Rahmetli Barış Manço ‘dan dinlerdik bu şarkıyı,
Keyif alarak.
Dinler, şarkının peşinden ayakta alkışlardık yıllarca.
Millet olarak alkışlamayı, alkışlanmayı severiz,
Memleket yap-boz tahtasına dönse de.
Ayakta alkışlama ve alkış tufanında boğulmaya tav oluruz hep.
Beldelerde başkan değişir,
Caddelerin kaldırım taşları beklentiye girer.
Kaldırım taşlarından köşeli- kare olanlar,
Kaldırımların oval taşları olmaya heveslenirler.
Oval taşlar, dikdörtgen şekilli olmaya meyil ederler.
Çünkü meclis üyeleri de değişmiştir artık.
Memleketin her meselesi,
Kaldırım taşlarındaki düzenli değişime özenti duymaya başlar.
Eğitimde birileri çıkar ortaya,
Der ki bir değişiklik yapalım. Sıkıldım monotonluktan.
Ortaokullarda haftalık ders saatini otuz beşe çıkaralım.
Hemen otuz beş oluverir haftalık ders saati.
Yeni simalar belirince ortalıklarda.
Derler ki haftalık ders saati çok olmuş birader,
Düşürelim sayısını.
Haftalık otuz saat iyidir. Otuz olsun ders saati.
Alkış tufanının içinde kalırlar. Bir hoş olurlar.
Yarın birileri çıkıp ,
Ya haftalık otuz beş saat çoktu ama,
Otuz saat ders azdır, derse,
O zaman ne mi olacak?
Otuz ile otuz beşin arası bulunur elbette.
Aralarda bir yerde anlaşma sağlanır.
Yazıktır bu milletin evlatlarına, yavrularına,
Kaldırım taşı değiştirir gibi,
Haftalık ders saati değiştiriyoruz okullarda.
Ne olacak canım. Biri çıkar ifrat da, tefrit da zararlıdır der.
Ortalarda bir yerde anlaşma olsun arzular.
Haftalık otuz iki buçuk saate mutabık kalınır.
Velhasıl, meğerse,
Barış, doğru söylermiş, anlayamadık be rahmetliyi.
‘’Ali yazar, Veli bozar.’’, ...
‘’Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.