime 2 hafta var. Bir an önce 23 Haziran’ın gelmesini bekliyorum.
Endişe, umut, umutsuzluk?
Umutsuzluk asla yok. Umut da var, heyecan da var. İnşallah iki hafta sonra bu işi hallediyoruz.
''İstanbul trafiğini çözersem ben çözerim'' demiştiniz. Nasıl çözeceksiniz?
Bunun için mucit ya da kâhin olmaya gerek yok. Ben bu ülkede 12 yıl ulaştırma bakanlığı yaptım. Yurdun her köşesinde, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her karış toprağında hizmetimiz var. 20 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Havalimanlarını 26’dan 57’ye çıkardık. Hızlı tren rüyasını gerçekleştirdik. Ülkeyi bir baştan bir başa internetle donattık. Bakın bugün her yerde internet var. Zaman değişiyor, ihtiyaçlar değişiyor.
Çok iddialı bir şey söylüyorum. Düşünün, iki tane köprüsü vardı İstanbul’un. Birini rahmetli Özal, diğerini Demirel yaptı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü rahmetli Demirel’in, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü de Özal’ın. Peki Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım ne yapmış? Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık, İzmit Körfezi ile Bursa’yı Osmangazi köprüsüyle bağladık. Etti iki köprü. Yetmedi, Marmaray’la Üsküdar’ı Sirkeci’ye, oradan Kazlıçeşme’ye denizin 65 metre derinliğinden trenleri geçirdik. Hemen yanından Avrasya Tüneli’nden de arabaları Haydarpaşa’dan binip Yenikapı’dan çıkan iki denizaltı iki deniz üstü geçiş yaptık. Bir yandan elli yılda yapılan iki köprü, diğer yandan on yılda yapılan iki köprü artı iki denizaltı geçişi. Bu dört tane geçiş olmasaydı, sadece iki köprüye kalmış olsaydık İstanbul’un da araç sayısı 1 buçuk milyondan 4 milyona çıkmış iken, soruyorum size ne yapacaktı İstanbullu?
O BÖLGEDE METRO AĞI 518 KİLOMETREYE ÇIKACAK
Aracı olan bir yerden bir yere gidebilecek miydi? Gidemeyecekti. Bunlar yüzde 30 rahatlama sağladı. Ama İstanbul büyümeye devam ediyor, araç sayısı artmaya devam ediyor. Dolayısıyla bunlar da yetersiz. Şimdi ne yapacağız? Yapacağımız çözüm toplu ulaşımda. TEM dediğimiz ikinci otoyolun (E6) altı ile Marmaray arasında nüfusun yüzde 85’i yaşıyor. Çok dar bir alanda çok yoğun bir nüfus var. Bu bölgede metro ağını 518 kilometreye çıkaracağız. Şu an metro ağımız 233 kilometre.
HER YIL ORTALAMA 50 KİLOMETRE YAPILACAK
Beşinci yılın sonunda bitmiş olacak. Her yıl ortalama 50 kilometre yapacağız. Şu anda raylı sistemin payı yüzde 18’dir. Raylı sistemi 518 kilometreye çıkardığımızda bu oran yüzde 48 olacak. Yani İstanbullu hemşerilerimizin yarısı raylı sistemle taşınacak.
METROBÜS MÜJDESİ
Metrobüsteki izdihamı kısa sürede çözecek bir vaadiniz var mı?
Teknoloji çok gelişti. Yakında akıllı ulaşım sistemleri, sürücüsüz araçlar devreye girecek. Üsküdar-Ümraniye metrosunda sürücü yok. Bu metrobüslere de uygulanacak. Metrobüs araçları aynı yolu kullanmak kaydı ile yüzde 50 yeni araçlarla donatılacak ve bu araçların sürücüsü olmayacak. Onlar birbirleriyle M To M (makineden makineye iletişim) ile iletişim kuracaklar. Duraklara gelme ve duraklardan ayrılma süreleri hep aynı olacak, dolayısıyla insan inisifiyatinde olan “Geç geldi, erken kalktı, orada yığılma var” meselesi ortadan kalkmış olacak.
METROBÜS SAYISI YÜZDE 50 ARTACAK
Metrobüs sayısı yüzde 50 artacak dediniz. Ne kadar süre biçiyorsunuz buna?
Bu iki yılda olacak bir şey.
AKILLI KAVŞAK DÜZENLEMELERİ YAPILACAK
Eskiden tek plaka uygulaması konuşulurdu İstanbul'daki araç sayısını azaltmak için. Buna dair bir şey planlıyor musunuz?
