Oruç tutmak İslam’ın şartlarındandır ve Allahu Teala’nın kesin emirlerindendir. Farz olan oruç, Ramazan ayında tutulması gereken oruçtur. ( Bakara Süresi 183, 184, 185, 186 ve 196. Ayet-i Kerimeler) Oruç tutmanın farz olduğu Hadis-i şeriflerde de bildirilmiştir. Mübarek Ramazan-ı Şerif ayı; rahmet, mağfiret ve cehennemden azad günleri ile mü’minler için manevi bir fırsat ayıdır. Kur’an-ı Kerim, ilk defa bu ay içerisinde bulunan bin aydan daha hayırlı kadir gecesinde indirilmeye başlanmıştır.
Mazeretsiz, bir gün bile Ramazan orucunu terketmek büyük günah ve haramdır. Ramazan ayı boyunca oruç tutmanın farz olduğunu inkar etmek ise küfürdür. Ramazan ayı manevi bir yenilenme ayıdır. Hem vücudumuza, hem de ruhumuza huzur verir. Oruç; gerçek imanın en önemli nişanıdır. Hiç kimsenin görmediği yerde bile sadece Allahu Teala’nın emri olduğu için orucunu bozmamak, Allah’ın rızasına vesile olur.
Oruç sadece aç kalmak değildir. Tabii ki orucun, şahsiyetimizde, güzel ahlakın yerleşmesine de vesile olması gerekir. Oruç; imsaktan iftara sırf Allah rızası ve Allah’ın emri olduğu için helal olan yeme-içme ve cinsi arzulardan uzak durmanın yanında Kur’an-ı Kerim’deki bütün emirlere uymanın ve yasaklardan sakınmanın gerekli olduğunu hatırlamaktır. Bunun için müslümanlar Ramazan ayı boyunca Kur’an-ı Kerim’i baştan sona okurlar, hatim yaparlar, mealini-tefsirini anlamaya çalışırlar, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Aleyhisselatü vesselamın Hadis-i Şeriflerini ve yaşam biçimini öğrenerek örnek alırlar.
Orucun hikmetlerini saymakla bitiremeyiz. Dikkat ederseniz helal olan şeyler bile bir süreliğine yasaklanıyor. Orucun, insanı helallerden bile uzak tutmasının insan ahlakı ve davranışları üzerinde düzenleyici etkisi vardır. Helallere bile sınır koyan hiç haramlara yaklaşabilir mi? Oruçlu; kötü huy, davranış ve fiillerden de uzak durmalıdır. Oruç müslümanı tutmalı, her türlü kötülüğe ve harama kaymasını engellemelidir. Oruç; yalan söylememek, gıybet etmemek, kimsenin hakkına hukukuna tecavüz etmemek, insanların kalbini kırmamak, yaratılmışlara merhamet etmek, iftira, bühtan, nifak, söz taşımak gibi çirkin işlerden ve haramlardan uzak durmak, güzel ahlakı ve davranışları karaktere yerleştirip bir huy haline getirmektir.
Paylaşmak, ikram ve infak etmek, insanların yardımına koşmak, çevreye karşı duyarlı olmak, yaratılmışlara merhamet, orucun insan şahsiyeti üzerinde yaptığı önemli düzenlemelerdir. Kızmak, insanların kalbini kırmak, kaba davranışlarda bulunmak, yaratılmışlara zarar vermek gibi kötü davranışlar oruçluda olamaz. Aslında bizim orucu tutmamızdan maksat orucun bizi tutması ve kötülüklere gitmemizi engellemesidir. Biz orucu tutacağız ki oruç da bizi tutsun. İşte o zaman, Ramazan içimizi de dışımızı nurlandırır. Oruç; madden ve manen yıllık bakım yapmak demektir. Oruç bütün organları tutmak demektir.
“Oruç; elimi tut, dilimi tut, ayağımı tut, gözümü tut, gönlümü, aklımı tut.”
Oruç; bir sabır eğitimidir. Ramazan ayı ikram ve infakın, yapılan her türlü iyiliğin, ibadetin ve hizmetin, Allah katında çok yüksek değer bulduğu bir aydır. Kötülükleri, haramları terketmek, iyilikleri insanın ruhuna, karakterine yerleştirmek ve bunu diğer 11 ayda uygulamaktır. Oruç Ramazan’dan sonraki seneyi Allahu Teala’nın razı olduğu bir şekilde yaşamak için, insanın bir ay boyunca beden ve ruh eğitimi kampına girmesi, en güzel bir şekilde yaratılan insanın, doğduğu günkü saflığına, özüne ve fabrika ayarlarına dönmesidir. Asıl oruç Ramazan’dan sonra başlar. Biz orucu tutarken, orucun da bizi tutması, yanlışlardan azami derecede koruması, bu ahlakın senenin bütün günlerine yayılması gerekir. İşte o zaman oruç bizi tutuyor demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.