Yeni Türkiye

Ahmet Davutoğlu ismi, hem AK Parti tabanında, hemde halkta karşılığı olan bir isimdi. Yeni Türkiye'nin kilometre taşlarının döşenmesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın en büyük yardımcısı ve detekçisi olacak. Çalışkanlığı, bilgisi, olaylara yaklaşımı ve entellektüel kişiliğiyle Erdoğan'ı aratmayacak bir isim Davutoğlu. Erdoğan'ın politikalarını devam ettireceği gibi, Türkiye'nin ilerleyişine de önemli katkılar yapacak.

Son 12 yılda ülkede yaşanan gelişmelerde Davutoğlu'nun payı yadsınamaz. Özellikle dış politikada yaptıkları, İslam ülkeleri başta olmak üzere, tüm dünyada geniş bir yankı bulmuş ve takdir görmüş.

İslam Coğrafyasının en netameli bölgelerine ayak basan Yeni Başbakan, Myanmar'da, Gazze'de Somali'de, Irak'ta, Libya'da ve başka İslam ülkelerinde mazlum halklarla kucaklaştı, onlarla sarılıp, gözyaşı döktü.

Derdi olan, davası olan bir kişilik Prof.Dr.Ahmet Davutoğlu. Müslümanların derdini, insanlığın derdini dert edinen isimlerle davalar başarıya ulaşır, zaferler kazanılır. Umuyorum ki, Türkiye yeni zaferlere onun önderliğinde bayrak açacak.

Tayyip Erdoğan'ın 12 yılda yaptıkları, Davutoğlu için en büyük referans olacaktır kuşkusuz. Ülkeye her alanda kazandırılan yatırımlar, bundan sonra da devam edecektir. Üstelik artarak devam edecektir.

Sağlık, eğitim, ulaştırma, savunma sanayi, ekonomi, sanayi ve daha bir çok alanda elde edilen başarılar, Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı, Davutoğlu'nun Başbakan olduğu bir ülkede daha büyük bir ivme kazanacaktır.

Tayyip Erdoğan'ın 12 yıllık başbakanlığı döneminde 17 bin kilometre'den fazla bölünmüş yol yapıldı. Bugün ülkenin dört bir yanı oto yollarla, bölünmüş yollarla örüldü. Eksikler bitmiş midir? Hayır. Daha çok yola ihtiyacımız var.

Ülkenin gelişmesine, yolların yapılmasına kim katkıda bulunuyorsa tümünden Allah razı olsun. Yol medeniyettir. Yolun gittiği yere medineyet gider, gelişme gider. Yollar ne kadar kısa ve kaliteli olursa, yolun geçtiği köyler, beldeler, kasabalar, ilçeler ve vilayetler gelişir. İstihdam artar, insanlar zenginleşir.

Dün korkularak çıkılan yollar, bugünün Türkiye'sinde korkulacak durum olmaktan çıkmıştır. İstanbul'dan Artvin'e kadar kesintisiz bölünmüş yoldan gitme imkanı sunulmuştur.

Yıllık iznimizin bir kısmını geçirdiğimiz Amasya'ya kadar bölünmüş yol yapılmış. Oradan Samsun'a Samsun'dan Artvin'e kadar Karadeniz'e paralel sahil yoluyla güvenli bir ulaşım imkanı sunulmuş insanımıza.

Yolun geçtiği güzergahlardaki yerleşim yerlerinde gözle görülür bir kalkınma var. Artık insanlar iş, aş için büyük şehirlere akın etmiyor, aksine büyük şehirlerden tersine göç başlamış.

İnsanlara doğdukları yerlerde doyma imkanı getiriliyor. Kaliteli sağlık kuruluşları, eğitim kurumları ve diğer tüm kurumlar büyükşehirdekilerle yarışır bir güzellikte inşa ediliyor.

Tarım arazilerinin bölünmesinin önüne geçilerek daha rantabl tarım yapılmasına, doğal olarakta daha çok kazanca imkan sağlanmış. Hayvancılığa her alanda ciddi destek var. Büyük ve küçük baş hayvan sayısı hızla artıyor, bu alanda büyük bir istihdam oluşturuluyor.

Merzifon gibi 50 bin nüfuslu bir ilçede ve Tokat gibi 135 bin nüfuslu bir ile hava limanı yapılmış. İnsanlar uçakla tanıştırılmış, yollar kısaltılmış.

Herkes, ortak bir sesle, "Allah devlete, millete zeval vermesin."diyor.

Bizde temennilere katılıyoruz, "Allah, devlete-millete zeval vermesin."