• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara 1 °C

Rotasyonda İptallere Sevinmeli mi?

Ali Yalçın



Rotasyon uygulaması  başlamadan başlayan tartışmalar rotasyon uygulandıktan sonra da durmadı devam etti. Her gün rotasyon iptali ile ilgili yeni mahkeme kararları internet sitelerine düşerken rotasyonda haksızlığa uğradığını düşünenler “oh olsun işte bu!” diye sevinip “oley!” hareketi yaparken, herkes bu işin sonu nereye varacak diye meraklanmadan da duramıyor. Rotasyon iptali ile ilgili öyle bir karar çıktı ki rotasyona dava açıp yürütmeyi durdurma ya da iptal kararı ile yerine iade edilenlere “eyvah! Yandık” dedirtecek bir karar…

Rotasyon uygulamasının olması ve bunun sadece okul müdürleri ile sınırlandırılmayıp, diğer idari kademeler için de olması gerektiği konusunda herkes hem fikir görünüyordu. Mevcut yönetici atama yönetmeliği taslak aşamasında iken sendikaların görüşleri dikkate alınmıştı. Yeni yönetmelikte tercihlerine yerleşemeyenleri önceki gibi valilik makamının inisiyatifine bırakmayıp kaygılarını dikkate alarak, müdahaleye açık olmasın diye tercihlerine yerleşemeyenlerin “bilgisayar kurası” ile yerleştirilmesini isteyen düzenleme bu işin önemsendiğinin işaretiydi. Fakat tercihlerine yerleşemeyenlerin yerlerinin belirlenmesinin bilgisayar kurası ile yapılacak olması, müdürlerden gelen mahalle baskısı ile önceki itirazdan hareketle iptal için imdat simidi olarak görülmüş ve bir sendika tarafından yeniden dava edilmişti. Mahalle baskısına yenilen sendikanın kulaklara pembe sözleri fısıldaması belki de stratejik hareketti..! Müdürler bu ince ayrıntıyı ne yazık ki kaçırdı. Yönetmelikte bence de revize edilmesi gereken yerler vardı. Bu doğru bir tespitti… Yönetmelikte hesap edilemeyen ama uygulama esnasında hissedilme oranı artan defolardan:

     —Aynı kurumda 5 yılını dolduran müdürlerin rotasyonunda ilk tercihlerine yerleşemeyenlere ikinci tercih hakkının tanınmaması,

     —İlk atama ve isteğe bağlı yer değiştirmede kılavuzda olmadığı halde rotasyonda meslek liselerine özel, normun olup olmamasına bakılmaksızın alan, modül varsa atanma hakkı getiren yeni düzenleme. Detayına girmeyeceğim internette mevcut (Rotasyon Mayınlı mı? / Ali Yalçın)

     —Özel okullarda geçen idareciliğin belirli oranda sayılması ama öğretmenliğin hiç sayılmaması gibi bir çırpıda sayılabilecek ve devam ettirilecek eksiklikler mevcut. Yönetmelikte revize edilmesi gereken yerler başka bir yazının konusu. O yüzden biz kaldığımız yerden devam edelim.

