Osmanlı’dan günümüze kadar gelmeyi başaran 157 yıllık Hafız Mustafa markasının Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar, Miraç Kandili münasebetiyle kandil simidinin hikayesini anlattı.
Kandil simidinin geleneğinin Türklere özgü olduğunu belirten Avni Ongurlar, “Türkler, Selçuklulardan beri mübarek gün ve geceleri kutlamışlar. Kandil yakılarak camilerin aydınlatılması ise II. Selim dönemine (1566–1574) denk gelmektedir. 16’ncı yüzyıldan itibaren İstanbul halkı kandil gecelerini toplu şekilde ibadet ederek ve hayır işleyerek geçirmeyi bir ritüel haline getirmiştir. Kandil günlerinde simit ve çörek yapılarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılması adet olmuştur. Zamanla kandil simidinin şekli değişerek günümüzdeki halini almıştır. İstanbul’un tatlıcıları ve fırınları 1800’lerden beri kandil simidi yapmaktadır ve bu şehrimizin önemli bir geleneğidir. Günümüzde ise bu gelenek hala devam etmekte, kandil gecelerinde, kandil ziyareti için gidilen evlere ve aile büyüklerine hediye olarak götürülmektedir. ” bilgilerini paylaştı.
İYİ KANDİL SİMİDİ NASIL OLMALIDIR?
1864 yılından beri hizmet veren Hafız Mustafa’nın İstanbul’un kandil kültüründe önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Avni Ongurlar, “Poğaçanın da mucidi olan kurucumuz Hafız Mustafa Efendi’den beri bu özel geceler için kandil simidi yapmaya devam ediyoruz. Kandil simidi sadece bir yiyecek değil aynı zamanda kültürümüzün de önemli bir parçasıdır.” dedi.
Kandil simidinin kendine has özellikleri olduğunun altını çizen Ongurlar, “Kandil simidi yapıldığı gün taze şekilde tüketilmelidir. Ağızda dağılması günlük ve iyi olduğunu gösterir. Eskilerin tabiriyle yapısı kıyır kıyır olmalıdır. Kandil simidi yapılırken mutlaka mahlep kullanılmalıdır. Kutuyu açtığınızda kırık simitler varsa o simidin taze olduğunu gösterir.” şeklinde konuştu. Kaynak:Duyuru Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.