Konuyla ilgili gazetemize bir açıklama gönderen Hasan Çağlar, şu görüşlere yer verdi; "Türkiye genelinde özellikle İçişleri Bakanlığı çalışanlarının sorunları her geçen gün artmakta ancak çözüm yolları hususunda yetkililer tarafından personelin mağduriyetini giderecek gerekli adımlar atılmamaktadır.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün Adres Kayıt Sistemine geçtiği 2007 yılında ülkemiz nüfusu 70.586.256 iken 2015 yılı resmi kayıtlarına göre Nüfusumuz 78.7410.53 olmuştur. Ülke nüfusumuz yaklaşık %12 artmış olmasına rağmen Nüfus Müdürlüğü personel sayısı aynı oranda artmamış aksine her geçen gün emeklilik, tayin, istifa, doğum izni vb. gibi sebeplerle daha da azalmıştır. Neden yeni personel alımı yapılmadığı hususunda verilen cevap ise Maliye Bakanlığı'ndan gerekli iznin alınamadığı şeklinde olmuştur.
Görüleceği üzere ülke nüfusundaki bu artış, başta mahalle muhtarlıklarından alınarak nüfus müdürlüğü personelinin omuzlarına bırakılan adres kayıt işlemleri olmak üzere, her seçim dönemi oyunu bulunduğu il veya ilçede kullanmak isteyen vatandaşlarımız için yapılan adres işlemleri, her okul kayıt dönemi çocuğunu istediği okula göndermek için nüfus müdürlüklerine gelen vatandaşlarımızın adres değişikliği işlemleri, doğum tescili, nüfus kayıt örneği ve yerleşim yeri belgesi, çok dilli belgeler, evlenme tescili, ölüm tescili, nüfus cüzdanı (kayıp, yenileme, değiştirme vb.), hatalı kayıtların düzeltilmesi, idarece kayıt düzeltmeler, resmi kurumlarla (Belediyeler, Mahkemeler, Tapu Müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumları, Vergi Daireleri vb.) yapılan yazışmalar gibi sayamadığımız birçok işlemi yapmak zorunda kalan nüfus müdürlüğü personelinin üzerindeki yükü çok çok fazla ağırlaştırmaktadır. Türkiye genelinde vatandaşlarımız belirli dönemlerde nüfus müdürlüklerine adres değişikliği yaptırmak için değil oy kullanmak ya da çocuğunu okula kayıt ettirmek için müracaat etmektedir. Görüldüğü üzere nüfus müdürlüğü personeline gerektiğinde oy kullandırma mercii Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı gibi gerektiğinde de okul kayıtlarıyla görevli Milli Eğitim Bakanlığı gibi görev yaptırılmaktadır.
Nüfus müdürlüğü personelleri vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm yolları üretme ve kaliteli hizmeti verme hususlarında özveriyle çalışmaktadır. Burada en büyük sorun tüm projelerden alnının akıyla çıkmayı başarabilen nüfus müdürlüğü personelinin İçişleri Bakanlığı nezdinde sahipsiz bırakılması, 2. Sınıf personel muamelesi görmesi ve ne maddi ne de manevi anlamda hiçbir şekilde destek almamasıdır. Kolluk Kuvetleri personelinin 2200 olan ek göstergeleri 3000’ e çıkarılmışken tüm ilçenin sorumluluğunu üstlenen İlçe Nüfus ve İlçe Yazı İşleri Müdürlerinin ek göstergelerinin 2200 de kalmış olması kabul edilemez. Burada belirtmek istediğimiz, Polis memuru arkadaşlarımıza neden 3000 ek gösterge verildiği değil İlçe Nüfus Müdürleri ve İlçe Yazı İşleri Müdürlerimize neden 3000 ek gösterge verilmediğidir. Unutulmamalıdır ki Valiler, Kaymakamlar, Kolluk kuvvetleri personeli nasıl İçişleri Bakanlığı personeliyse ve hak ettiği değeri görüyorsa nüfus ve yazı işleri müdürlükleri personeli de en az onlar kadar İçişleri Bakanlığı personelidir ve hak ettiği değeri görmelidir. Nüfus Müdürlüğü Personeli işin temelidir, nüfus müdürlükleri bir ülkenin “ŞAH DAMARIDIR”, birkaç saat sistemleri çalışmazsa hiçbir kurum işlem yapamaz.