Hayır, ben kısıtlamalara karşıyım. Onun yerine altyapıyı iyileştireceğiz. Raylı sistemi artıracağız. Metrobüsü rahatlatacak kısa vadeli çözümlerimiz var. Ama bunlarla yetinmeyeceğiz, ayrıca akıllı kavşak düzenlemeleri yapacağız. Geliyorsunuz, ışıklarda trafik olmadığı halde 3 dakika bekliyorsunuz. Ya da trafik çok, yine aynı şekilde bekliyorsunuz. Onlar trafik yoğunluğuna göre kendi kendine ayarlanabilecek. İstanbul’da her şey akıllı sistemlerle yönetilecek. Sadece trafik değil, İstanbul’un kültürel hayatı, iş hayatı, sosyal hayatı, eğlence hayatı, sanat hayatı hepsi akıllı sistemlerle yönetilecek. Şöyle bir vizyonumuz var, İstanbul 4-0 diyoruz. Üreten İstanbul, yeşil, çevreci, yaşayan, dinamik, herkes için, güvenli ve akıllı İstanbul. İstanbul’da her gün 30 milyondan fazla veri toplanıyor. Bu aslında İstanbulluların günlük davranışlarını gösteriyor. Nereye gidiyorlar, hangi alışkanlıkları var… Kişisel verilere girmeden bu bilgileri analiz etmemiz gerekiyor. Bu analizleri yapıp daha sorun ortaya çıkmadan görüp tedbir almak... Akıllı şehir yönetimi bu. Yani sizin aklınızdan geçeni bilme ve aklınızdan geçen karşılaşacağınız sorunlara çözüm üretmek. Bu da veri analizi ile oluyor. Bunu da gençlerle yapacağız. Bu da aynı zamanda gençlere iş imkânı sağlayacak.
'İSPARK'TA İLK BİR SAATİ HER YERDE ÜCRETSİZ HALE GETİRECEĞİZ’
Otopark sorununu nasıl çözeceksiniz? Özel otoparklar pahalı ve giderek fiyatları yükseliyor.
İSPARK’TA ilk bir saati her yerde ücretsiz hale getireceğiz. Ücret bir saatten sonra alınmaya başlanacak. İSPARK önemli bir şey olmadığı zaman değnekçilerin eline düşüyorsunuz. Kavgalar, gürültüler oluyor, arabanız güvende olmuyor. Halbuki İSPARK öyle değil.
MUSLUKTAN SU İÇİLEBİLECEK
Musluk suyu içebilecek miyiz İstanbul’da?
Bu pekâlâ mümkün. Musluk suyunun içilmeyeceği yönünde bir algı oluştu. Yılların algısı bu. İstanbul’da dar gelirli bir sürü aile var. Dışarıdan hazır su almak bütçeye ciddi bir yük oluyor. O yüzden evet, musluk suyu içilebilir hale gelecek.
900 ÇEŞMEDEN TEMİZ SU AKACAK
Galatasaray Lisesi’nin orada bir Hamidiye çeşmesi vardı, dedem beni gönderirdi, oradan bidonla su getirirdim. Şimdi İstanbul’daki 900 üzerindeki çeşmeyi ihya edeceğiz ve çeşmelerden gürül gürül, tertemiz içilebilir su akacak.
Kaynak suyu mu akacak?
Tabii tabii. Ayrıca sebilnet olacak oralarda.
Sebilnet nedir?
Çeşmenin etrafında internete girebilecek insanlar.
Atatürk Havaalanı ne olacak?
Millet bahçesi, fuar ve kongre merkezi olacak.
UĞUR DÜNDAR'A TEKLİFİ
Ekrem İmamoğlu ile çıkacağınız canlı yayın için Uğur Dündar’a bir çağrınız oldu ama o programı modere etmekten vazgeçti. Alındınız mı? Neden Uğur Dündar’ı istemiştiniz?
Alınmadım ama keşke vazgeçmeseydi. Yılların tecrübeli gazetecisi. Böyle ufak tefek dayatmalara, baskılara boyun eğmemesi lazımdı. Tam da kendi ifadesi gibi kutuplaşmanın, ayrışmanın olduğu bir dönemde ben Uğur Dündar'ın olmasını çok arzu ettim. Bu teklifi iletişimde yeni bir süreç başlatmak için yapmıştım ama maalesef yarım kaldı.
Az önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay ile konuşmanıza şahit oldum. ''Kim olursa olsun benim için önemli değil'' dediniz. Türkiye’de muhalif olarak bilinen gazetecilere de konuşmak konusunda bir tereddüdünüzün olmadığını fark ettim. Bu Binali Yıldırım’ın kendisine olan özgüveninden mi kaynaklanıyor, yoksa size oy vermeyen kitleyi böyle bir yayının daha çok ikna edeceğini mi düşünüyorsunuz?
Ben bu bahanelere sığınmayı arzu etmiyorum. ''Şununla çıkacaktık da bununla çıktık, şöyle oldu''... Bu konu bir algı aracı olarak kullanılsın istemiyorum. Onun için bütün mecralara açığım dedim. Kimi seçerseniz seçin varım dedim. Bir teklifte bulundum, bence iyi de bir teklifti, ancak nedenini bilemediğim bir şekilde Uğur Dündar önce kabul edip memnuniyetini dile getirdi. Sonra birdenbire vazgeçti. Buna anlam veremedim. Ama kendi kararı.
