Antalya’da buluştuk. Bu on dokuzuncu buluşmaydı. Bin sekiz yüz yöneticimizle, iki önemli gün geçirdik. Gazze’den Kıbrıs’a, yüksek enflasyondan kariyer sistemine, Milli Eğitim Akademisi’nden akademik zamma kadar konuşmadığımız konu, çözüm önermediğimiz problem kalmadı.
Büyük salonda coşku, küçük salonlarda müzakere, ara boşluklarda ise derinlemesine muhabbet ve kaynaşma vardı. On iki bine yakın teşkilat mensubunu, üç ay boyunca aldığı eğitimi daha iki ay önce tamamlayan sendikamız, ikinci yarıyıla ise böylesine verimli bir Türkiye buluşması ile başlıyor. Neden Türkiye’nin en büyük sendikası olduğumuzun sırrı işte bu çalışmalarda gizli. Gündemi: 4688 Sayılı Yasa’nın değişimi, hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon, vergi diliminin sabitlenmesi, 1. Dereceye inen bütün memurlara 3600 ek gösterge verilmesi, disiplin affı, mülakat mağdurlarının dramı, atama bekleyen öğretmenler, akademik zam, üniversite idari personelinin yer değişikliği, kamudaki maaş dengesizliği, kariyer sistemine dahil edilmeyen şube müdürü, ilçe müdürü, müfettiş, il müdür yardımcıları, araştırmacı ve uzmanlar…
Alan değişikliği, memur öğretmenler, PİCTES öğretmenleri, usta öğreticiler, ücretli öğretmenler, makam tazminatı bekleyen üniversite daire başkanları, süt izni kullanamayan öğretmenler, teneffüsleri olmayan ve lavabo izni isteyen okul öncesi öğretmenleri, proje okullar, yöneticilerin ağır iş yükü ve giremedikleri mecburi derslerinin azaltılması, adaletsiz ödül yönergesi, uygulama birliği sağlanamayan re’sen atamalar, aile bütünlüğü… ve sayamadığımız onlarca tespit, talep ve çözüm önerisi olan sendika ne kadar bir araya gelse azdır. Bütün bu yoğun tempoda sanata desteği ve derdimizi sanatla anlatmayı ihmal etmedik.
Eğitim temalı fotoğraf ve kısa film yarışmamızın ödül törenini de icra ettik. Bazen bir kare veya bir sahne söze gerek kalmadan her şeyi anlatıyor. Biz ülkeleri eğitimcilerle sendikacıların ayakta tutacağına inanarak yola çıktık. Milletimizin bağrından çıkan ve onun değerlerine bağlı fertler olarak kenetlendik ve otuz üç yıldır gece gündüz ibadet aşkıyla çalışıyoruz.
Eğitim Bir Sen, sadece üyelerine değil, “Hangi düşünceden olursa olsun, hangi fikir kampı içinde yer alırsa alsın…” diyerek inancına, kıyafetine, meşrebine bakmadan herkese; “Karıncanın hatırını sormayan Süleyman olamaz.” Anlayışıyla ulaşmayı ilke edinmiş, fert fert muhatap alarak büyümüş ve büyümekte olan bir sendikadır. Şimdi yeniden koşma ve gönüllere girme vaktidir.
Çözdük, çözüyoruz ve çözeceğiz. Kazanımlarımıza göz dikenleri deşifre etmeye ve yaptıklarımızı anlatmaya devam edeceğiz. Sendikal alanı disipline etmeye, yasamızı, yetkili sendikanın emeğini koruyacak uluslararası standarda kavuşturma mücadelemiz devam edecek ve sekizinci dönem toplu sözleşmeye yeni kanunla gideceğiz inşallah. Böylece, merdiven altı ve arabesk sendikacılıktan, on birinci kattan yönetilen yan kol sendikacılığından, hizip ve küme sendikacılığından, sabah akşam bürokrat tehdit eden atar ergen sendikacılıktan ve sapkınlıkları destekleyen ancak cami, imam hatip, din ve mukaddesat düşmanlığı yapan köksüz ve ithal sendikacılıktan ülkemizi kurtaracağız.
