Gece yarısı ne güzel yatağıma yatmış, ışıkları kapatmaya hazırlanırken telefonun mesaj sesiyle o geceki uykuya elveda dedim. Gelen mesaj bir arkadaşımdan geliyordu ve Ülkerin bir video linki vardı. Henüz linki tıklamadan alttaki mesajı okuduğumda darbe çağrısından bahsediyordu. “Hadi canım” dedim “ Daha neler, hem de Ülker” diye içimden geçirerek linke tıkladım. Düşünün video Ülkerin resmi sitesinden gece yarısı yayınlandı ve yayınlanalı dakikalar olmuşken ben videoyu izledim. İzlemez olaydım. Tüylerim diken diken oldu. Sanki Stephen King'in romanlarından bir pasaj izliyormuş gibi hissettim kendimi. İçinde çocuk geçiyor ama dil ve çizgilerin böylesine rahatsız edici bir şekilde kullanılması anormal.
İlk aklıma gelen Fetöcü Z(S)aman gazetesinin gülen bebekli reklamı oldu. Fetöcüler böyle sübliminal mesaj vermeyi severler.
Unutanlar için hatırlatayım: 5 Ekim 2015 tarihinde bir reklam yayınlıyor. Reklamda şehir havadan çekiliyor ve arkada ise rahatsız edici bir siren çalıyor. Olağanüstü bir durumun tasvir edildiği bu reklamın sonunda ise gülen bir bebek görülüyor. Reklamın yayınlandığı günden tam 9 ay 10 gün sonra ise DARBE oluyor Özel gizli bir haberleşme yöntemi olduğu ve birilerine mesaj verdiği tespiti doğrudur ve ancak CIA ile işbirliği yapılarak hazırlanmış olabilir.
Videoya gelirsek her bir karesi kan, tehdit&korku dolu haince hazırlanmış bir film. Nerede mutluluk? Nerede sevinçler? İçeriğindeki sevimsizlikler ne 1 Nisan temasıyla, ne pazarladıkları ürünün hedef kitlesiyle, ne de Ülker'in marka imajıyla bağdaşıyor. Ana ürün grubu bisküvi ve çikolata olan, küçük yaş grubuna hitap eden bir firmanın kısa korku filmi tadında bu reklama nasıl onay verdiğini anlayan varsa beri gelsin.
Reklamı izlemeyenler için, gördüklerimi sıralıyım: tutuklama, zehirleme, patlayan bir ev, direğe bağlanıp infaz edilen bir insan, tehdit dolu bir ses, gerilim müziği, korkunç bir ses tonu, "abilerle ablalarla hesaplaşma vakti" ifadeleri, bu arada dünkü fetö tahliyeleri, cemaat kanallarından nisan ayını bekleyin twitleri...
Reklamdaki adamın sesini duyduğum anda "Yine de şahlanıyor aman" şarkısı geldi.
Dedim ya gece boyu uyumadım, sosyal medyayı takip ettim. “Bu adamlar fetocu ise, bu reklamı yayınlayarak kendilerini ve hain feto planlarını deşifre etmelerinin kendilerine veya firmalarına ne faydası var?” diyor bazıları…
”Tamam, hadi komplo teorisi olsun, subliminal mesaj versin. Peki, ama neden? Adamların kafayı peynir ekmekle yemeleri lazım, daha yeni darbe teşebbüsü yaşandı, Fetö'yle savaşa girildi, millet diken üstünde en ufak şey bile tedirginlik yaratıyor. Böyle bir reklam yapıp dikkat çekmenin amacı nedir? Manyak mı bunlar?” diyor başkaları…
Bazı fildişi kulelerinden inip halka karışmayan aydınlara ya da 15 Temmuz’u evinde çekirdek çitleyerek seyredenlere göre, endişelenip meraklananlar geri zekâlı ya da Aktrol oluyor. Oysaki bu ülkede çok değil 8 ay önce yüzlerce insanımız katledildi, binlerce insanımız gazi oldu. Bu olaylar yaşanmadan önce de medyada birçok subliminal mesaj verildiği ortaya çıktı. Ayrıca unutulmasın, darbenin mesajının verildiği reklamda genelkurmay başkanı değil masum bir bebek vardı.
Bu nasıl laflar, bu nasıl sesler, iple esir almalar, tutuklamalar, patlamalar, zehirlemeler(çataldan, pastadan kan damlıyor), hesaplaşma zamanı, acılar seni bulacak, patlayan ampuller, abiler ablalar falan. Kime ne mesaj veriyorsunuz? Bu nasıl cesaret?
Kesinlikle iyi niyetle veya reklam servislerinin öngörüsüzlüğüyle açıklanamayacak kadar tehdit içerikli mesaj verme kaygısı güdülüyor. Murat Ülker: "Yurtdışındayım. Şimdi duydum. Haber verenlere teşekkürler. Kumpası kuranlar hak ettiklerini bulacaklar. Milletimizin yanındayız." demiş attığı twitte.
Kimse bana insanlara terör, kan, intikam, zehirleme, hesaplaşma gibi olguların dayatıldığı bir reklamdan 1 Nisan şakası fikrini çıkarıp "gülmem" gerektiğini söylemesin. Amaç ne bu reklamda? Yani korkarlarsa daha çok gofret yerler mi diyor? Sen püskevit satan firmasın ne işin olur intikamla? Gecenin bir yarısı; saçma sapan gerilim dolu bir seslendirmeyle "Evini folyoyla kaplayacağız" tümcesini neden dinlettiniz ki? Hem neden gece yarısı? 1 Nisan mı yoksa cadılar bayramı mı?
Ortada paranoya veya komplo teorisi yok. Adamlar açık açık ilan etmişler. Bu ülkede sırf arayı bozmak için Rusya’nın uçağı düşürülmesi, Büyükelçilerin arkasına geçip kahpece sırtından vurulması bile Fetöcuların zamanı geldiğinde kendilerini feda edebileceklerinin apaçık delilidir.
Korkuyu dayayıp milletin bam teline basarak "1 Nisaaan" şakası olmaz. Ayrıca Murat Ülker'in “Kuzenim yazmış” tan hallice açıklaması da bu saatten sonra Ülker'in durumunu kurtarmaz. Çünkü Hürriyet’e 4 Aralık 2014 tarihinde verdiği röportajda “Reklamlarla ilgili 48 saatlik veto hakkım var. En son çikolata ile yıkanan adam olduğu için Dido reklamını veto ettim” demişti (linki hemen aşağıda).
http://www.hurriyet.com.tr/cikolata-duslu-reklama-veto-27695251
Hadi her şey komplo teorisi olsun. Sahi, reklamı montajın ardından hiç izlemediniz mi bir yıllık maaşımdan fazla parayı bir ayda alan Ceo’ lar? Ha izleyip de, onayı kolayca verdiyseniz, zaten yönetimde sıkıntı büyükmüş, o zaman koy verin gitsin be.
Son olarak bir daha Ülker en son dün görmüş olduğu satış reklamını hiç göremeyeceğini düşünüyorum. En büyük hasmı çekse şu reklamı, ancak bu kadar karalayabilirdi onca yıllık markayı. Yazık!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.