Geçtiğimiz günlerde Kadir Has Üniversitesi'ndeki ibadethaneye ayakkabısı ile girip öğrencilerle tartışma yaşayan akademisyen manşetlere konu olmuştu.
Kadir Has Üniversitesi yönetimi işte bu akademisyen, Zeliha Gizem Sayın'a sözlü olarak sözleşmesinin yenilenmeyeceği ifade etmiş.
Hemen bağlı olduğu sendika :
"Baskılar bizi yıldıramaz"
"Laikliği savunuyoruz" diyerek eylem yapmış .
Bu laiklik, baskı nasıl bir şeydir ki sadece imtiyazlı kişilerin rahatları bozulunca devreye giriyor, onların hukukunu korumak için geçerli oluyor.
Oysa daha üzerinde anlaşılmış bir laiklik tarifi ülkemizde henüz yok. Laiklik denince bunu savunanların sınırsız yaşam özgürlüğü, karşı olanların ise ancak onlara fayda sağladıkları, işlerine yaradıkları kadar yaşama imkanı buldukları bir sistemin adı olarak yerleşmiş ülkemizde.
Böyle bir tarifi kabul etmek mümkün mü. Elbette mümkün değil. Eğitimci kimliği ile sen kalk insanların inançlarına, mabetlerine yönelik hasmane tutumunu bir takım kılıflara sararak gizlemeye çalış ve onun üzerinden de içindeki nefreti ulu orta öylece boca et. Tepki gösterilince ve gereği yapılınca da laiklik vurgusu, baskıcı tutum diyerek kendini temize çıkarmaya çalış.
Burada onlara bir hatırlatma yapayım. Haklılıklarını kabul ettirebilmeleri için biraz daha zorlamaları gerekir. Laiklik, baskı vs demişler ama "Atatürk'ün askerleriyiz", Atatürk'ün izindeyiz" demeleri de gerekiyor. Bunları söylemezlerse ağızları kuş tutsa amaçlarına ulaşamazlar. Bunları söylerlerse iş değişir. Kimse karşı koyamaz, laf söyleyemez. Kimin haddine karşı koymak laf söylemek. İşte orda herkes durur onlar yürür. Yürümezler sadece İşleri de yürütürler.
Bu güne kadar gördüğümüz hep budur. İnsanların kıymet ve değer verdikleri her ne varsa bazı insanlar daima istismar etmişlerdir. Kimisi dinini, kimisi makamını, kimisi ise milli değerlerini.
Yoksa adam Atatürk kitabı yazıp tanesini 2500 TL den satabilir miydi, ama sattı. Bunlarda belli ki bu makamlara bir çok şeyi istismar ettiği için gelebilmiş.
Bu provokasyoncu sadece üniversitedeki ibadethaneye ayakkabısı ile girmemiş
TSK karşıtı bildiriye imza attığı için soruşturmadan dolayı gözaltına da alınmış.
Millet artık bunları biliyor ve tanıyor, yedikleri haltı yutmuyor. Bunlara söylenecek tek söz "Hadi başka kapıya...".
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.