Hukuk'un dört temel esasa dayalı olarak dünya’yı yönettiğimiz devirler ile günümüzde uygulanmaya çalışılan beşeri hukuk'un mukayesesini yıllardır yapar dururuz...
Her şeyde olduğu gibi sadece 'tartışırız!'
Üstelik,
tartıştığımız fikrin ana prensiplerini bilmeden/kavramadan/yaşamadan...
Kısacası eskimeyen dil ile 'Edille-i erbaa' hayattan çıkarılmış…
Yerine şimdilerde ki yeni(cik) dil ile 'çağdaş' bir düzen ortaya konmuştur.
Daha konduğu anlarda bile yama tutmayan bu yeni bohçanın içi:
Fitne-fesat odakları için liman,
Yalancı-dolancılar için iyi bir tezgâh,
Rüşvetçi ve adam kayırmacılar için ise bulunmaz bir nimet olmuştur.
Ve biz... Hep bu köhnemiş çağdaş düzene isyan ettik durduk!
İdarede, cezada, askeriyede, okulda...
Caddede, sokakta, sosyal hayatta 'inandığımız' değerlerin dışında yönetildik!
Dahası o zulüm yıllarında: Adaletli, ahlaklı, ehliyetli/liyakatli...
İman etmiş/Mümin kısacası 'alim' kimseleri aradık durduk!
Gün geldi dualara icabet edildi...
Devir değişti/ devran döndü!
Sosyal hayatın da üzerine bir sürü köprülerle yeni yeni yollar yapıldı,
Yapılan o köprülerin altından da yıllar su gibi aktı geçti!
Yılların bu akışında dağınık olan çer/çöpler de bir yerde toplandı.
Ve... O çer/çöpler temiz ve berrak su akışını tıkadı!
Şımarık ve liyakatsiz bu çer/çöpler:
Kamu hizmetlerini hayata 'Hakk' ölçüsünde yansıtmaz oldu.
Ferdin hak ve hürriyetlerini önemsemeden,
kamu idaresini her şeyden üstün tuttu!
Dahası bu üstünlüğü, kendi 'ağabisi' olanların üstünlüğüne tevil etti.
Bunları neden mi yazıyorum?
Allah Allah olan/bitenden her şeyden memnun musunuz?
Sizi bilmem de, içinde bulunduğum 'dertli' grup memnun değil!
Bu necip millete hizmet aşkıyla yaşayan...
Ölüme 'kefeni' ile her an hazır olanlar için dertleniyoruz.
Hasılı şu an da kamu idaresinin bazı bölümlerinde...
En azından Pendik'te 'sorun' var!
Dolayısıyla vatandaşta da...
Bu dertlenmemiz: Ömerler, Aliler, Haspiler arayan
bizi en tepede yönetenedir.
Ve dahi defaatle dediğimiz gibi yine de deriz ki;
şu 'şimarık bürokrat(cık)lar davaya zarar verdiler ve hala veriyorlar!
Bize gelince söylemeye, yazmaya/çizmeye...
Durmadan da yolda yürümeye devam vesselam.
