Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin ve Eğitim-Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın’ın konuşmalarından ‘’Dershane Konusu, Alan Değişikliği ve Norm Kadro Problemi, Başörtüsü Serbestiyeti ve Öğretmen Atamaları’’ ile ilgili aldığım notları paylaşacağım.
Sayın Tekin konuşmasının başında önemli bir şeye dikkat çekti. Sahadaki temsilcileri tarafından kendilerine iletilen talep ve sorunları bildiklerini ve hepsini çözeceklerini belirtti.
Sahaya kulak tıkayan bir yöneticinin başarılı olacağına inanmadığını kaydeden Tekin, şöyle devam etti: “Biz sahaya kulak veriyoruz, hepsini önemsiyoruz. Mayıs ayından bu yana bütün girişimlerimizin tamamında sahadan aldığımız verilerle hareket ettik. Bu kadar fedakâr kitlelerle çalışacağımızı tahmin etmiyordum. Güncel tartışma-dedikodularla hareket eden kimse başarılı olamaz. Bugün attığımız her adım, uzun vadeli projelerin adımlarıdır” dedi.
Dershaneler konusuna da değinen Tekin; “Bugün tartıştığımız dershane konusunun, projesinin iki ayağı var.Eğitim camiasıyla bu proje üzerinde çalıştık. Öğrencilerimizin ekstra bir eğitime ihtiyacı yok” diyen Tekin, “Gelin enerjilerimizi birleştirip Türk Eğitim Sistemine beraber hizmet edelim. Bu çağrımıza olumlu cevaplar alıyorum. Bu reform yıllar önce hazırlanmış bir projedir. Şu anda liselerden üniversiteye geçiş için aynı proje üzerinde çalışıyoruz. FATİH Projemiz bütün dünyaya örnek olmuş bir eğitim reformudur” ifadelerini kullandı.
Öğretmen atamaları ile ilgili olarak ta; “Bu akşam itibarıyla 750 öğretmenimiz daha atandı. Son Bakanlar Kurulu toplantısında gelecek yıl alınacak öğretmen ihtiyacı konuşuldu. Başbakanımız, önce 10 bin, sonra da 40 bin öğretmen alınacağı sözünü verdi. Başbakanımız, şu ana kadar bizim hiçbir talebimizi geri çevirmedi. Arkamızda bu destek olduğu sürece bakanlığın bütün sorunlarını çözeceğiz. Başbakanımıza teşekkür ediyorum” dedi.
Konuşmasında alan değişikliği ve norm kadro konusuna da değinen Tekin, şunları kaydetti: “Biz yaz aylarını diken üzerinde geçirdik. 4+4+4 eğitim sisteminden doğacak dönüşümlerden kaynaklı İstanbul için tedirgindik. Ancak bizi, el ovuşturanlara rağmen, sıkıntıdan kurtaran İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine teşekkür ediyorum. Alan değişikliği ve norm kadro fazlalığından doğan problemleri de on gün içinde çözerek, açıklayacağız” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, eğitimcilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, eğitimcilerin hayat şartlarının düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.
Kamusal alan yalanının arkasına gizlenmiş, kendi medeniyet değerleriyle ters düşen, devlet eliyle kadına yönelik şiddetin resmi olan kamuda başörtüsü yasağı için; çeşitli eylem ve etkinliklerden sonra “Özgürlük İçin 10 Milyon İmza” sloganıyla yola çıkıp stantlar kurarak, ev ev, fert fert dolaşarak bir ayda ana muhalefet partisinin oyundan daha fazla olan 12 milyon 300 bin imzayı toplayan, 8 ay boyunca yürüttüğü Sivil İtaatsizlik eylemiyle başörtüsü zulmünü fiilen bitiren, resmen bitirmesi için hükümete her daim çağrıda bulunan ve sonunda tarihi yasağı tarih yapan ve tarih yazan bir teşkilat olduklarının altını çizdi.
Yalçın, “Bu ülkede can yakan ve kana dokunan ne kadar vesayet atığı uygulama varsa tamamının kalkmasında yol olan, yol açan ve yol alan; çoğu insanın sekülerleştiği ve âli menfaatleri için reflekslerini kaybedip dibe vurduğu bir zaman diliminde dibe vurmayıp dik duran bir teşkilat ve onun gönül dostlarıyla birlikteyiz” dedi.
Okulların bütçesizliğine ve eğitimcilerin tahsildarlığa isyanına, norm kadro yönetmeliğinin bir an önce güncellenmemesinin yaşattığı sorunlara, ek ders esaslarındaki adaletsizliklere ve iki gün gelmeyene üç gün daha gelmene gerek yok diyen bonuslu çarpık düzenlemeye, uygulamalarda meydana gelen hatalara ve oluşan mağduriyetlere parmak basmasını bekleyenler olduğunu dile getiren Yalçın, ‘’Bu toplantıyı ağlama duvarına çevirmek, bu salonda bulunan eğitim liderlerine haksızlık olur” ifadelerini kullandı.
Dershane tartışmalarının uzun süredir gündemin ilk maddesi olduğunu dile getiren Yalçın, sendika olarak dershanelerin kapatılmasından yana olmadıklarını ifade etti. Eğitim sistemindeki sorunların çözülmesi durumunda dershanelerin kendiliğinden ortadan kalkacağını belirtti.
Yalçın, şöyle devam etti: “Eğitim-Bir-Sen olarak ‘dershaneler kapatılmamalı, kapanmalı’ diyerek bu konuda sistemin sorunlarının öncelenmesi ve onlar tadil edildikten sonra dershanelerin kendiliğinden kapanacağına dair düşünceyi kamuoyu ile paylaştık. Bizim buradaki temel tespitimiz; okullar eğitimin ana unsurudur. Dershaneler sorunların sonucu olarak ortaya çıkmış paralel yapılanmalardır. Onun için, eğitimde yarıştıran değil, yetiştiren bir sistemi inşa ettiğimizde, değerler eğitime önem verdiğimizde, çocuklarımıza karakter aşılayabildiğimizde, test ile tost arasından kurtarabilecek bir adımı attığımızda, dershaneleri gelecek seçimler değil, gelecek nesiller açısından tartıştığımızda çoğu şeyleri rahatlıkla aşabiliriz.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın sektör temsilcileri ile düzenlediği toplantılara da değinen Yalçın, “Ama görüyorum ki bir tıkanıklık söz konusu. Bakanlığın çözüm mekanizması olarak aynı masada buluşalım önerisinin gardlaşmalara kurban edildiğini görmek bizi üzüyor. Dershane tartışmasının geldiği ve kilitlendiği nokta, tartışıldığı ve üretildiği dil bizi kaygılandırıyor. Fitne fücurun kol gezdiği, sosyal tabanın fay hattının harekete geçirilmeye çalışıldığı ve fesatçıların cirit attığı bir zeminde herkesin dikkatli olması gerektiğinin altını çizmem gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yusuf Tekin, Ali Yalçın, Muhterem Kurt ve Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem adına Başkan Yardımcısı Avukat Şeyma Döğücü’ye birer plaketin verildiği toplantıda, 28 Şubat mağduru üç bayan öğretmen Yusuf Tekin, Ali Yalçın, Muhterem Kurt ve Muammer Yıldız’a birer çiçek takdim ederek, 28 Şubat mağduru olup hakları iade edilen öğretmenler adına teşekkürlerini ilettiler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.