Sezai Karakoç’un Vefatı Münasebetiyle Bir Mülahaza

Geçtiğimiz günlerde vefat eden Sezai Beyin ardından halkımızın Sezai Karakoç sevgisini, muhabbetini görünce gözlerim yaşardı.

Ne kadar vefakâr, ne kadar kadirbilir ve ne kadar düşünce, sanat ve edebiyat meraklısı bir halkımız varmış meğer.

Da, biz farkında değilmişiz.

Demek ki halkımız Sezai Bey gibi değerleri çok severmiş, çok takdir edermiş de, belli etmezmiş. Sevginin, muhabbetin makbulü onu aşikâr etmemekmiş demek ki, ve halkımız da bu erdeme fazlasıyla sahipmiş.

Bu vesileyle bir hatıramı anlatayım.

90’lı yıllardı. Sezai Bey, o zamanlar Türkiye’nin en çok satan bir haber dergisi tarafından “Yaşayan en büyük Türk şairi” seçilmişti. İşte o günlerde Cağaloğlu’ndaki bürosuna uğradım Üstadın. Tek başına oturuyordu. Onun yalnızlığına iştirak ettim.

Bir zaman oturduk ve sonra vapura binmek için bürodan çıkıp Eminönü iskelesine doğru yürüdük. Bu büyük şairle yanyana yürümek bana tarifsiz bir gurur veriyordu. Bu arada yürürken etrafı da gözlemliyordum. Sezai Beyi tanıyan, selam veren bir Allah’ın kulu çıkmadı. Ben de içimden, hadi itiraf edeyim, sitem ettim o insanlara. Bu büyük şair, bu büyük mütefekkir tanınmaz mı diye.

Şimdi anlıyorum ki, haşa, tanımamak ne demek? Halkımız Üstadı tabii ki tanıyordu, ama gizlice tanıyordu; belli etmiyordu. Halkımız tanımayı da gizlice yapıyordu.

Sonra Kadıköy vapuruna bindik. Akşam saati olduğu için hayli kalabalıktı vapur ve hemen hemen bütün koltuklar doluydu. Biz ayakta duruyorduk ve birilerinin Üstada yer vermesi için etrafa göz atıyordum ama kimse kalkıp da Üstada yer vermedi.

Haşa, saygısızlık ne demek?.. Aslında çok saygı duyuyorlardı ama tabii ki bu saygılarını aleniyete dökmeyip içlerinden gösteriyorlardı.

Öyle ya her şeyin gizlisi makbuldü.

Bu arada bulduğum tek kişilik bir yere de Üstad, “Biz yol arkadaşıyız; ya ikimiz de otururuz, ya ikimiz de ayakta gideriz.” diyerek oturmamıştı.

Ama halkımız öyle vefakâr, öyle kadirşinas bir halktı ki, işte sağlığında belli etmedikleri vefayı, saygıyı vefatında Üstada misliyle gösterdi.

Hele sosyal medyada yer alan Sezai Bey paylaşımlarını görünce kendimden utandım. Suizannımdan hacillendim.

Dedim, ‘Oolum, senden başka herkes tanıyormuş Sezai Beyi de, senin haberin yokmuş.’