Mektubat Mecmuası da Otuz Üç adet Mektup’tan meydana gelmektedir. Her bir mektup da çok önemli konuyu ele almaktadır. Burada anlatılan konuları Sözler Mecmuasından daha kısa nazara vereceğim. Merak ilmin ve öğrenmenin anahtarıdır.
Hayat nedir? Hayatın mertebeleri nelerdir? Ölüm ve doğumun mahiyeti nedir? Ölümün de hayat gibi bir Allah’ın yaratması olduğu, besmeledeki Rahman ve Rahim isimleri, Cehennemin yeri, aşk-ı mecazinin aşk-ı hakikiye dönüşümü gündeme getiriliyor.
İmam-ı Mübin ve Kitab-ı Mübin gibi Kader ve Kudretle ilgili ilmi konular, imanın faydaları ve imansızlığın zorlukları nelerdir burada anlatılmaktadır.
Zerrelerin hareketleri, haşir meydanı, medeniyetin miras dağıtımındaki yanlışını, Hazret-i Âdem’in (AS) cennetten çıkarılması, şeytanların ve şerlerin icadı, bela ve musibetlerin masumlara kazandırdıkları, Hazret-i Ali zamanında başlayan muharebelerin iç yüzü, adalet-i mahzâ ile
adalet-i izafiyenin izahı, Hazret-i Hasan ve Hüseyin’i başına gelen o feci, zâlimâne muamelenin sebebi, Kıyamet hâdisesinde kimlerin etkileneceği anlatılmaktadır.
Bediüzzaman Said Nursi’nin siyasetten neden çekildiği, Yirmi Altıncı Mektubun Dördüncü Meselesinde:
“Dünya madem fânidir (ölümlüdür). Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır. Hem madem dünya sahipsiz değil. Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerîm bir müdebbiri (idare edeni) var. Hem madem ne iyilik ve ne fenalık cezasız kalmayacaktır. Hem madem ‘Allah kimseye gücünden fazlasını yüklemez.’ sırrınca teklif-i mâlâyutak yoktur (kişinin yapamayacağı bir şey ona yüklenmez). Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır (tercih edilir). Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler kabir kapısına kadardır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.