Bilenler bilir, de!
Bilmeyenlere anlatalım...
...Zamanın sadrazamı divanda çilek ikram eder.
Yanlışlıkla mı, oradakileri sınamak için mi bilinmez;
ancak çileği pudra şekeri yerine,
masadaki tuza bandırır ve ağzına atar...
Bozuntuya vermeden de ‘ne kadar da lezizmiş’ der.
Eh, sadrazam çileği tuza banar da divandakiler geri durur mu?
Banmışlar elbette.
Ve hep bir ağızdan da ‘çilek bu şekilde ne de leziz olmuş’ derler.
Tam bu esnada ‘tuu’ diye bir ses duyulur.
Akabinde de, ‘çilek meclisinde neyse de...
divanda da bunlar bize böyle yapıyor’ der biri.
İşte o günden sonra...
O ‘tuu’ diyen kişi hakkında tarih kitapları not düşmemiş!
Ha, bundan sonra düşer mi, göreceğiz...
Ne yani, çileği tuza banıp yemek mi doğrusu?
Yoksa?
İşte her şey bu ‘yoksa’ kelimesinde düğümleniyor.
Evet, biz yolumuza ‘ yoksa’ diyenlerle devam edelim.
Neymiş? Çilek tuza banarak yenmezmiş!
Allah Allah...
Ya ortada ‘pudra şekeri’ yok ise ne yapalım?
Evet gerçekten de ortada ‘pudra şekeri’ yoksa!
Birilerini(!) bilmem...
Bendeniz yine de tuza banarak o çileği yemem.
Evet, sevgili dostlar!
Başımıza ne geldiyse ‘o çilek’ yüzünden geldi.
Yine o birileri(!) ‘Ne zaman uçacağını bilmeyen bir kuşa
kanatları fayda eder mi?’ diyebilir.
Bilmeyen(ler) varsın desin(ler)...
Şartlar olgunlaşınca ‘uçarız’.
Elbette ki, gücümüz üstünde bir ‘kelam’ da yapmayız...
Eğer satırlarımızdan ‘akarsa’ da...
Kul’a kul olanlardan da ‘medet’ beklemeyiz.
Bu çilek hikayesini niçin anlattığımı bilen(ler) var mı?
Tamam, uzatmayayım.
Bir önceki yazıda: Kimler aday olma(ma)lı? Demiştim ya!
Ona alt yapı içindi tüm bunlar.
Soru şu: Kim(ler) aday olmalı?
Veya kim(ler) aday olmamalı?
Bir sürü cevap duyar gibi oluyorum.
Peki, bu işi daha da kızıştıralım...
Kim(ler) aday yapıl(ma)malı?
Hayda...
Bu soru da iki ucu (.....) değnek gibi.
Eğer senin hakkın varsa tercih yaparsın..
Yok eğer birileri(!) güçlüyse, onlar yapar.
O zaman akla takılan bir soru daha:
Haklı olanlar mı, güçlü olanlar mı seçmeli?
Bıyık altından gülmenize gerek yok...
Eğer ‘divan’ meclisindeyseniz çileği tuza banıp yersiniz!
Cesaretinizi toplayıp ‘tuu’ diyecekseniz de ‘adam gibi’ deyiniz.
Ortalığı karıştırma gibi bir niyetim yok..
Fakat ortada da ‘pudra şekeri’ yok!
Onun için ‘tuu’ diyeceğim haberiniz olsun.
Yazının devamı var mı? Var var...