Strateji Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu ve Eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, ABD'nin tutumuna tepki göstererek kararlılık mesajı verilmesi gerektiğini vurguladı.
ski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, katıldığı bir televizyon programında, ABD'nin F-35 mektubunu değerlendirdi. ABD'nin yaptığının çok büyük terbiyesizlik olduğunu söyleyen Pekin, "ABD zaten Patriotları vermeyecek. Türkiye, S-400'den vazgeçerse hiçbir şeyin arkasında duramaz. Asla taviz verilmemeli" dedi.
Hulusi Akar'a özel F-35 mektubu: Haberiniz olsun, ülkeden göndereceğiz
BABÜROĞLU: TÜRKİYE MÜTEKABİLİYET ESASINA UYGUN ADIM ATACAKTIR
Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) sorularını yanıtlayan Strateji Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu ise "ABD öteden beri bu yaptırımları dillendiriyordu. Bu kez, bir mektupta sıralamış oldu. Bağımsız bir ülke olarak Türkiye'nin elbette S-400 sistemini alma hakkı var. Ancak, Türkiye bir NATO üyesi ve Rusya'dan stratejik düzeyde bir silah sistemi aldığında, bazı maliyetlerin olacağı beklenmeli. Yani, ABD ve NATO, Türkiye'nin S-400 sistemini alması durumunda ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını söylüyorlar. ABD Başkanı Trump'ın yönetim tarzı da dikkate alındığında, Türkiye'yi olumsuz etkileyecek ekonomik adımları da atacağını hesaba katmak gerekiyor" diye konuştu.
Eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin (solda) Strateji Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu (sağda)
Eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin (solda) Strateji Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu (sağda)
Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ekonomik sorunlara dikkat çeken Dr. Babüroğlu, "Doğu Akdeniz'de enerji ve güç mücadelesinde ABD'nin karşı cephede yer alması; Suriye'de Fırat'ın doğusunda oluşturulması öngörülen Güvenli Bölge-Tampon Bölge; Fırat'ın batısında Türkiye'nin var olan askeri varlığı; İdlib'in geleceği; Suriye'de Menbiç ve Fırat'ın doğusunda ABD'nin desteklediği PYD/PKK terör örgütünün varlığı; Kuzey Irak'ta PKK terör örgütünün durumu; Karadeniz'de güç mücadelesi; ABD'nin İran'a olası operasyon girişimleri. Ortaya çıkan bu stratejik resimde, Türkiye'nin çevresinde tehdit üreten bir coğrafya var. S-400'ün Türkiye'ye konuşlandırılmasının başlamasıyla birlikte, ABD'nin ve NATO'nun her cephede gerginliği tırmandıracağını görmek sürpriz olmayacak. Bununla beraber, F-35, Türkiye'nin bölgedeki ağırlığı ve caydırıcılığı yönünden, 2020'den itibaren TSK için kritik önemde" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE NE YAPACAK?
Babüroğlu bundan sonra Türkiye'nin neler yapabileceğini de şöyle sıraladı: "Türkiye, ABD Savunma Bakanı'nın gönderdiği bu mektuba, "Mütekabiliyet Esası" çerçevesinde bir adım atacaktır. Rusya'dan S-400 sistemini alma kararlılığı devam edecekse, bu durumda, ABD'de F-35 Savaş Uçağı eğitimi gören personel, 31 Temmuz 2019 tarihi beklenmeden geri çağrılmalıdır. Peki, tarih tekerrür eder mi? Yıl 1975, 25 Temmuz. 1974'te uyguladığı silah ambargosunu kaldırmadığı için, ABD'nin Türkiye'deki 21 üs ve tesisi kapatılmıştı. Üs ve tesislerde ABD'nin beş bin sivil ve asker personeli vardı. Bu durumda, Türkiye'nin Rusya ve İran'la işbirliğini artırarak, tehditlere karşı koyabilecek politika ve stratejilerin belirlenerek geliştirilmesi en doğru yöntem. Suriye için, Adana Mutabakatı'nı aktif duruma getirmek ise önemli bir kilometre taşı olacak. S-400 düne kadar etkili bir silah sistemiydi, şimdi ise bir tehdit durumuna geldi."
Kaynak:Haber7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.