Türkiye yine çok önemli bir tarihi yol ayrımında. 16 Nisan'da yapılacak olan referandum, güçlü Türkiye'nin temellerinin atılması noktasında hayati bir fırsat sunuyor.
Referadumdan çıkacak evet sonucu, ülkede istikrarsızlığın ve koalisyonların sonunu getirecek, Türkiye siyasi hayatında bundan sonra tek partili iktidarların önünü açacaktır.
16 Nisan'dan sonra ülkeyi karanlığa götüren, kaos oluşmasına zemin hazırlayan, karar alınamayan koalisyon hükümetleri dönemi milletin iradesiyle tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Yakın siyasi tarihimize bakıldığına koalisyon hükümetleriyle ilgili ne demek istediğimiz çok net bir şekilde anlaşılacaktır.
Türkiye, artık eski Türkiye değildir. İstikrarsızlıkla, koalisyonlarla ve basiretsiz yönetimlerle kaybedecek ne vakti vardır, ne de lüksü vardır.
Türkiye artık, rol biçilen değil, rol biçen ülke durumuna gelmiştir. Küresel ölçekte ve bölgede sözü dinlenen ve saygı duyulan bir ülke olmuştur. Tarih sahnesinde hakettiği yeri alan bir ülke olma iradesini ortaya koyma kararlılığındadır.
Muzlum halkların gür sesi ve ümidi olmuştur. Herşeyden önemlisi, İslam Alemi'nin güvenebildiği bir sığınak bir liman olma iradesindedir.
Türkiye'den beklentiler çok büyüktür. Bu büyük beklentilerin şimdi ve sonrasında gerçekleşebilmesi, karşılık bulabilmesi için istikrar olmazsa olmazdır. İstikrarın yolu da tek başına iktidardır, başkanlık sistemidir.
Bu gerçeği, mutlak olan hakikati ortalama zeka sahibi herkes idrak etmektedir. Millet, bu idraki 16 Nisan'da sandığa giderek gösterecektir ve vereceği "evet" oyu ile ülkede yeni bir dönemin başlangıcını tüm dünyaya ilan edecektir.
Türkiye'nin etrafı adeta bir ateş çemberidir ve haçlılar ülkemizi kuşatılabilmek için terör örgütleri eliyle acımısızca ve her türlü hileye başvurarak kalleşçe saldırıyorlar. Şehitler veriyoruz, Suriye'de ve topraklarımızda.
Ülkemizde güçlü bir Cumhurbaşkanı ve güçlü bir iktidar var ve bu saldırılara karşılık verebiliyoruz. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz gerek içte, gerekse dışta fedakarca, kahramanca mücadele ediyor ve adeta bir destan yazıyoruz.
Tekbaşına bir iktidar olduğu için biz bu saldırılara karşılık verebiliyoruz, oynanan oyunları boşa çıkabaribiliyoruz. Ancak, gelecekte ne olacağı bilinmez. Bundan sonraki süreçte olası bir koalisyon hükümeti herşeyin sonu demek olur.
7 Haziran seçiminden sonra neler yaşandığını gördük. Bir buçuk ay süren koalisyon göüşmelerinden sonuç çıkmadı, hükümet kurulamadı ve 1 Kasım'da yeni bir seçime gitmek zorunda kaldık. Türkiye'nin bir daha böylesi bir durumla karşılaşma lüksü yoktur, olamaz da.
Onun içindir ki, 16 Nisan tarihi Türkiye ve coğrafyamız için hayati bir önem taşımaktadır. Millet, bu gerçeğin bilincindedir, 15 Temmuz'da darbeye geçit vermeyen, tankların altına yatan bu kahraman millet, 16 Nisan'da 15 Temmuz'un da cevabını verecektir.
Güçlü bir şekilde "evet" diyerek, yeniden Büyük Türkiye'nin önünü açacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.