Aynı kurumda 5 yılını dolduran müdürlere ilişkin rotasyon uygulanması kararı kadar rotasyon konusunda sendikaların duruşu önemli bir noktaydı. Biraz hafızayı tazeleyecek olursak; Eğitim Bir Sen rotasyon uygulanmasının yönetimin bütün kademelerinde olmasını savunan sendika olarak net bir duruş sergilemişti. Bir nevi şimşekleri üzerine çekmekten de çekinmemişti. Rotasyon konusunda çıkan yargı kararı sonrası bakanlığın yönetmelikte revizyon yerine rotasyonu çıkarması Eğitim Bir Sen’in üzerinden şimşekleri de farkında olmadan uzaklaştırmış ve öfkeler soğumaya başlamıştı. 2009 tarihli son yönetmeliğe ilişkin eleştiriler olmakla beraber bütün sendikaların konsensüsü ile rotasyonun yeniden yer alması tartışmaları başlatmış ve adeta “nerede kalmıştık” dedirtmiştir. Rotasyon ilk gündeme geldiğinde Eğitim Bir Sen üyesi 5 yılını dolduran müdür sayısının azlığı dolaysıyla “bekâra karı boşamak kolay” cinsinden yapılan değerlendirmeler bu kez tersine dönmüş ve artık rotasyona uğrayacak olan müdür üyelerinin varlığı ile Eğitim-Bir-Sen de önemli bir imtihanın eşiğine gelmişti. Rotasyona uğrayacak müdürlerin mahalle baskısını hisseden sendika, “uygulanmamalı, iptal edilmeli” seslerini kendi içinden duyuyordu. Eğer uygulanırsa üyemiz olan müdürlerin BONUS’larının azlığı dolaysıyla en fazla zararı biz görürüz gibi pragmatist yaklaşımlar, önemli bir kararı vermenin eşiğine getirmişti sendikayı… 

Eğitim Bir Sen, duygusal mı davranacaktı yoksa ilkesel mi? Eğitim Bir Sen’in “biz niçin rotasyon istiyoruz” sorusunu kendisine sorduğunda, “metal yorgunluğunun, işletme körlüğü oluşmasının önüne geçmek ve tebdili mekânda ferahlık vardır sözünü hayata geçirmek” diye cevap alması ilkesel karar almasını kolaylaştırdı ve de anlamlaştırdı denilebilir. Eğitim Bir Sen, kendi içindeki tepkilere rağmen rotasyonun uygulanmasını yüksek sesle talep etti. Türk Eğitim Sen’in İstanbul’da Beykoz Öğretmenevinde Genel Başkan katılımıyla yaptığı duyulan toplantıdan rotasyonun uygulanmaması için herkesin kamuoyu oluşturmaya yönlendirilmesi ve referandumu psikolojik harekette eşik olarak kullanmaya kalkması etkili olmaya başladı. 2011 seçimlerinden sonraya bırakılsın teklifi ise kurnaz tüccar mantığıydı. Müdürlere, herkes çevresini harekete geçirsin sözünün salık verilmesi işe yaramadı değil. Rotasyona taraf olan çoğunluğa değil merkezi okullardan bazı imkânlı müdürlerin baskısına bir sendikanın yenik düşmesiyle başlayan kamuoyu oluşturma çalışmasına karşı, 30 yıldır aynı kurumda müdürlük yapanların anlamsız tepkilerine dikkat çekmek için “Ya rotasyonu uygulayın ya da tapuları verin!” çıkışım ise şahsımı bir anda hedefe oturttu.

Demem o ki; bazı merkezi okullarda görev yapan müdürlerin mahalle baskısı Türk Eğitim Sen’i yalpalatırken, argüman olarak “eğer rotasyon uygulanırsa etkilenecek insan sayısı referanduma etki eder” sözü siyasileri ikna için psikolojik yöntem olarak seçildi. Etkisiz olmadı denilemez. Bakanlık genelge çıkarabilecek noktaya kadar yaklaştı. Fakat Başbakan’ın konuya müdahil olup, rotasyonun uygulanmasını istediği için MEB geri adım atamadı deniliyor. Bu kısmı bize kapalı… Ortada bir gerçek var ki, o da;  Bakanlığın rotasyonun uygulanması için yalpalamış olsa dahi kararlılık göstermesiydi.

