Büyük Selçuklu Devleti (1037-1158), Bizans İmparatorluğu (330-1453) ile mücadele halindeydi. Bizans İmparatoru Romen Diyojen tahta çıktıktan sonra Müslüman Türklerin Anadolu’daki varlığına son vermek ve İsfahan’a girerek Büyük Selçuklu Devleti’nin varlığına son vermek istiyordu.
Meydan Muharebesinden önce Büyük Selçuklu Hükümdarı Muhammet Alparslan, Bizans İmparatoru Romen Diyojen’e barış elçisi gönderdi. Ancak İmparator; Alparslan’ın, Bizans ordusunun kalabalıklığı karşısında korktuğunu zannederek hem bu duruma sevindi hem de barış elçilerine sert bir dille ret cevabı verdi.
Bunun üzerine bugün Muş ilimiz sınırlarındaki Malazgirt Ovası’nda Bizans Ordusunu bekleyen Alparslan ve askerleri dünya tarihinin en önemli zaferlerinden biri olan ve 26 Ağustos 1071 tarihinde Müslümanların kesin zaferiyle sonuçlanan Malazgirt Meydan Muharebesi zaferle sonuçlandırmışlardır.
İki yüz bin kişilik Bizans ordusunda Rum, Ermeni, Slav, Got, Alman, Frank, Gürcü, Peçenek ve Uz millet veya ırkına mensup askerler katılmıştır.
Müslüman Oğuzlardan oluşan Türk ordusu, şehitlik ve gazilik makamını istemiş, Allah’ın Kur’an’da zafer vadettiği topluluklar arasına girmeyi gaye edinmiş, İslam’ı yaymak, İslam’ın fethedilen yerlerde yaşanması için cihat eden elli bin kişiden oluşmuştur.
26 Ağustos 1017 Cuma günü öğleye kadar ordusunu denetleyen ve gerekli emirleri veren, askerleriyle Cuma namazını kıldığı beyaz elbisesine işaret ederek “ölürsem kefenim olsun” deyip hutbede: “Bütün Müslümanlar bugün bizim muzaffer olmamız için dua ediyor. Düşman üzerine galip gelirsek Allah muradımızı vermiş olur; yenilirsek şehit olur, cennete gideriz. Burada şimdi size ne emreden bir sultan ne de bir komutan var. Ben de içinizde cihat eden bir neferim. Benimle gelmek isteyen peşimden gelsin, istemeyenler dönebilir.” diyerek tarihe damga vuran bir konuşma yapmıştır. Bu, asker üzerinde manevi bir etki yapmış ve ordunun azmini en üst seviyeye çıkarmıştır.
Bu konuşma ve o güne kadar yaptıkları Alparslan’ın kişiliği ve liderliği hakkında bizlere bilgi vermektedir.
Tarihi kaynaklar, onun iyi bir lider ve karakterli bir asker olduğunu, empati ile askerinin inancını artırıcı yol denediğini ve bunda da başarılı olduğunu göstermektedir.
Ata çok iyi binen, fevkalade derecede iyi ok atan, halkına karşı oldukça adil, merhametli, hoşgörülü ve ileri görüşlü bir devlet adamıdır. Askeri ve siyasi kararlar almada etkili ve başarılıdır. Özellikle askerlerine çok iyi davranması, onları kendisi gibi düşünmesi, askerlerin kendine bağlılığını artırmış böylece elli bin kişilik bir ordu ile iki yüz bin kişilik Bizans ordusunu dört beş saat içinde imha etmesini sağlamıştır.
Malazgirt Zaferinin sonuçları en az İstanbul’un Fethi kadar önemlidir. Bu zafer ile Anadolu’nun bundan böyle Müslümanların yurdu olacağı ve Alparslan’ın önemli komutanlarının kuracağı Danışmentliler (Sivas ve çevresi), Mengücükler (Erzincan ve çevresi), Artuklular (Güney ve Doğuanadolu) ve daha sonra 1081 yılında İzmir’deki Çaka beylikleri ile kesinleşmiştir.
Bizans İmparatorluğu bu savaş sonunda büyük bir bozguna uğramış, bundan böyle Müslüman yurdu olacak ve bin yıl sürecek Anadolu’ya Haçlı seferlerini yoğunlaştırmıştır.
Türk tarihinde bu Haçlı seferlerinin ardı arkası hiç kesilmemiş ilerleyen bin yıllık süreç içinde Haçlılar en son 13 Kasım 1918 yılında İstanbul’u, 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etmiş ve Başkumandanlık Meydan Muharebesiyle boylarının ölçüsünü alarak bu topraklardan def olmuşlardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.