Hummalı bir seçim çalışması yürütüyorlar. Anamuhalefet partisinde böyle bir yarışa ilk kez şahit oluyoruz. CHP İstanbul İl Başkanlığı, İstanbul'da 200'den fazla aday adayı müracaatının olduğu bilgisini medyayla paylaştı. Bu sayının daha da artabileceği ve eylül sonuna kadar 300'ü geçeceği tahmin ediliyor.
Ana muhalefet CHP, bu sefer işi sıkı tutuyor. Özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanmak istiyorlar. Bu hedefe ulaşmanın yolu da ilçelerden geçiyor. Bu nedenledir ki, ilçelerde en çok oy alacak adaylarla yarışa girmek istiyorlar.
Pendik'te; Bilal Gündoğdu, Dr. Tuncer Özyavuz, Abidin Ekren, Bayram Bekar, İsmail Kabakçı, Muhammed Gülenç ve Hasan Basri Özbek, yaklaşık 2 aydır sahada çalışma yürütüyor. Seçmenle, örgütle ve medyayla toplantılar yapıyorlar. Sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ediyorlar. Tam bir rekabet ortamında aday olabilmek için yarışıyorlar. CHP'nin Pendik aday adaylarının sayısının ay sonuna kadar 10'u geçeceği tahmin ediliyor.
CHP'de durum böyleyken, AK Parti'de henüz bir hareketlilik gözlenmiyor. İktidar partisi aceleci de değil. Belediye başkanının AK Parti'li olduğu ilçelerde, aday adaylığı düşünenler başkanın durumuna göre strateji belirleyecekler. Çok sayıda isim pusuya yatmış, mevcut belediye başkanlarının durumunu gözlemliyor.
İktidar partisindeki ortak kanaat, bir dönem belediye başkanlığı yapanların büyük bir hata yapmadıkları takdirde bir dönem daha devam etmesi yönünde. Kamuoyunda kabul gören görüşte bunu destekliyor.
AK Parti Genel Merkezi ve İstanbul İl Başkanlığı, ilçeler bazında anket yaptırmaya başladı. Anketlerde, öncelikle mevcut belediye başkanlarının performansı ve halk tarafından ne kadar kabul gördüğü ölçülüyor. AK Parti'nin genel oylarıyla belediye başkanlarının oyları değerlendiriliyor. Arada fazla bir fark yoksa, belediye başkanı için sorun yok. Ancak yerel oylar ve başkanın performansı partinin genel oylarından düşükse işte o zaman belediye başkanı için sorun başlıyor. Aradaki fark bir kaç puan ise sorun yine yok. Sorun mesafe açıldığında başlıyor.
Örneğin bir ilçedeki ankette AK Parti'nin oyu yüzde 55 ve belediye başkanının oyu yüzde 35 olarak tespit ediliyor. İşte burada belediye başkanı için tehlike çanları çalmaya başlıyor. Çünkü aradaki bu fark, Başbakan Erdoğan'ın kabul ve tahammül edemeyeceği kadar büyük. Bu ve benzeri sonuçlar Başbakan'ı oldukça sinirlendiriyor ve kimsenin ne hatırına, ne de gözyaşına bakıyor.
Geçen aylarda Kırıkkale'de yapılan bir anket gazetelere haber olmuştu. Bu ilde AK Parti'nin oyu yüzde 60 iken belediye başkanının oyu yüzde 11 çıkmıştı. Haberde başbakanın küplere bindiği iddia ediliyordu. O belediye başkanının önümüzdeki seçimde şansının olmadığını herkes gibi bende düşünüyorum.
AK Parti İstanbul'a çok önem veriyor. İstanbul Büyükşehir'de CHP ile aradaki oy farkı oldukça az. 2009 seçimlerinde AK Parti yüzde 44, CHP ise yüzde 37 oy almıştı.
Bu sonuçlar gözönüne alındığında başbakanın İstanbul'da işi şansa bırakmaya niyetinin olmadığı sonucunu rahatlıkla çıkarabiliriz.
Onun için en çok oy getirecek adaylarla yola çıkacağı kaçanılmazdır. Kaybedecekse de en çok oy alan adayla kaybetmek isteyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.