Her türlü bağımlılık hastalıktır. Kimse, ben bağımlı değilim, demesin. Gözlemlerimiz bizi ele veriyor. Telefon bağımlılığı herhangi bir uyuşturucu bağımlılığından farklı bir şey değil.
Günün on saatini telefonda geçiren bir kimsenin madde bağımlısından ne farkı var? Haftada yetmiş saat, ayda yüz yirmi saat, ayda iki yüz on saat, yılda yüz yirmi gün eder. Demek oluyor ki bir yıllık ömrümüzün üçte biri telefonla meşguliyetle geçiyor.
Telefonun veya telefondaki uygulamaların kendine göre elbette faydası var. Ancak kontrolsüz kullanımının birtakım zararlı sonuçlar doğurduğu kesindir.
Bunların başında telefon yüzünden insanlar artık eskisi kadar birbirleriyle sohbet etmiyor. Yanındaki insanla insanlar konuşmaya tenezzül etmiyor. Eli telefonda, gözü telefonda.
Konuşma yeteneklerini kaybetmiş bir nesil yetişti. Yan yana gelen insanlar beş dakikada bir işi olsun olmasın telefonuna göz atıyor. Yanındaki insanla sohbet edilmiyor zaten. Edilen bir sohbet varsa da bu telefon yüzünden kesiliyor. Hele bir de o anda telefonda yanındakine bir telefon gelmişse. Yani birisi aramışsa… Yanındaki insanları umursamayarak dakikalarca bitmeyen telefon görüşmeleri… Evde, iş yerinde, toplu taşımada; her yerde bu nezaketsiz tutum devam ediyor. Yanında çocuğu mu var, eşi mi var, arkadaşı, çalışanı, resmî dairede bir vatandaş mı bekliyor? Hak getire, kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa telefonla meşgul olmak.
Telefona ve sosyal medyaya bağımlılık aile içi iletişime büyük zarar vermektedir. Gözlemler, analizler, araştırmalar insanların aynı evde her geçen gün birbiriyle daha az konuştuğu, daha az dertleştiği, daha az sohbet ettiği gerçeğini gözler önüne seriyor. Önceleri radyo ve sonrasında televizyonun verdiği zarardan kat be kat daha fazla günümüzde cep telefonu ve sosyal medya uygulamalarına bağımlılık alile içi iletişime zarar veriyor.
Günlük konuşmalarda, jest, mimik, göz teması hem aile içinde hem de çalışma hayatında kişiler arasında kayboldu. Kimse kimsenin yüzüne bakarak konuşmuyor artık. Çoğu kimsenin bu özgüveni de kayboldu. Konuşmak bir nezaket ve üslup biçimiyken bugün bunun yerine kısa cevaplar, geçiştirici asalak kelimeler insanların diline gelip yerleşti.
Bugün hemen hemen herkesin cep telefonunda facebook, whatsapp, tiwitter, instagram gibi uygulamalardan en az birisi mutlaka vardır. Hiçbir bildirim gelmemesine rağmen bu uygulamalarda hesabı olanlar beş dakikada bir telefonunun kontrol ederek, bildirim gelip gelmediğine, beğeni yapan veya takipçisi artmış mı diye uygulamalara göz gezdirmektedir.
Bir kimse eğer yatak odasına yatmaya elinde cep telefonu ile gidiyor ve kalktığında ilk işi cep telefonunu eline almak oluyorsa o kimse artık telefon bağımlısıdır. Geçmiş olsun!
Cep telefonu bir iletişim aracıdır. Bir sohbet meclisinde, bir iş görüşmesi veya bir toplantıda telefonlar sessize alınmıyorsa, aramalar tehir edilmiyorsa, geçmiş olsun, toplumsal nezaket kuralları yerle bir edilmektedir. Cep telefonu iletişim aracı olmaktan çıkmış, artık amaç haline gelmiştir. Çünkü bir sohbet meclisinde, bir iş görüşmesinde veya bir toplantıda bulunanlar, telefon görüşmesi yapan kişinin telefonunu sonlandırmasını bekleyecek, dolayısıyla o telefon görüşmesi yapan kişi orada bulunanlara ciddi saygısızlık ve nezaketsizlik yapmış olacaktır.
Üstelik bu bir kul hakkıdır. Çünkü herkesin zamanı ve kişiliği kıymetlidir. Ve herkes saygıyı hak etmektedir. Keyfi uzatılan telefon görüşmeleri orada bulunan kişilerin zamanını çalmakta ve bu davranış orada bulunanları önemsemeyerek saygısızlık içermektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.