Çok kararsız seçmen olduğu konuşuluyor, sizce doğru mu?
Var ama çok değil. Son göstergeleri bilmiyorum ama yüzde 10'dan fazla değil. Onlar da bu 15 gün içinde kararlı hale geleceklerdir.
Kararsızlara Binali Yıldırım’ın çağrısı nedir?
Kararsızlık iyi bir şey değil, kararınızı verin. Adaylara bakın, geçmişine bakın, şimdiki haline bakın, vizyonuna bakın, kararınızı verin. Ben iddialı konuşuyorum, 16 yıl ülkemin her köşesine hizmet götürdüm, çok büyük hizmetlerim var. Dolayısıyla beni Binali Yıldırım yapan bu şehre borçlu olduğumu düşünüyorum ve bunu da beni belediye başkanı yaparsanız en güzel şekilde ödeyeceğim. Yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıların İstanbul’da en az şekilde hissedilmesi için canla başla çalışacağım. Hem aile bütçelerine katkı sağlayacağım hem gençlerimizin geleceğine dair projeleri hayata geçireceğim hem de İstanbul’u yatırımcılarla daha çok buluşturarak İstanbul’un gelecek beş yılında 165 milyarlık yatırım yapılmasını sağlayacak projeleri hayata geçireceğim. Her yıl 100 bin 5 yılda 500 bin İstanbul’daki hemşerimize iş, aş imkânı sağlayacağız.
'İSTANBUL'DA 3 FARKLI NOKTADA HALK PLAJI AÇACAĞIZ’
İstanbul’da geçmişte önce denize girilebiliyormuş. Tabi Boğaz hattı ister istemez denizi kirletiyor ama İstanbul çok büyük bir şehir. İstanbul'da bir halk plajı yapmak hayal mi?
Hayır, neden hayal olsun.
Var mı böyle bir vaadiniz?
Var. Tek bir yere değil, birisini Avrupa yakasında Bakırköy ve Silivri arasında o bantta, birisini de Asya yakasında Maltepe ve Tuzla arasındaki bir bölgede düşünüyoruz. Ayrıca tabii Karadeniz’in kuzeyinde Kilyos, Zekeriyaköy tarafında düşünüyoruz bir tane de. Yani üç yeni halk plajı açacağız.
'GÜVENLİK PROBLEMİ OLUŞTURAN SURİYELİLER VARSA HİÇ GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMADAN GÖNDERİRİZ'
Suriyeli mülteciler meselesi de çok tartışılıyor...
Bunlar geçici koruma altındalar. Adı üstünde geçici bunlar, gidecekler. Ülkelerindeki şartlar artık iyileşmeye başladı. Dolayısıyla bunların İstanbul’dan gitmesi için gerekli tedbirleri merkezi hükümetle birlikte alacağız.
Aksaray gibi semtlerde onların dillerinde tabelalar var, bazı lokantalarda garsonlar Türkçe bilmiyor. Bunu bir zenginlik olarak görüp korumak mı istersiniz, yoksa entegrasyon mu uygularsınız?
Bu bir zenginlik olarak görülebilir ama burada yaşayan insanların geleceğini, onların beklentisini tehdit etmediği müddetçe. Yani üstadın deyişiyle kendi evimizde parya olamayız. Onlar bizim misafirimiz, biz ev sahibiyiz. Misafir misafiri istemez, ev sahibi hiç kimseyi istemez. (Gülüyor) Dolayısıyla dışarıdan gelip evdekini, dağdan gelip bağdakini kovmak gibi bir durumla karşı karşıya kalamayız. Mutlaka onları toplumsal ahengimizi bozmadan, bünyemizde eritebilirsek eyvallah. Faydalı olanlar çalışacak ama diğerlerinin mutlaka memleketlerine dönmelerini sağlamamız lazım. Hele hele bir güvenlik problemi oluşturanlar varsa bunların hiç gözünün yaşına bakmadan kulaklarından tutar göndeririz. Bu kadar açık ve net. İstanbul’un huzuru her şeyden önemli. Hedef ilçeler var, ağırlıklı olarak buralarda çalışacağız. Biz bunlara ölümden kaçtıkları için kucak açtık. Hayatlarını kurtarmak için sığınacak bir yer aradılar. Ancak geldiğimiz noktada artık Suriye’de de işler düzene bindi, mesela Afrin’e, Cerablus’a 400 bin kişi gidip yerleşti. İşlerin düzene bindiği yerlere gidip yerleşmeleri için bir proje uygulayacağız. Projeyi hazırlayıp hükümete teklif edeceğiz, bu şekilde bu sorunun da üzerine gideceğiz. Yabancılar sorunu İstanbulluları rahatsız ediyorsa beni de rahatsız eder.
KAYNAK: HABERTÜRK-Haber7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.