Rotasyona uğrayacak müdürlerin sayısından hareketle üye konusunda parmak hesabı  yapan bir sendikanın rotasyon öncesi “eğer bize üye olur ve işyeri temsilcimiz olursanız 4688 gereği işyeri temsilcisinin yeri değiştirilemeyeceğinden dava açar geri döndürürüz” diye internete de yansıyan furya, İstanbul’da yeni bir tartışmayı gündeme getirmiş ve etkili de olmuştur. İşyeri temsilcisi olmak için sendika değiştiren müdürler maalesef yok değildir. Fakat “Sendika Temsilcisi Rotasyondan Yırtar mı?” diye memurlara yönelik sitelerde çıkan analiz yazıları Türk Eğitim Sen’in şubelerine gizli yazılı uyarı yapmasını beraberinde getirmiş ve yazılan gizli yazının internette yer alması üzerine Eğitim Bir Sen’in haklı olarak “Sendika Müdürleri Kandırdı mı?” diye soru sormuştur.

Konuyu dağıtmadan devam edecek olursak; rotasyon öncesi bir sendika tarafından “bilgisayar kurası” için açılan dava, umut olarak pompalanırken davanın düşmesi sonucu bozuntuya verilmeden bireysel mahkeme kararları surda gedik açtık edasıyla sunulmaya başlanmıştır. Mahkeme kararlarını anlamlı kılan en önemli karar Türk Eğitim Sen’in sitesinde duyurduğu İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 2010/1725 Esas sayılı kararıdır. Geçirdiği soruşturma sonucu idari görev değişikliği teklifi ile başka kuruma verilen bir müdürün hakkında uygulanan idari işlemin iptaline yönelik açtığı davayı kazanması rutin bir karardır. Eski görevine iade edilen müdürün 11 yıldır çalıştığı kurumda rotasyona tabi tutulmasına karşı çıkarak birkaç ayda olsa başka kuruma idari görev değişikliği ile gidip mahkeme kararı ile görevime iade edilmem yeni bir milat olmalıdır. Mahkeme kararı ile döndüğüm ve kuruma yeniden başladığım tarih esas alınmalı, kilometrem sıfırlanmalı diye yürüttüğü mantığı mahkeme teyit etmiştir.  MEB Personel Genel Müdürlüğü’nün 23.06.2010 tarih ve 1872/31131 sayılı yazısındaki “Zorunlu Yer Değiştirmeye Esas 5 Yıllık Sürenin Hesaplanmasında Dikkate Alınacak Hususlar” açıklamasının 5. Maddesini anlamsızlaştıran İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 2010/1725 Esas sayılı kararı “Oley!” hareketi yaptırmıştır. İstanbul 2. İdare Mahkemesi, “…tekrar eski görevine dönme tarihi arasında geçen dönemin eski okulunda geçmiş hizmeti olarak sayılacağı açık ise de 5 yıllık çalışma sürecinin hesabının fiilen kesintisiz ve de en son göreve başlama tarihinden itibaren hesaplanmasının yönetmeliğin 22. maddesinin düzenlenme amacına daha uygun olacağı açıktır.” Diye önceki çalışma süresi ile yargı kararı sonrası yeniden başladığı tarih arasına set çeken karar önemli ve sıra dışı bir karardı. Bu rotasyona uğrayıp, idari mahkemeye gidip iptal ya da yürütmeyi durdurma ile dönenlerin döndükleri kurumda 5 yıl daha çalışmalarına olanak sağlayacak bir karardı. Mahkeme kararı az çok bu işten anlayanları şaşırtan ve “böyle karar olur mu kardeşim!” dedirten bir karar olmasına rağmen sıra dışı olması nedeniyle akıllarda kalan ve rotasyonda bireysel dava kazananları heyecanlandıran bir karardı…

