Biz yaşarken bir tarih yazıldı. Bir adam çıkıp acımasız bir savaşın seyrini değiştirdi. İnsanlığın onurunu kurtardı. Bir devri kapattı, süper güçlerin süper silahlarının çöpe atılacağı bir devri açtı. Dengeleri değiştirdi, gelişmiş hava savunma sistemlerini devre dışı bırakarak ezberleri bozdu. Şimdi herkes şu sorunun cevabını arıyor: Bu başarı nasıl geldi?
Yaklaşık bir buçuk yıl önce, geçen öğretim yılının ilk ders günü, “MEB Mİ T3 MÜ?” başlıklı yazımda, buradaki başarıya dikkat çekmiş, eğitimde aranan başarıya giden yolda esin kaynağımız olsun diyerek, MEB’de yeni dönemin ayak sesleri gelen tartışma konularına atıfta bulunmuştum. (http://istanbul4.ebs.org.tr/…/2…/14/talat-yavuz/meb-mi-t3-mu)
Yazımı; “Yok mu koca yürekli bir eğitimci, herkesi kucaklasın. İşini iyi yapan ve başarılı olan herkesle çalışırım diyerek bütün enerjisini eğitime, işe ve başarıya odaklasın. Kimsecikler alınmasın ve kusura bakmasın, gördüğümüz şudur; herkeste bir tedirginlik var ve bakanlık yetkilileri alanlarda siyasiler gibi taban desteği arayışında. Buna gerek yok ve öğretmenler artık kişisel gelişimcilerin yöntemlerine doydular. Derinden, sessiz, vakur, ağır başlı ve başarılı bir süreç bekliyoruz, tıpkı T3 gibi. Başarı dolu bir yıl diliyorum.” diyerek bitirmiştim.
Bugünün eğitim gündemine baktığımızda, yukarıdaki tespit ve kaygıların yersiz olmadığı görülecektir. Ne değişti, her bakan değiştiğinde bunlar oluyordu zaten. Önce ehliyet, liyakat tartışmaları başlatılır, ardından öğretmenlerin yetersizliği konuşulur ve hizmet içi eğitim planlanır. Bürokrasideki süpürme harekâtının ardından rakamlara ve tablolara takla attırma seansları başlar.
Eğitimdeki başarı, bilim ve teknolojiyi ve bağlı olarak kalkınmayı getirir. Önümüzde bir başarı hikâyesi var. Eğitimle de çok ilgili bir alan. Sürekli kendini yenileyen, geliştiren ve kestirilemeyen hamleler planlayan bir vakıf, T3 Vakfı. Bu vakfın eğitim süreçleri nasıl planlanmış? Ehliyet ve liyakat ilkeleri, adalet terazisi nasıl çalışıyor?
Söylediklerimizin tam tersini yaparak, hedeflediğimiz yere değil başladığımız yerin çok uzağına çıkabiliriz. SİHA başarısı, sadece eğitimde değil diğer bütün devlet birimlerine önce esin kaynağı olmalı, sonra stres oluşturmalı, yetkilileri bir iç sorguya götürmelidir. Böylece belki birilerinin aklına bedel ödetmek değil, bedel ödemek gelir.
Eğitimde FETÖ sonrası verilen mücadelenin ardından neler yapılmalıydı, bugün neler yapılıyor? Bu soruya esaslı bir cevap vermenin vakti gelmiştir. Yaşanan paradigma değişikliği hayra işaret değildir. Kimlerin sevindiğine, kimlerin tedirgin olduğun bakarak iki yıl sonra nereye çıkacağımızı şimdiden kestirebiliriz. İnsanları değil sistemi değiştirmeye ihtiyaç var. Sınav baskısı artıyor, meslek liseleri tercih edilmiyor, okul kursları değil dershaneler revaçta. Sahi, TEOG neden kaldırılmıştı?
Talat YAVUZ
Memur Sen İstanbul İl Başkanı
[email protected]