Bahsi geçen hususları en son 2015 ve 2016 İçişleri Bakanlığı Kurum İdari Kurulunda dile getirdik ve toplantı tutanağı mutabakat metninde imzaladık. Ancak son günlerde görmüş olduğumuz üzere tüm söylemler, sözler, imzalar havada kalmış ve Nüfus Müdürlüğü personeli mağdur edilmeye devam etmiştir. İstanbul İl Nüfus Müdürlüğü 17 Haziran 2016 saat 16.30 civarı personele SMS yoluyla evet yanlış okumadınız SMS yoluyla 18-19 Haziran ve 25-26 Haziran tarihleri arasında LYS sınavı sebebiyle Nüfus Müdürlüklerinin açık tutulmasının istendiğini bildirmiş ama karşılığında hizmet veren personele mesai ücreti ya da yerine izin kullandırılması gibi konulardan bahsetmemiştir. Belirttiğimiz üzere İstanbul'daki hiçbir personele her hangi bir yazı tebliğ etmeye gerek görülmeden sadece SMS yoluyla bilgilendirme yapılmış olmasıda üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken son derece vahim bir konudur.
Kurum İdare Kurullarında yapılan görüşmelerde Nüfus Müdürlüğü personelinin mesai yapmaktan ya da fazla çalışmaktan kaçmadığını, Vatanına Milletine en iyi hizmeti verebilmek için elinden geleni fazlasıyla yaptığını, sadece ve sadece emeğinin karşılığını almak istediğini belirtmiştik. Örneğin LYS sınavında görevli bir gözetmen öğretmen tek bir oturum için 120 TL civarında ücret almakta iken sınav için açık tutulması istenilen Nüfus Müdürlüğü personeline de bu ücretin verilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Seçim günü sandık görevlisi memura bir gün için 128 TL ödenirken seçim günü açık tutulması istenilen Nüfus Müdürlüğü personeline de bu ücretin verilmesini talep ettik. Belirttiğimiz üzere biz sendikacı olarak adalet istedik ama iş Nüfus çalışanlarına ücret ödenmesine gelince Kanun gereği sizleri hafta sonları ve mesai saatleri dışında çalıştırmaya Valilikler yetkilidir, fazladan çalışılan her 8 saate 1 gün izin verilir denilmektedir, başta İstanbul olmak üzere birçok İlde Nüfus Müdürlüğü çalışanları yoğunluk sebebiyle yıllık izinlerini bile kullanamıyorken böyle bir cavabın ne derece kabul edilebilir olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz!
Mübarek Ramazan ayında personeliyle dalga geçer gibi mesai saati bitimine dakikalar kala SMS gönderip hafta sonları çalışmasını isteyen, personele mesai ücreti verilmesi hususunda gerekli yasal düzenlemeleri yapmayan, gerek vatandaşlarımız gerekse diğer memur arkadaşlarımız nezdinde Nüfus Müdürlüğü personelini değersizleştiren, diğer kurum memurlarınca sürgün yeri olarak görülmesine sebep olan bu tür hatalı uygulamaları kesinlikle tasvip etmiyoruz. Elbette ki vatandaş memnuniyeti odaklı çalışmayı destekliyoruz ancak arkdaşlarımıza emeklerinin karşılığının Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed s.a.v.’ de buyurduğu üzere alın teri kurumadan önce ödenmesini istiyoruz. Nüfus Müdürlüğü personelinin de nihayetinde bir birey olduğu, bir aileye sahip olduğu, hiçbir ücret ödenmeden yapılması istenilen fazla mesai zamanlarında ise ailesinden, çoluğundan çocuğundan feragat ederek çalışmaya geldiği herkesce bilinmelidir. Mutsuz ve huzursuz olan memurun evinde ailesinede mutsuzluk ve huzursuzluk aksettirdiği de su götürmez bir gerçektir.
Nasıl ki LYS'lerde okullarda görev alan öğretmen, hizmetli ve güvenlik görevlileri ÖSYM'den gözetmen ücreti alıyorsa sınav günlerinde hafta sonları zorunlu olarak göreve gelen nüfus müdürlükleri personeline de ÖSYM tarafından gözetmen ücreti verilmesini talep ediyoruz. Şayet sendika olarak eylem kararı almadıysak milyonlarca gencimizin geleceğini düşündüğümüz içindir. Saygılarımla."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.