Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, geçmişte ”Kemal Kılıçdaroğlu'yla bir öğle yemeği yedim. Yanından ayrılırken çok üzüntülü ayrıldım. Çok samimi söylüyorum size. Dedim, Atatürk'ün partisinin başı buysa vah yazık bize. Gittik gürültüye" ifadelerini kullanan Celal Şengör’ün kime oy vereceğini merak ettiğini belirtti.
Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, geçmişte ”Kemal Kılıçdaroğlu'yla bir öğle yemeği yedim. Yanından ayrılırken çok üzüntülü ayrıldım. Çok samimi söylüyorum size. Dedim, Atatürk'ün partisinin başı buysa vah yazık bize. Gittik gürültüye" ifadelerini kullanan Celal Şengör’ün kime oy vereceğini merak ettiğini belirtti.
“Böyle diyen bir bilim insanı, tıpış tıpış gidip Kılıçdaroğlu'na oy verir mi, ne dersiniz” diye soran Övür, yazısında şunları kaydetti:
"Siyaseten Türkiye hiçbir dönem bugünkü kadar net ve açık bir ayrışma yaşamamıştı. Geçmişte Amerikancılıkla, Batıcı olmakla suçlanan siyasi aktörler veya partiler oldu. Mesela 60'lı yıllarda rahmetli Demirel, sol tarafından "Morrison Süleyman" olarak suçlanmasına, hatta ABD'nin destek verdiği darbeyle şapkasını alıp gitmesine rağmen bugünkü kadar açık ABD savunuculuğu yapmadı.
Oysa Cumhuriyet'i kuran partinin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu, hiç tereddüt etmeden çöküşe geçen, kaos ve kargaşadan başka mazlum milletlere bir şey vaat etmeyen ABD'yle ve Batı'yla birlikte olacağını açık açık söylüyor. Ne ABD'nin çevremizi kuşattığını görüyor ne de terör örgütü PKK'yı Suriye'de müttefik ilan ettiğine itiraz ediyor.
Bu tabloya "Dış politikayı 180 derece değiştireceğim" ve "Libya'da, Karabağ'da ne işimiz var" sözlerini, dahası Ukrayna-Rusya Savaşı'nda Türkiye'nin oynadığı barışçıl rolü sürdürmeyeceğini ekleyin.
Üzerine, iç politikada önerdiği 300 milyar dolar getireceği, KHK'lıları serbest bırakacağı ve PKK'yı HDP üzerinden meşrulaştırma siyasetini de ekleyin.
Yetinmeyin, küresel sistemin altüst olduğu bir zaman diliminde Türkiye'yi bırakın 2'li, 3'lü koalisyonla, 9'lu koalisyonla yöneteceğini de ekleyin.
Bu durumda, sokaktaki insanın elinin gitmeyeceğini biliyorum ama bilimden, akıldan söz eden aydınlar, akademisyenler nasıl oy verecek? Mesela ekonomi yazarı Ege Cansen şöyle diyor: "Ben cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumu Kılıçdaroğlu'na, milletvekilliğinde ise İyi Parti'ye vereceğim. Çünkü laik muhafazakârım."
Tabii ki oyunun rengini açıklayabilir. Ama hemen altında Kılıçdaroğlu'nun 300 milyar dolar getireceği, daha doğrusu "getirdim" sözünü analiz ediyor.
Sonunda da, "Tutmayacağı 300 milyar dolar sözü vermesi" gibi bir tespit yapıyor. Garip ama gerçek, böylece inanmadığı bir adama oy vereceğini söylüyor.
Ondan çok daha ünlü bir "aydın" var: Prof. Dr. Celal Şengör. Alanında çok saygın bir bilim adamı olan Şengör'ün kime oy vereceğini de doğrusu merak ediyorum. Ediyorum, çünkü bir ara bugün cumhurbaşkanı adayı olan Kılıçdaroğlu ile yemek yiyen Şengör, görüşme sonrası şöyle diyordu:
"Kemal Kılıçdaroğlu'yla bir öğle yemeği yedim. Yanından ayrılırken çok üzüntülü ayrıldım. Çok samimi söylüyorum size. Dedim, Atatürk'ün partisinin başı buysa vah yazık bize. Gittik gürültüye."
Gel de merak etme, böyle diyen bir bilim insanı, tıpış tıpış gidip Kılıçdaroğlu'na oy verir mi, ne dersiniz?" KAYNAK:YENİAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.