Salgın, savaş, ekonomik kriz, göç derken bir yılı daha geride bıraktık. 2022 yılı bütün zorluğuna rağmen, çalışma hayatına dair çok önemli adımların atıldığı bir yıl oldu. EYT, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi, asgari ücret zammı, gelir vergisi istisnaları ve matrahın yükseltilmesi, 3600 ek gösterge, uzman ve başöğretmenlik düzenlemesi, memur ve emeklilere yapılacak zam oranları ile 2022 yılı tarihe geçen bir yıl oldu.
Atılan adımlar o kadar cesurca adımlardı ki kamuoyu, ülkemizin bu kadar mali yükü kaldıracak gücü var mı diye sormaya başladı. Seçim ekonomisi mi yapılıyor diyenler bile memnun olduklarını gizleyemediler.
Avrupa ülkeleri ısınma ve güvenlik problemi yaşarken ülkemiz, bir yandan bu devasa adımları atıyor diğer yandan da savunma sanayisinde dosta güven düşmana korku salacak hamleleri yapıyordu.
Atılan bu adımlarda sendika olarak ısrarlı takibimiz var. 3600 ek gösterge ve göstergelerin düzenlenmesi, sözleşmelilere kadro verilmesi, uzman ve başöğretmenliğin kapsamının genişletilmesi ve yapılacak zam oranlarının ilave zamlarla iyileştirilmesi için verilen mücadele, bu zor şartlar altında çok anlamlı olmuştur.
Şimdi 2023 yılındayız ve bu yıl da birçok açıdan önemli bir yıl olacak. Eğitimden ekonomiye, siyasetten sendikacılığa kadar her alanda yeni riskler ve yeni fırsatlar barındıran bir yıl olacak. Enflasyona karşı savaşın başarılmak zorunda olduğu bu yıl asıl seçimler sonrası başlamış olacak.
Sendikal mücadelemiz şartlar ne olursa olsun; ilkelerimiz, değerlerimiz, günün ihtiyaçları ve üyelerimizin talepleri doğrultusunda güçlenerek devam edecek. Bugün başörtüsüne yasal güvence getirelim önerisi, geçmişte bu en temel insan hakkına karşı duranlar tarafından öneriliyorsa, sendikal mücadelemizdeki haklılığımızın ve etkinliğimizin ifadesidir.
2023 yılı sendikal mücadelemiz kadar eğitim için de önemli bir yıl olacak. Bir yandan 2024 ve 2025 yıllarını kapsayacak toplu sözleşmeyi takip edecek diğer yandan da bir fetret dönemi yaşayan eğitim sistemimize dair kapsamlı çalışmalar yapacağız. Bir eğitim sendikası olarak eğitime dair söyleyecek çok sözümüz var.
Yeni bir yıla başlarken eğitimi popülist uygulamalardan, istatistik kaygısından, eski Türkiye’nin özgüveni eksik ve ezik yaklaşımlarından, eğitimci olmayan kadroların içerikten uzak savrulmalarından kurtararak; “Türkiye Yüzyılı” hedefine uygun, değerlerine bağlı, maske yerine teknoloji üreten bir yapıya kavuşturma mecburiyetimiz var.
Bugün her şeyden önce kalkınmanın lokomotifi olacak eğitim sistemimizin beslendiği kaynağı, eğitime yön veren kadronun ortalama düşünce yapısını ve donanımını sorgulama ve gözden geçirme mecburiyetimiz var. Diğer alanlarda atılan devasa adımlara rağmen eğitimdeki ufkumuz, neden hala öğrencilere bedava test kitabı dağıtmanın, anlamsız istatistikleri zorlamanın ötesine geçemiyor acaba?
Tarihin bize, hem haklarımızı arama hem de yaptığımız işi en iyi şekilde yapma mecburiyeti yüklediği zamanlarda yaşıyoruz. 2023 yılı bu ağır ve değerli yükü omuzlayıp “inanç, azim ve irade” ile damga vuracağımız bir yıl olacak.