Rotasyonda mahkeme kararı ile geri dönenleri sıkıntıya sokacak ve hesapları tersyüz edecek karar; Danıştay 2. Daire’den çıktı. Danıştay 2. Daire’nin 2010/4150 esas sayılı kararı ve yine aynı dairenin 2010/3605 esas sayılı kararı Zorunlu Yer Değiştirmeye Esas 5 Yıllık Sürenin Hesaplanmasında Dikkate Alınacak Hususlardan 1., 2., 4. ve 5. maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına yönelik Türk Eğitim Sen ve Abdullah Çetin Erturan’ın yürütmeyi durdurma talebini ret etmiştir. Adeta; “olur mu öyle bir şey” denmiştir. Bu karar gereği yukarıda sözü edilen Tuzla’da ki okulun müdürü tekrar rotasyonla gittiği kuruma iade edilmiştir. Türk Eğitim Sen’in bu kararı niçin sitesine koymadığı merak konusudur. Burası son derece önemlidir. Danıştay 2. Dairenin yürütmenin durdurulmasını ret kararı aynı zamanda Lise iken Anadolu Lisesine dönüştürülenlerin hizmetlerini de bir saymayı zorunlu kılıyor. Bu minvalde mahkeme kararı ile geri rotasyondan dönenleri de iyi günler beklemiyor. Eyvah! Dedirten kısmı işte burasıdır. Bu ne demek ve ne anlama geliyor sorusuna cevap arayalım isterseniz.

Rotasyondan yeri değiştiği için dava açıp durdurma veya iptal kararı ile eski okuluna iade edilen müdürler ve lisesi dönüştürüldüğü için davayı kazanıp yerine iade edilen müdürler 4 ay sonra (2011 Temmuz-Ağustos) yeniden rotasyona tabi tutulabileceklerdir. Olsun ne var bunda ben bilgisayar kurası ile gitmiştim şimdi tercihimle bir yere yerleşebilirim diyebilmek artık çok ta mümkün olmayacaktır. Çünkü rotasyona uğrayacak kurum sayısı eskisi kadar çok olmayıp, adeta bir elin parmakları kadar olacaktır. 12 milyonluk İstanbul için toplasanız Temmuz Ağustos’ta rotasyona uğrayacak müdür sayısı dâhil münhal kurum sayısı 50-60 okulu bile bulmaz. İstanbul’da böyle olursa, Anadolu’da bu ne anlama gelir sorusunu sormak bile istemiyorum. Bu ise hareket alanının daraldığını ve mecburen bir yer tercih etmek zorunda kalacak olan müdürün, eski yerinden daha da kenar köşeye veya uzağa gitmesi demektir.

Olsun ben mahkeme kararı  ile geri döndüm ya. Bundan sonra gam yemem ne olursa olsun gözüm açık gitmez (!) Zaten “unumu eledim eleğimi astım emekli olurum olur biter” diyebilenler çıkacaktır.

Peki, mahkemeyle dönen herkes bunu diyebilecek mi? 

Mağdur olduğunu düşünenlerin mahkemeye gitmesi kadar doğal bir şey yok ve bu konuda sendika olarak hukuk desteği verdiğimiz üyelerimiz de var. Kazanılan davalar içinde evet bu gerekçe yerinde denilebilecek haklı kararlar var. Gerçekten haksızlık olarak yorumlanıp görevine iade edileni desteklememek destek vermemek mümkün değil. Peki, anlaşılmakta zorlanılan yanı neresidir diye sorarsanız bu işin kampanyaya dönüştürülmesi ve rotasyondan yerleri değişenlerin rotasyon öncesi kandırılıp işyeri temsilcisi yapılıp üye yapmasının istendiğinin duyulmasından sonra gizli yazıyla teşkilatların uyarılması gibi; yine duygularıyla oynanıp genel yetkinin elden gittiği eşikte üye kaydında rotasyondan etkilenen müdürlere yeni rol biçilmesi eleştiriliyor. Yarın daha da mağdur olabileceksiniz denilmemesi yadırganıyor. Yeni yerinde rotasyon toptan iptal olur döneriz duygusuyla eli işe gitmeyen, işine asılması frenlenen insanlara iyilik yapılıyor denilebilir mi?

Sahi, yapılan iyilik mi yoksa kötülük mü?
 

Bu yazı toplam 2334 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113