Gerek içeriden gerekse dışarıdan kaynaklanan olaylar yüzünden gündem o kadar yoğun ki, yereldeki gelişmeler pek fazla dikkat çekmiyor, bugünlerde eskisi gibi ilgi de görmüyor. Kamuoyu ülke gündemine, dünya gündemine kilitlenmiş durumda. 1 kasımdan sonra tam rahat ettik derken, haddini aşan Rusya'ya haddini bildirmemizle birlikte, Ortadoğu, özelde de Suriye tam anlamıyla karıştı. Savaş gemisini, uçağını alan Akdeniz'e Suriye'ye demir attı. Akdeniz iyice ısındı.
Ruslar, DAEŞ'le savaşıyorum bahanesiyle Yayladağı'ndaki Bayır Bucak Türkmenlerine bomba yağdırıyor. Esed ordusu da karadan Türkmen kardeşlerimizi sıkıştırıyor. Türkmenler, şehadete and içmiş bir kere "Pes etmeyiz, kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz."diyorlar ve adeta yeni bir Çanakkale Desta'nı yazıyorlar. Kahramanca savaşıyorlar, bin yıllık toprakları için, Dini İslam-ı Mübin için, namusları için cenk ediyorlar.
Tek dişi kalmış medeniyet canavarına karşı şehadete koşuyorlar. Yardımcıları önce Allah, sonrada Türkiye'deki kardeşleri. Türkiye, özellikle de Mİlli İstihbaratımızın Kahramanları, Türkmen Kardeşlerine her türlü desteği veriyorlar. Kahraman Türk Ordusu'nun leventleri de Türkmen Kardeşleri'nin yanında.
Yayladağı, Kızıldağ, Bayır-Bucak; Türkmenlerin olduğu kadar bizimde namusumuzdur. Türkiye'nin savunması buradan başlar.
Türkiye bir yandan da düşürülen Rus uçağıyla ilgili müthiş bir diplomasi yürütüyor, Katar'da, Musul'da üs kuruyor. Türk Cumhuriyetleriyle, Katar'la ve Kuzey Irak'la yeni enerji anlaşmaları imzalayarak Putin'e ve onun Çarlık hayallerine büyük bir darbe vuruyor. Rusya'yı köşeye sıkıştırıyor. Enteresandır, Rus halkıda Türkiye'yi haklı buluyor. Bütün dünya sınırlarımızı ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinde Türkiye'nin haklılığına inanmış durumda.
Bölgemizde ve sınırlarımızda yaşananlar şimdilik aleyhimize görülüyor olabilir. İnanın, yakın gelecekte karlı çıkan Türkiye olacaktır.
Takvim Gazetesi yazarı Ergün Diler, işaret ettiğimiz Büyük Türkiye gerçeğiyle ilgili önemli bir yazı yazdı.Bundan sonrasını görüşlerine bu satırların yazarının da katıldığı Ergün Diler'in yazısının bir bölümüyle devam edelim.
"Abdülhamit Han'ın bıraktığı yerden Erdoğan'la devam ediyoruz... "İtirazı olan var mı?" diye sormuyorum.
Var! Biliyorum. Ama önemsiz... NOT EDİN! Yakında görecekleriniz sizi daha da şaşırtacak...BÜYÜK TÜRKİYE ile bir an önce kucaklaşın.
Büyük devlette yaşamanın keyfini çıkartın. Hepimiz BİR olunca hem daha güçlüyüz, hem daha mutlu... GÖRÜN ve UYANIN ARTIK! Aslında SATRANÇ Erdoğan ile KRALİÇE arasında... Onlar yenildiklerini gördü! Ya siz?^"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.