Sofranın bizim kültürümüzdeki çağrışımı; aşını-ekmeğini birlikte paylaşarak yemektir. Hem açlığını gidermek, hemde sofra başındaki sohbetle ruhu muhabbete doyurmaktır. Ancak, sofranın kuruluş amacı, ön ve ardından gelen kelimeler anlamını değiştirir, bambaşka mecralara sürükler. Mesela; Dostlar sofrası vardır, kurtlar sofrası vardır, Halil İbrahim sofrası vardır, Sykes-Picot sofrası vardır.
Sykes-Picot sofrası; 1916 yılında İngiliz ve Fransızların, yanlarına Rusları’da alarak Osmanlı topraklarını paylaşmak için kurdukları kurtlar ve canavarlar sofrasıdır.
Kurtlar sofrası; Başkasının elindekini zorla almayı, haksızlığı, zulmü, parçalamayı ve bölmeyi ifade eder. Çok uyanıkların, safları sömürmesini ifade eder. Hatta, sofradaki en uyanıkların, karınları doymazsa birbirlerinin elindekini zorla almasını da ifade eder.
Halil İbrahim sofrası ise tam tersi anlamdadır; Elindekini ve yediğini başkaları ile paylaşmaktır. İçinde insan ve ikram sevgisi, Allah rızası vardır.
Uyanıklar, kurtlar sofrasına, Halil İbrahim sofrası adını da verebilir, sizi tuzağa çekebilirler. Yemeğe giderken, parçalanıp yutulabilirsiniz. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilirsiniz. Onun için her sofraya oturulmaz. Ağzına bir parmak bal çalıp, yemeğine zehir katabilirler. Altılı masadaki kavgada bunu göstermektedir. Birbirlerine en ağır hakaretleri yaparak, güvensizlik üzerine kurulu, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ve bakanlık paylaşımı üzerine kurulu, daha dereyi görmeden paçaları sıvayarak birbirlerinin kafasını gözünü patlatan menfaat sofrası olarak kurdurulmuş. Keçi can derdinde, sofrayı kurduran et derdinde.
Yirminci asrın başında 29 Nisan 1916‘da, Irak’ın güneydoğusunda, Fırat ve Dicle’nin buluştuğu Kût’ül Amare’de Osmanlı Ordusu ile İngiliz ordusu karşılaşır, Osmanlı 6. Ordusu İngilizleri hezimete uğratır. Bir taraftan Çanakkale’de, diğer taraftan Kût’ül Amare’de ve yedi düvelle savaşan Osmanlı’yı savaşta yenemeyeceğini anlayan İngiliz’ler sinsi bir tuzak kurarlar. Daha doğrusu bir kurtlar sofrası kurarlar ve üzerinde yıllarca gizli gizli çalıştıkları şeytanca bir planla İngiliz ve Fransız dışişleri bakanları Osmanlı’yı bölmek ve parçalamak için masada paylaşım yaparlar. Gizli bir antlaşmayla, Rusya’ya ve bir kısım Avrupa ülkelerine de bu paylaşımdan pay verirler. Bu gizli antlaşmanın adı; “Sykes-Picot”anlaşmasıdır. Tarih; 16 Mayıs 1916. Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun bir kısmını Rus’lara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Fransızlar’a, Orta doğu ve Arap yarımadasının önemli bir kısmını İngilizlere verirler. Neticede, Osmanlı Devleti 45 ayrı devlete ayrılır.
Bir asır sonra şimdi yeni bir sofra kurmuşlar, bu paylaşım ve bölüşüm sofrasında bu sefer Amerika’da var ve en baş rol onda.
2001 yılında Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanı ve daha sonra dışişleri bakanı olan Condoleezza Rice, 2004 yılında bir konuşmasında şunları söylemiştir; “Ortadoğu (Eski Osmanlı) coğrafyasında yer alan ülkelerin kontrol altında tutulması için daha küçük devletçiklere bölünmesi gerekir.” Amerika ve onun uydusu Avrupa bu planı uygulamaya koymuşlardır. Bugün; Irak, Suriye, Yemen, Libya bu plan doğrultusunda istikrarsızlaştırılmış, iç savaşa sürüklenmiş ve ikiye, üçe bölünmüştür. Halen bu kaos devam etmektedir.
Şimdi bu sofranın hedefinde Türkiye vardır. Çok dikkatli olmalıyız. Her davete kanmamalıyız. Teröristlerin her gün destek verdiklerini açıklamaları, sofranın arkasında Amerika ve uydu ülkelerinin olduğunu göstermektedir. O sofranın yemeği tehlikelidir. Vatanseverlerin o sofrayı terketmesi gerekir. Halil Ibrahim sofrası değil, kurtlar sofrasıdır. Ülkemiz bu sofraya yem edilmemelidir. Bu sofrayı dış mihraklar kurmuştur. Sofranın altından Kandildeki teröristler kafayı uzatmış, biz de buradayız demektedirler. Asıl ağa babaları olan Amerika fırsat kolluyor. Sofranın altından çıkıp, başına oturup paylaşım yapmak için.
Ey bu cennet vatanın asil evladı, yüreğine sesleniyorum, vatan sevgine sesleniyorum, bayrak sevgine, milli ve manevi duygularına sesleniyorum, asil duygularına sesleniyorum; Amerikan sofrasında, emperyalizmin sofrasında bu ülkenin paylaşılmasına izin verme, kendine, ülkene ve bağımsızlığına sahip çık. Ülkemiz 14 Mayıs seçimlerinde bir kısım muhterisler ve gafiller tarafından Amerikan sofrasına konulmuş ve iştahla yenilmesi için gün sayılmaktadır. Buna fırsat vermemek senin elindedir.
Seçimler, normal bir seçim olmaktan çıkarılmış, doğrudan vatanın paylaşılması, demokrasi ve özgürlükler alanındaki bütün kazanımların yok edilmesi, yerli ve milli teknolojik yatırımların durdurulması ve yeni Sevr’ler için muhterislerin iktidara ortak olma duyguları kullanılarak emperyalizmin sofrasına konulmaya çalışılmaktadır. Londra tefecileri iştahla beklemektedirler. Bir asır sonra yeni bir gaflet, koca bir yüzyılı daha kaybetmek demektir. Telafisi imkansızdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.