Kışla yolu çamurdandır
Karavana bakırdandır
Zenginimiz bedel verir
Askerimiz fakırdandır
(Yemen Türküsü)
Bana bedelli askerliği tanımla derseniz; gidince asker mektubu yazıp, eve ulaşıncaya kadar hatta en büyük asker bizim asker diye onu havaya fırlattığımızda aşağıya düşene kadar bitecek olan kısacık süreç derim.
Osmanlı döneminden kalan yukarıdaki Yemen Türküsü her şeyi açıklıyor aslında. Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakırdandır. Bir bedellidir tutturulmuş gidiyor. Baştan söyleyeyim bedelliye karşı değilim. Kimisi kariyerini, kimisi işini, eşini, çocuğunu, evdeki hastasını bahane eder. Kendilerine göre haklıdırlar da.
Karşı olduğum; 21 gün askerliğe bile gençlerimizin mız mız etmesi. Twitterda trendtopic olmaya çalışıyorlar, internet sitesi kurup örgütlenmeye ve 21 gün askerlik yapmamak için büyük çaba gösteriyorlar. Bir başka çarpıklık ta zengine de, fakire de aynı tarife uygulanmasıdır.
Yukarıda saydığım bahanesi olanlar, 21 gün askerliğe gitmeyip bir ay yazlığa, denize, köye tatile gideceklerdir. İster 21 gün temel eğitim alsınlar ister askerlik sisteminizi değiştirin ama sonuçta ellerine tüfek alıp atış yapsınlar. Yarın bir gün olası bir tehditte en azından daha önceden silahı tanısınlar.
Amacımız asker yetiştirmekse buna okullardan başlanmalı, tüm bireyler teorik ve pratik eğitimlerini lise sona kadar tamamlasınlar. Bu süreçte hayatta kalmadan, yön bulmaya, stratejiden, harekâta gerekli eğitimler verilip donanımlı bir asker yetiştirilebilir.
Daha uzağa bakıp İtrail Terör Devletinin ve ABD’nin, İran’ı parçaladıktan sonra ülkemizle ilgili de benzer planlar yaptığını görmeliyiz. Yani çok uzak olmayan bir tarihte seferberlik ilan edilebilir ve gücü kuvveti yerinde olan her erkeğe ihtiyaç duyulabilir. Böyle bir durumda parayı bastırıp 21 gün dahi kışlaya gelmeyen askerler, eline silah almayan, ateş etmeyenler ne yapacak?
Çocuklarını davulla zurnayla kışlasına uğurlayan bir gelenek yok edilmemeli. Askerliğini yapmayana kız vermeyen bir milletin genetik kodları ile oynanmamalı! Hiçbir Türk’ün elinden ülkesini silahla savunma onuru alınmamalı! Yıllar içinde büyük bedeller ödeyerek oluşan ortak değerler görmezden gelinmemeli!
Falih Rıfkı Atay/ Zeytindağı eserinde:
- Eğer kalırsam (Cemal Paşa), bütün emelim Anadolu’da çalışmaktır.
Eğer kalırsa, eğer bırakılırsa... Anadolu hepimize hınç, şüphe ve güvensizlikle bakıyor. Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya, şimdi kendimiz ve pişmanlığımızı getiriyoruz. İstasyon’da bir kadın durmuş, gelene geçene:
- Benim Ahmed’i gördünüz mü? diyor. Hangi Ahmed’i? Yüz bin Ahmed’in hangisini?
Yırtık basmasının altından kolunu çıkararak, trenin gideceği yolun aksini gösteriyor:
- Bu tarafa gitmişti, diyor.
O tarafa? Aden’e mi, Medine’ye mi, Kanal’a mı, Sarıkamış’a mı, Bağdad’a mı? Ahmed’ini buz mu, kum mu, su mu, skorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi?”
Ülkelerin tarihinde kader anları vardır. Mehmetçik ruhunu yok ederseniz, ölüm-kalım anlarında, Falih Rıfkı Atay’ın işaret ettiği yüz binlerce Ahmed’i/ Mehmetçiği bulamazsanız. Mehmet Ağalarla da savaş kazanamazsınız.
Verilen 15 bin liralar; annelerin Afrin’de, Hakkari’de, Tunceli’de, askerde olan oğullarını beklerken döktüğü gözyaşının damlası etmez, bunu bilesiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.