• BIST 9874.64
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 4 °C

Ramazan ve infak

Ümit Kahyaoğlu

Bir Ramazan ayına daha kavuşmanın mutluluğu içerisindeyiz. Kavuşturana şükürler olsun. Tüm İslam Alemi'nin ve kıymetli okurlarımızın Ramazan-ı Şerifi'ni tebrik ediyorum. Rabbim sağlık ve afiyet içerisinde oruçlarımızı tutmayı nasip ettin. Sonrasında ise Hak edilmiş bir şekilde bizleri bayrama eriştirsin. Hayırlarla dolu nice Ramazanlara erişmeyi ihsan buyursun.

Ramazan, asla bir eğlence ayı değildir! Hacivat-Karagöz, orta oyunu ve gece eğlencelerine yoğunlaşılacak bir ay değildir. Ramazan tefekkürdür, Ramazan yenilenmedir, Ramazan af ve mağfirettir. Ramazan aslında bir empatidir, kendimizi ihtiyaç sahiplerinin yerine koymak ve infak edebilmektir.

İnfak, malın ve hattâ canın, Allâh yoluna tahsîsi mânâsına gelir.

Peki infaka hazır mıyız?

İnfak, kolay değil. Mal, canın yongası, denilmiş. Onun için verebilmek, güzel verebilmek, Rezzak'ın kendisine lutfettiğinden verdiği bilinciyle, gurura kapılmadan verebilmek için bir infak terbiyesi lazım. Bunun için de cimrilik duygusundan kurtulmak lazım.

Cimrilik terim olarak, "Harcanması gereken malı sarf etmekten kaçınmak, para ve malı çok sevdiğinden dolayı başkasına bir şey vermekten çekinmek" şeklinde tarif edilmektedir.

Cimriliğin zıttı ise, cömertliktir. Cömert kişi, istenilmeden verir ve vermekten de zevk alır.

Cimrilik, mal ve parayı biriktirip, infak etmemektir. Kur'ân’da cimrilik, Allah'ın insana verdiği mal ve parayı biriktirip, Allah'ın emrettiği şekilde infak etmemek anlamında kullanılmaktadır.

Cimrilik, imtihan ve değişik hikmetler için konulmuş olup, onunla mücadele insanın kendisini geliştirmesini sağlar.

Maldan verilen zekât ve sadaka malı eksiltmez, bereketlendirir. Çünkü sadaka, malın manevî pisliklerini temizler, onu helâl ve temiz yapar. Allah'ın rahmetinden ümidini kesmiş olan şeytan, hayırlı işlere karşı gizli/açık ümitsizlik telkin eder, yanlı ve aldatıcı fikir ve duygular saçarak, insanı cimriliğe sevk eder. Malı, fenalığa, fuhşiyata, anlamsız şeylere harcamayı teşvik eder. Allah ise, verilen sadakalarla ahirette günahları bağışlamayı, dünyada da yapılan harcamaların yerine kat kat kârlar, dünya ve ahirette ecir ve sevaplar ihsan ederek, sonsuz mutluluğu güvence altına almaktadır.

Mü'minler, cimrilik yapmaz. Kur'ân'ın çeşitli yerlerinde açıklanan mü'minlerin özelliklerinden biri de onların cimrilik etmemeleri ve harcadıkları zaman orta yolu takip etmeleridir.

Kur'ân, birçok yerde insanın bu bencil duygudan kurtulmasını ve bunun yerine cömertlik duygusunu geliştirerek, iyilikte bulunmasını, her vesile ile öğütlemektedir.

Mülkün gerçek sahibi Yüce Allah'tır.

İnsan, kıyamet gününde, yalnız Allah rızası için infak ettiklerini kendi yanında bulur. Kendisine asıl fayda verecek de odur.

Sonuç olarak şunu söylemek gerekirse: İnfak, müslümana, malını fukara hakkından arındırma fırsatını verir.

Mal arınırken, ruh da mal tutkusundan arınır ve yukarıda belirttiğimiz infak terbiyesi, bir ruh terbiyesine dönüşür.

Bu durum bilenlerce şöyle seslendiriliyor: "Hayatım ve mematım, yani tüm varlığım Allah için... Benim malım yok, benim canım yok. Her şey Allah'tan geldi, O'na dönecek. Ben onların üzerinde geçici bir mutasarrıfım. Onun tasarruf çerçevesini de O'na bakarak tayin ederim…"

Peki, Ramazan ayının şu aydınlık günlerinde, böyle bir infak anlayışına hazır mıyız?

İnsanımızın, müslüman Türk insanının, infak için adeta yarış halinde olduğunu görüyoruz. Yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın dört bir tarafında gerektiğinde çekinmeden hayatını riske atarak yardıma koşan insanlarımızın çabalarını gururla izliyoruz .

Somali’de, Filistin’de, Myanmar’da, Endenozya’da ve kara kıtanın bir çok yerinde. TİKA, Kızılay, İHH, Deniz Feneri, Cansuyu ve daha bir çok sivil toplum kuruluşumuz dünyanın dört bir tarafında yardım için seferber olmuş durumdalar.

Nerede bir sıkıntı varsa orada bizim insanımız var.

Hayırsever Anadolu insanının ‘infak’larını ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorlar. Berekete vesile oluyorlar. Daha bir kaç sene önce Somali'de kuraklıktan dolayı kamplara giderken ölen çocukları hatırlıyoruz. Bir anne altı çoçuğuyla yola çıkmış ve 3'ünü yolda kaybetmişti.

O Somali'de şimdi açlıktan kimse ölmüyor. Neden, Türkiye'nin yaptığı yardımlardan. İnsanımız, devletimiz Somali'ye her türlü yardımı yaptı. Türk Kızılayı her gün binlerce Somali'liye sıcak aş veriyor. Kamplarda her türlü ihtiyaçları karşılanıyor.

Bu millet, böylesine hayırda yarıştıkça, inşaallah sırtı yere gelmeyecek ve yakın gelecekte dünya siyaset sahnesinde hakkettiği yeri alacaktır.

Bunun emarelerini açık bir şekilde görüyoruz da. Coğrafyamızda Türkiye'nin müsaadesi olmadan at koşturmak öyle eskisi gibi kolay değildir. Kolay da olmayacaktır.

Biz yeter ki ülkemizin milli menfaatlerini her zaman en önde tutalım. Birbirimizi yemeyelim ve kimsenin maşası olmayalım. Dışarıdan bize bir şey yapamayanların içeriden bizi birbirimize kırdırmasına fırsat vermeyelim.

Biz bir olalım, yolumuz açıktır.

Bu yazı toplam 1508 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113