Okulların hizmetli sorunlarından bahsedeceğiz bu hafta. Hababam Sınıfının ton ton hademesi Adile teyzesini hatırlamayan var mıdır acaba? Biz Hababam Sınıfıyla büyüdük, şimdiki çocuklarda aynı heyecanla, aynı dikkatle bu filmi izliyorlar. Sınıfın haytaları her türlü yaramazlığı yapar, sonuçta Mahmut Hoca cezayı verir ama öğrencilerin en büyük dostu Adile teyzeleri devreye girer ve suçları ne olursa olsun her zaman yanlarında olduğunu gösterir. Adile teyzeleri kadroluydu, maaşını devlet verirdi, okulların demirbaşıydı adeta. Sonra devlet okullara çok az Adile Teyze yollamaya başladı. Hademe demeyin yardımcı hizmetli deyin dediler okul müdürleri olarak peki dedik. Kadro yok, taşerondan hizmet satın alın dediler, peki dedik. Maaşlarını da aile birliği versin oldu olacak ona da peki dedik. Ama hani çocuklarımız geleceğimizdi, en kıymetlimizdi? Ya okulların temizliği, güvenliği ne olacak?
Anlayacağınız okulların hizmetli sorunu hâlâ çözülebilmiş değil. Okul müdürleri bir yandan okullarının fiziki mekân ve donanımlarını kaliteli bir eğitim ve öğretim yapılacak duruma getirmekle diğer yandan da okullarında verilen eğitim-öğretimin kalitesini arttırmakla görevlidirler. Bu durum okul müdürlerinin görev ve sorumluluklarını hem çeşit olarak hem de miktar olarak oldukça arttırmaktadır. Kırılan camı-çerçeveyi, kapıları, muslukları, sıraları iş güvenliğine uygun onarırken, eğitim öğretim kalitesini artırmak için tedbir almaya ne kadar vakit kalıyor sizce?
Biz idareciler sınıfa giren öğrenci ve öğretmenlerimizin en sorunsuz şekilde sınıfa girebilmelerini hedeflemekteyiz. Bu hedef için Eğitim Öğretimin sorun denizi içinde zorlukla da olsa kulaç atarak yolumuza devam ediyoruz. Okul yönetimine Eğitim Öğretimin en büyük eksiği nedir diye sorsanız ilk üç içerisinde, okulların yüzde yetmişinde hiç hizmetli ve güvenlik kadrosu yok deriz. Öğrenciler okula gidecek, sınıflarda ders yapacak, lavaboları kullanacak. Bu sınıfları, lavaboları, koridorları kim temizleyecek? Uyuşturucu satıcılarından, istismarcılardan, kötü niyetli kişilerden kim koruyacak? Okul idareleri ve öğretmenler okullarda ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak yüzünden velilerle ve üst yönetimlerle sürekli sorunlar yaşıyor. Hala öğretmen ve veliler arasında katkı payı tartışmaları devam ediyor. İdareciler okulların temel hizmetlerinin giderlerini karşılamak için ayırdıkları zamanı okula ve öğrencilerin eğitim işlerine ayırmak istiyorlar. Pek çok okul hizmetlilere ödediği para dışında diğer ihtiyaçlara kaynak ayıramıyor.
Öğrencilerin daha rahat ortamda eğitim görmesi için okulların temizliğinin hizmetliler yerine yerel yönetimler tarafından yapılmasının zamanı gelmiştir belkide. Önceden dillendirilmişti ancak doğudaki belediyelerin PKK destekçileri tarafından yönetilmesi sorun oluşturuyordu. Oysa devlet şefkat, merhamet elini gösterdiği gibi tokadını da gösterdi ve bu belediyelere kayyum atadı. (Zaten Belediyelerin ne okul idarecilerini belirleme, ne de öğretmenlerin atama ve yer değiştirme işlemlerinde söz sahibi olmalarına izin verilmelidir. Yasal düzenleme, okullarla belediyeler arasındaki koordinasyonu sağlamak amacıyla Okul Aile Birliklerini yetkili kılmalıdır. Bu yöntem, doğrudan okul yönetimleriyle iletişim içinde olmayacağı için belediyelerin eğitim öğretim faaliyetlerine dolaylı da olsa müdahil olmalarını engelleyecektir.) Dolayısıyla okulların temizliğinin yerel yönetimlere devrini tekrar dillendirebiliriz. Dünyada çoğunlukla uygulanan sistem zaten böyle. Okulların kaynakları kullanım kararları Avusturya, Danimarka, Güney Kore, Finlandiya, Norveç, ABD, Şili ve Çin’de %65-%100 oranları arasında yerel yönetimler tarafından alınmaktadır.
Bazen okulların bahçe duvarında “Bu okulun bahçesi belediyemiz tarafından asfaltlanmıştır” tabelalarını görmüşsünüzdür. Büyük küçük tüm belediyeler, okullara yaptıkları bu tür hizmetleri semt sakinlerine duyurmak istiyor. Sınırlarındaki okulların bakım ve onarımını üstlenen, bahçelerini düzenleyen; kırtasiye, eğitim materyali gibi yardımlarda bulunan belediyeler de var. Çünkü okullar, seçmenle iletişim kurmanın en dolaysız yollarından biridir. Liseye kadar olan okulların temizlik, güvenlik, donanım, bakım ve onarım, hatta servis hizmetleri temel giderlerinin çözümünde belediyelerin olanaklarından yararlanma yoluna gidilmelidir. Doğu mahallesinde bulunan dairelerden alınan çevre temizlik vergisine 10 TL ek getirilse bu bütçeyle toplamda, mahallemizde bulunan beş okulun tüm ihtiyaçları rahatlıkla karşılanabilir.
Konuyla ilgili yaptığım literatür araştırmasında ilginç bir habere rastladım. Haber 31.01.2017 tarihli Kayseri Olay Gazetesinden;” Kocasinan Belediyesi’nin ‘Sağlığınız bizim için önemli’ sloganı ile başlattığı okullarda temizlik çalışmaları ilçe genelinde tüm okullarda aralıksız sürüyor. Kayseri’de bir ilk olan ‘Okul Temizlik Hijyen Ekibi’ uygulamasını dönem başında başlatan Kocasinan Belediyesi tarafından okullarda her gün titiz bir temizliğin yanı sıra hafta da bir de Dünya Sağlık Örgütü’nün onayladığı yeni nesil U.L.V. ilaçlama sistemiyle dezenfekte çalışması yapılıyor. Kocasinan sınırları içerisinde bulunan toplam 43 ilköğretim okulunun her gün lavabo ve tuvaletleri gibi sıhhi mekân temizliklerini, 3 farklı ekip gerçekleştiriyor. Ekipler, haftada bir de mikroorganizmalara karşı hijyen temizliği yapıyorlar. Her bir ekipte 4 farklı kişi temizlik hizmeti veriyor. Bununla birlikte ekiplerin başında bulunan, konularında uzman biyolog, ziraat mühendisi ve sağlıkçılar da denetim yapıyor. Temizlik çalışmaları sayesinde çocuklara enfeksiyondan kaynaklanan hastalıklarda bir azalma olduğunu da gözlemledik.”
Neymiş efendim? Eğer bu ülkeyi dert ediniyorsanız yapacak çok şey varmış. Ülkesini, geleceğini, çocuklarını dert edinenlere bu Serdengeçtiden selam olsun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.