195 Karatlık elmasın değeri tam 100 milyon sterlin, yani tam 440 milyon TL. İddialara göre Kuh-i Nur, 13. Yüzyılda, Hindistan'ın Güneydoğusu'ndaki Golconda madeninde bulundu. Mihrace'nin vasiyeti ile tapınağa bağışlanması kararlaştırılan elmas, 19. Yüzyılda İngiltere'de ortaya çıktı. Hintlilerin, çalındığını iddia ettiği, İngilizlerin ise 1850 yılında, Kraliçe Victoria'ya hediye edildiğini, iddia ettiği miras aslında, Babür Şahı Nasireddin Muhammed Hümayun Şah'ın türbesindeydi. Delhi'de en az Agra'daki Taj Mahal kadar yüksek bir sanat eseri olan Hümayun Şah'ın kabri ve türbesinde bulunan avizenin son tırnağında duran Kuh-i Nur elması, İngilizlerin tarafından buradan alınarak ülkelerine götürüldü. İngiltere'de yeniden ortaya çıkan Kuh-i nur, bir süre sergilendi fakat dikkat çekmediği fark edildi.
Sergide ilgi görmeyen Kuh-i Nur, Kraliçe'nin emriyle yeniden kesildi. Kesim işlemi sırasında yüzde 40'ını kaybeden Kuh-i nur, Kraliçe Aleksandra'nın görkemli taşlarla süslü tacında yerini aldı. Ana Kraliçe tacı ilk kez 1937 yılında eşi Kral 6'ıncı George'nin taç giyme töreninde taktı. Kuh-i Nur, bu tarihten itibaren, İngiltere'nin en önemli sembollerinden olan tacın bir parçası olarak karşımıza çıktı. 2002 yılında, Ana Kraliçe'nin cenaze töreninde tabutu üzerinde tacı görenler Kuh-i Nur'un büyüsüne kapılmaktan kendini alamadı. Ana Kraliçe'nin ölümünün ardından, tacı bu kez de II. Elizabeth'in başında tüm dünya gördü. Kuh-i Nur'un bulunduğu bu görkemli tacı sadece kadınlar takıyor. Sebebi ise, İngilizlerin batıl inancı. İngilizlerin efsanesindeki ifadelere göre "Bu elması sadece Tanrı ya da kadınlar takabiliyor" İnanca göre, mücevheri takan aşırı güçleniyor.
SABAH
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.