• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara 0 °C

VAKİT GEÇ OLMADAN!

Ümit Kahyaoğlu

Marmara Depremi’nin kabusunu tam üzeremizinden atıyoruz derken, kapıyı bu sefer Van depremi çaldı. 7.2’lik depremde 600’den fazla vatandaşımızı kaybettik. 15 gün sonra meydana gelen 5.6’lık depremde de 25’e yakın bina yıkıldı, enkaz altında çok sayıda vatandaşımız var.
Öyle binalar inşa ediyoruz ki, 5.6’lık bir depremde dahi ayakta kalamıyor.
Hayret ki, ne hayret.
Demirden, çimentodan kaçırıp, kar ettiğimizi düşünüyor, oysa nice canlara kıydığımızın farkına varamıyoruz.
Gözü yaşlı analar, yetim kalan çocuklar.
Artık kendimize bir çeki düzen vermenin zamanı çoktan geldi.
Her önüne gelenin müteahhitlik yaptığı bir ülkede yaşıyoruz.
Ne hesap var, ne de kitap.
Yasaları çıkarıyoruz, uygulamada sınıfta kalıyoruz.
Eski düzen halen devam ediyor. Canımız yanmadan adım atmasını beceremiyoruz.
Depremi ciddiye almamız gerektiğini bir kez daha gösterdi Van Depremi.
Deprem ülkesinde yaşıyor olma gerçeğini çok çabuk unutuyoruz.
Olası bir İstanbul Depremi, şimdi daha çok seslendirilmeye başlandı.
Günlerce, belki de haftalarca konuşulacak.
Konuşalım konuşmasına da, lütfen harekete de geçelim artık.
7’den büyük bir deprem İstanbul’da gerçekleşirse, olası can kayıpları ve hasarı düşünmek dahi istemiyoruz.
Allah muhafaza, onbinlerce can kaybı ve harabeye dönmüş bir İstanbul.
Can kaybına mı yanacağız, milyarlarca liralık maddi hasara mı?
Koskoca kente kim ve nasıl yardım edecek?
Hangi arama kurtarma ekiplerinin gücü yetecek, onca enkazı kaldırmaya?
Ya ekonomik zarar; Ülke ekonomisine getireceği yük. Türkiye’yi 10 yıl geriye götürmez mi?
Olumsuzukları fazlaca sıralamak mümkün.
Bu hale düşmemek ve bu acı gerçekle karşı karşıya kalmamak için harekete geçme zamını geldi de geçiyor bile.
1999 Marmara Depremi’nden sonra neler yapıldı, ne gibi önlemler alındı? Doğrusu bir gazeteci olarak fazlaca bilgi sahibi değilim.
Ancak, çokta bir şey yapıldığını düşünmüyorum.
Artık bir şeyler yapmak zamanı.
Genelde İstanbul’da, özelde de bölgemizde Pendik’te ve Tuzla’da.
Somut adımlar atılmalı.
Deprem riski taşıyan binalar yıkılmalı, yerlerine depreme dayanıklı modern konutlar inşa edilmeli.
Binalar tek tek incelenmeli, sağlamlıkları tespit edilmeli.
Risk taşıyanlar behamahal yıkılmalı.
Bu hususta kimsenin de gözünün yaşına bakılmamalı.
Hiç bir şeyin değeri bir can kadar kıymetli değildir.
Sonradan ağlayıp dövüneceğimize, şimdiden üzülelim, sıkıntı çekelim.
Özellikle Pendik merkezi gözden geçirilmeli.
İddia ediyorum, olası bir depreme özellikle ilçe merkezinde dayanabilecek yapı sayısı oldukça sınırlıdır.
25-30 yıllık eski binalar.
İçlerinde harabeye dönmüş olanlar var. Merdivenlerden çıkınca sallanmaya başlayanlar var.
Allah aşkına, bir yerleri yıkalım ve yeniden yapalım.
Sapanbağları’nın referansını örnek almayalım. Cesaretimizi kaybetmeyelim.
“Suimisal emsal teşkil etmez” diye ne güzel söylemiş atalarımız.
Biz önümüze bakalım.
Geç olmadan.

Bu yazı toplam 1775 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113