Talat Yavuz mu Salih Açıkel mi?

DAHA İYİ OLMALIYIZ YARIN

Türkiye’yi dert edinenlere, dünyayı dert edinenlere, mazlumları, mağdurları ve masumları dert edinenlere selam olsun. Şubemizin başkanlık seçiminin hayırlar getirmesini Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum. Seçimimizi “hayra niyetlenerek çıkılan sefer” olarak görüyorum. 

Kaybedenin olmadığı, yine kaybedenin kazananı tebrik ettiği ve davaya hizmete devam edeceğini beyan ettiği bir seçim olmasını diliyorum.

İki başkan adayımız var. Bir tanesi iki dönemdir başkanlığımızı yapan Talat Başkanımız, bir diğeri Pendik’te ilçe başkanlığı, şube müdürlüğü yapan Salih Başkanımız.

Her iki başkan adayımızdan da bu dünya için öteki dünyalarını yakmayacakları, eleştirecekleri ancak imha etmeyecekleri temiz bir kampanya yürütmelerini rica ediyorum.

Benim pozisyonumda bulunan birisinin normalde yapması beklenen her iki adayla da iyi geçinip, kim kazanırsa kazansın, tarafımın kazandığı bir seçim olabilir. Ancak dava anlayışım, siyasi terbiyem inandığım doğrular uğruna taraf olmamı gerektiriyor.

Her iki aday da uzun yıllardır dostum ve sendikaya hizmet etmiş arkadaşlarımdır. Kazanan da kaybeden de yine arkadaşım olmaya devam edecektir.

Ben Ali başkanımızın yolundan gidenleri destekliyorum. Ali Yalçın, Ahmet Gündoğdu’ya karşı aday olduğunda “Ne gerek var? Sendika bölünecek? Neden anlaşıp tek aday çıkmıyor?” eleştirilerine maruz kalmıştı. Bu eleştirilere karşı "Hizmete talibiz ve varız" diyerek bölücülük yapmadığını, bunun bir hizmet yarışı olduğunu, yeni dönemimizin aynı zamanda yenilendiğimiz dönem olması için uğraşacağını söylemişti. Bütün şube olarak, (Talat Yavuz ve Salih Açıkel dahil) Ali Başkanımızın kazanması için elimizden geleni yapmıştık.

İki dönemdir hizmet eden Talat Başkanın kişiliğine ve karakterine, emeğine diyecek hiçbir sözüm yok. Kendisinden Allah razı olsun.

Her dem yenilenen ve  “Daha iyisi var her zaman, sınırı yok mükemmele varmanın, zaman ne getirir bilinmez ama daha iyi olmalıyız yarın” diyen ve geldiği noktayı önemli bulan ama asla yeterli bulmayan, mevcudu kabullenmeyen, sendikamızın geleceğine ilişkin düşleri olan Salih Açıkel’ i destekleme vakti geldi.

Daha doğrusu dilediğiniz adayı, size yakın olanı, geleceğe dair vaatlerini beğendiğiniz adayı destekleyin. Ama her kim belden aşağı çalışırsa, iftirada/tehditte bulunursa onu desteklemeyin.

Son olarak Şubat soğuğunda boncuk boncuk ter döken Savunan Adam'ın rüyasıydık.  "Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum    Durun kapatmayın pencerelerimi    Güneşimi kapatmayın    Beton çok soğuk, üşüyorum" diyen Muhsin Yazıcıoğlu'nun ve ipe giderken, "Ölümüm sizi ebediyete kadar takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen merhametim sizlerle beraberdir" diyen Merhum Adnan Menderes'in duası ve rüyasıydık.

Tekrar bu çizgiye, Mehmet Akif İnan çizgisine dönmemiz gerektiğine inanıyorum. Sendikal mücadeleyi bir sınıf ya da çıkar çatışması değil, adalet, hakikat ve erdem arayışı olarak görenlerden olmamız dileğiyle seçimin hayırlara vesile olmasını diliyorum.