Dağlı, başlatılan Pençe-Kartal Operasyonun PKK'ya ağır darbe vuracağını belirtirken, Libya'da Türkiye'nin Rusya'nın dayatmasıyla atılacak bir ateşkese yanaşmayacağını ve Hafter'i masada görmek istemediğini kaydetti. Dağlı, İdlib Zirvesinde çekilen bir fotoğrafa değinip Suriye'deki gelişmeleri de yazdı.
İşte Taha Dağlı'nın o yazısı;
Türkiye’nin gündeminde üç önemli başlık var: Irak-Libya-Suriye.
Gelişmeler çok sıcak ve baş döndürücü, peki Türkiye’yi nasıl bir süreç bekliyor?
Öncelikle vurgulamak gerek.
Irak’ın kuzeyinde PKK terör örgütüne yönelik bugüne kadar onlarca kez hava operasyonları düzenlendi.
Pençe-Kartal ise öncekilerden kesinlikle çok daha farklı.
Yani daha somut sonuçlar ortaya çıkaracak boyutta bir operasyon.
Aslında Pençe bir süredir devam ediyordu.
TSK, 27 Mayıs 2019’da Pençe-1,
12 Temmuz 2019’da Pençe-2,
23 Ağustos 2019’da ise Pençe-3 harekatlarını düzenlemişti.
Belli ki Pençe-Kartal ile süreç şekillenecek belki tamamlanacak.
Operasyonun sonunda Kandil, Sincar PKK’dan tamamen arındırılabilir.
Pençe-Kartal’da birden fazla nokta hedef alınıyor.
En önemlisi ise Sincar.
2014’te DAEŞ terör örgütünün işgalinin ardından bölge PKK’nın işgaline girmişti.
PKK, oradaki ezidileri sürgün etti, işlerine yarayanlardan ise YBŞ adlı PKK’ya bağlı bir terör örgütü kurdu.
Sincar dahil TSK’nın operasyon alanlarının hiç birinde sivil hedef yok. Tamamı terör yuvası.
HDP’liler hemen harekete geçip, uluslararası kamuoyu oluşturmaya çalıştılar, "TSK sivilleri vuruyor" yalanıyla.
Ama Sincar dağı, Kandil, Mahmur veya diğerleri, operasyonun yapıldığı tüm alanlar PKK teröristlerinin yuvalandığı yerler ve buralar nokta atışlarla imha ediliyor.
İkinci Kandil olarak bilinen Sincar’ın PKK-PYD için stratejik önemi Kandil’den bile daha fazla.
Zira hem Türkiye hem de Suriye sınırına çok yakın bir yer.
Irak’ın kuzeyiyle Suriye’nin kuzeyindeki PKK-PYD irtibatı Sincar üzerinden sağlanıyor.
Sincar’ın Pençe-Kartal harekatıyla düşmesi demek, PKK-PYD’nin Irak-Suriye bağlantısının kopması anlamına geliyor.
Sincar düşerse, Suriye’nin kuzeyindeki PYD’nin Irak’tan beslenme kanalı yok olmuş olacak.
Görüşmenin neden iptal edildiği belli oldu! Rusya'dan Türkiye'ye kabul edilemez teklif
Gelelim Libya’ya.
Rusya, 24 saat olmadan, planlı İstanbul ziyaretini iptal etti.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile Rusya Savunma Bakanı Şoygu’yu taşıyan uçak havalanmıştı bile ama planda son anda değişiklik yapmak zorunda kaldılar, İstanbul’a doğru yolu çıkan uçak havada geri dönüp, Kırım’a indi.
Çünkü Rusların niyeti Türkiye’yi, Libya’da ateşkese zorlamaktı.
Türkiye ise Trablus güçleriyle birlikte Sirte’yi de kurtarmadan ateşkese yanaşmıyor, haklı olarak.
Zira Rusların dayatmasıyla oturulacak bir ateşkes masasında, Hafter de olacak.
Ve Hafter’in içerisinde yer aldığı bir ateşkes sürecinin yaşama şansı kesinlikle yok.
Bir de Suriye’ye bakalım.
Şubat ayında İdlib’te rejim saldırılarının ardından Başkan Erdoğan ile Putin arasında Moskova’da bir zirve gerçekleştirilmişti.
Hatırlayın, Putin’in o zirvede suratı bir hayli asıktı.
Umduğunu alamayan bir Putin görmüştük.
Neticede İdlib’te öyle ya da böyle bir uzlaşıya varıldı, süreci de hala devam ediyor.
Ama Rusların dediği olmamıştı.
Çünkü onlar, İdlib’te iki karayolunu da tamamen almak niyetindeydiler.
Sonra ne oldu?
Türkiye, ulusal mutabakat hükümetiyle birlikte Libya’da peş peşe başarılı operasyonlar gerçekleştirdi, Ruslara da ağır darbe vuruldu.
Bugün Libya’da ateşkes dayatmasını kabul ettiremeyen Ruslar, yarın bunun faturasını İdlib’ten çıkarmak isteyebilirler.
Yani Libya’da onları reddettik diye Suriye’de İdlib üzerinden Şubat ayındaki benzeri bir saldırı sürecini yeniden başlatabilirler.
Tabi Şubat’tan bu yana Akdeniz’de denklem bir hayli değişti.
5 Mart İdlib uzlaşısı, Türkiye’ye önemli zaman kazandırdı.
Bu zaman diliminde de Türkiye, Libya’nın haritasını kendi lehine yeniden çizdi.
O nedenle Rusların, Libya’nın acısını Suriye’den çıkarma gibi bir opsiyonları ellerinde olsa da buna cesaret edebilecekler mi, orası meçhul.
Kimse unutmasın.
Evet Rusların kontrolündeki Esed rejimi, Şubat’ta İdlib’e saldırdı.
Ama karşılığı da fena olmuştu.
Düne kadar Trablus’ta yerle bir edilen Rusların hava savunma sistemleri o günlerde İdlib’te paramparça edilmiş, rejim safında İranlı, Hizbullahçı kim varsa, yüzlercesi imha edilmişti.
Şimdi Moskova, Libya’da umduğunu bulamadı diye bir kez daha İdlib’e saldırmaya kalkarsa, alacağı yanıt Şubat’takinden daha sert olabilir.
KAYNAK: HABER7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.