Hastalığa yol açan nedenlerin bilinmediğini belirten uzmanlar; başka insanların yemekleri çiğneme, yutma, ağız şapırdatma ve derin nefes alma esnasında çıkardıkları seslerin yanı sıra klavyede yazı yazma ve parmakların masaya vurulması gibi takırtılı seslerin de kişide rahatsızlık yarattığını belirtiyor. Hastalığın 9-12 yaş aralığında başladığını kaydeden uzmanlar, daha çok kadınlarda görüldüğüne dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Emrah Güleş, “bazı seslerden rahatsızlık duymak” olarak tanımlanan mizofoni rahatsızlığı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Tekrar eden sesler rahatsız ediyor
Misofoni hastalığının Yunanca’da nefret etmek ve ses kelimelerinin birleşimiyle oluşturulduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Emrah Güleş, “Bu hastalıkta kişinin belirli seslere toleransı azalmış oluyor. Çiğneme, yutma, derin nefes alma, ağız şapırdatma, klavyede yazı yazma, parmakların masaya vurulması ve takırtılı sesler bu rahatsızlıkta en çok rahatsız eden seslerin başında geliyor. Bu gibi seslerin ortak özelliği genelde tekrar eden sesler olmasıdır. Misofoni hastalarının bu seslere tepkisi genelde sinirlenme ya da huzursuzluk hissi şeklinde oluyor ve bu seslerden kaçınmaya ya da kaçmaya çalışıyorlar.” dedi.
Mizofoni 9-12 yaşlarında başlıyor
Mizofoni hastalığının daha çok kadınlarda görüldüğüne dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Emrah Güleş, “Hastalığın sebebi bilinmiyor ancak hem nörolojik hem de psikolojik bir bozukluk olarak değerlendiriliyor. Mizofoni ortalama olarak 9-12 yaşları arasında başlıyor. Yapılan çalışmalar, beynin bazı bölümlerinde aktivitenin daha fazla olduğu gösteriyor. Obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozukluğu ve tourette sendromunun mizofoni hastalarında sıklıkla beraber görülen hastalıklar olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca kulak çınlaması olan kişilerde de mizofoni çok görülüyor.” diye konuştu.
Davranışçı terapi tedavide başarılı olabilir
Psikiyatri Uzmanı Dr. Emrah Güleş, mizofoni hastalığı için üstünde anlaşmaya varılmış bir tedavi yöntemi olmadığını ancak bilişsel davranışçı terapi ve duyarsızlaştırma terapisi gibi terapi yöntemlerinin başarılı olabileceğini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.