SORUNLAR YİNE GELECEK YILA DEVRETTİ

GELECEK YILA DEVREDEN PROBLEMLER              
Eğitim Bir Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanlığı okullardaki genel problemlerle ilgili bir açıklama yaptı. Talat Yavuz imzalı açıklamada şu görüşlere yer verildi; "Okulların temizlik ve güvenlik problemleri, ödenek ve personel yokluğu, Okul Aile Birliklerine ve idarecilere devredilen dağ gibi problemlerin başında gelmektedir. Bütün mesleki donanımı eğitim üzerine olan yöneticilerin, üstesinden gelemeyecekleri maddi yükün altında ezilmesini izleyerek, eğitim alanında atılım beklemek ne kadar akla uyar acaba? Her yıl onlarca masum, tecrübesiz idarecinin kurban verilmesi bir yana, bin bir zorlukla aldığı arabasını satarak, icra kıskacından kurtulmak için, SGK’nın verdiği cezayı ödeyen idarecilere ne zaman sahip çıkılacak? Eğitim alanında kısa sürede atılım ve başarı bekleniyorsa işe buradan başlanmalıdır. Okulların vergi ve sigorta işlemleri müdürlerin kimlik numaraları üzerinden yapılmamalıdır. Bu öğretim yılında uygulamaya koyulan İKS, TEFBİS, ARGE, OGYE ve TKY anketlerinin, çözülmesi gereken köklü problemlerin yanında katkısı ve yol göstericiliği bir hiç olacaktır. Kayıt dönemlerinde televizyonlarda esip gürleyen yöneticilerin, okul müdürleriyle baş başa kaldıklarında, “projelerinizi anlatın, velilerinizi ikna edin, biraz iletişim becerinizi geliştirin” gibi taktikleri bu probleme dürüst bir çözüm olmuyor.

Eğitim çalışanlarının problemleri de gelecek yıla devretti. Vergi dilimine erken giren öğretmenler, adeta yılda bir kez maaş zammı almış oluyorlar. Çünkü  Temmuz ayında alınan küçücük zam, vergi diliminden dolayı  artan kesintiyi karşılamıyor, hatta ikinci altı aylık maaşı, ilk altı aylık maaşından az olanlar bile oluyor. Ek ders ücretleri, emeklilik hesabına dahil edilmezken, vergi dilimi hesabında toplam gelire dahil ediliyor.

Artık amirine, memurundan az maaş  veren uygulamalara son verilmelidir. İş huzuru ve devlet hiyerarşisine ters olan bu komiklikler ortadan kaldırılmalıdır. Şef ve şube müdürlerinin ek ödeme alamamasını, eğitim dünyasıyla hiç  ilgisi olmayan kesimler duydu ama bizim bakanlık yöneticileri bir türlü duymadı. . Bakanlığın yaptığı sınavlarda, hizmetli ve güvenlik görevlilerine 65 TL, sınav komisyonu üyeleri ve salon görevlisi öğretmenlere 35 TL. verildiğini kim nasıl anlatacak? Bu durumu öğretmenler bakanlık bizi hizmetli olarak görevlendirsin esprileri ile karşılıyorlar.

4/B sözleşmeli çalışanların kadroya geçirilmesini alkışlarken, bu uygulamanın belediyeler ve TRT gibi kurumlarda çalışan seksen bin çalışanı kapsamadığını  öğrendiğimizde sevincimiz kursağımızda kaldı. Sözleşmeli kavramının tarihe karışmasını ve 4/C’li çalışanların da kadroya geçirilmesini bekliyoruz. Geçim sıkıntısı içindeki hizmetli ve memur eğitim çalışanlarının gelirlerinin de ülkemiz ortalamasında bir hayat standardını sağlayacak miktara kavuşması gerekmektedir.

Sınav güvenliği sağlanmalı, değerler eğitimine ağırlık verilmeli, okulların bütçeleri olmalı  ve eğitimcilerin tahsildarlığına son verilmeli, öğretmen açığı giderilmeli, ek derslerle ilgili oluşturulan beklentilere doyurucu cevap verilmeli, okul müdürlerine uygulanan rotasyon üst yöneticilere de uygulanmalı, kariyer basamakları sınavı bir an önce yapılmalı, MEB Personeli Yer Değiştirme Yönetmeliği yeniden düzenlenmeli, bazı üniversitelerdeki antidemokratik uygulamalara son verilmelidir. Okullar yapılırken spor, sanat ve sosyal etkinlikler yapılabilecek şekilde tasarlanmalı, çağımızın hastalığı birçok problemden çocuklarımızı korumak için okulda daha çok zaman geçirmelerini sağlamalıyız.

Yeni dönemde Milli Eğitim Bakanını  bekleyen bu problemlerin çözümü, ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın yetişmesine ne kadar önem verdiğimizi gösterecektir. Çözüme kavuşmayan ve uzun süre gündemde kalan problemler, eğitimin özel sektöre devredildiği ve ülkemizi yönetecek nitelikli az sayıda beynin bu okullarda zaten yetiştiği algısını güçlendirecektir.