Düzenli olarak kontroller yapılarak kitle oluşumunun takip edilmesi gerektiğini söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Osman Ergene, av köpekleri, Daschund, İspanyol Cooker, Terrier ve Alman Çoban Köpeklerinde meme tümörü riskinin daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Köpeklerde en sık görülen hastalıklardan biri olan meme tümörleri, ileri aşamalarda büyük bir hayati tehlike yaratırken yaşam kalitesini de büyük ölçüde azaltıyor. Daha çok genetik nedenlerle ortaya çıkan meme tümörlerini erken teşhis ve tedavi ile en az zararla ortadan kaldırmak mümkün. Bunun için ise insanlarda olduğu gibi köpeklerde de düzenli kontrol, erken teşhis ve müdahale hayati önem taşıyor.
Kurulduğu 2014’ten bugüne 100’ün üzerinde meme tümörü cerrahisi uygulayarak hastalarını sağlığına kavuşturan Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nin Başhekimi Doç. Dr. Osman Ergene, köpeklerde meme tümörü vakalarında dikkat edilmesi gereken konularla ilgili önemli bilgiler paylaştı.
Köpekler, meme tümörünün en sık görüldüğü canlı türlerinden
Doç. Dr. Osman Ergene, köpeklerin meme tümörünün en sık görüldüğü canlılardan biri olduğunu söyleyerek, üstelik bu tümörlerin, köpeğin cinsine göre yüzde 41 ila 53 arasında değişen oranlarda kötü huylu olduğuna vurgu yapıyor. Bu durum, erken teşhis ve tedavinin önemini de artırıyor. Köpeklerde oluşan kötü huylu meme tümörlerinin oldukça hızlı bir şekilde vücuda yayılabildiğini söyleyen Doç. Dr. Osman Ergene, “Köpek memesinde oluşan tümörler, bölgesel lenf yumruları, akciğerler, karaciğer ve diğer parankimatöz organlara sıçrayarak hayati tehlikeyi artırır. Nadir de olsa kemikler ve beyinde metastazlar da oluşabilir” ifadesini kullanıyor.
Köpeklerde görülen meme tümörlerinde belirleyici olan faktörler arasında cinsiyet, yaş, ırk, vücut ağırlığı, endojen hormonlar, büyüme faktörleri ve kısırlaştırma tarihinin öne çıktığını söyleyen Doç. Dr. Ergene, meme tümörlerinin görülme riskinin 3-4 yaşta yüzde 4, 4-8 yaşta yüzde 29 ve 8 yaş üzerinde ise yüzde 67’ye kadar yükselebildiği bilgisini veriyor. Yaş arttıkça görülme riski de artan meme tümörleri, yaşlı köpeklerde daha çok kötü huylu, genç köpeklerde ise genellikle iyi huylu tümörler olarak ortaya çıkıyor.
En riskli ırklar hangileri?
Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nin Başhekimi Doç. Dr. Osman Ergene, özellikle av ırkından köpeklerde meme tümörü görülme riskinin daha yüksek olduğunu vurguluyor. En riskli ırklar ise Daschund, İspanyol Cooker, Terrier ve Alman Çoban köpekleri.
Cinsiyet de en önemli kriterlerden biri. Sıklıkla dişi köpeklerde görülen meme tümörlerinin erkek köpeklerde ise ender olarak görülebiliyor. Doç. Dr. Osman Ergene, meme tümörlerinde en etkili önlemlerden birinin ise kısırlaştırma olduğunu söylüyor. İlk kızgınlıktan sonra kısırlaştırılan köpeklerde meme tümörü riski binde 5’e kadar gerilerken, ikinci kızgınlıktan sonra kısırlaştırılanlarda ise risk yüzde 8’e kadar yükselebiliyor.
Erken teşhis hayat kurtarıyor!
Meme tümörlerinin tanısında, tümörün ne zaman fark edildiği, üzerinden geçen süre, büyüme süreci, son kızgınlık tarihi, tümör ile ilgili olabilecek hormonal veya medikal tedaviler, hayvanın daha önce kısırlaştırma operasyonu geçirip geçirmediği bilgileri önemli yer tutuyor. Tümörün ne zaman şekillenmeye başladığı hakkında kesin bilgi edinmek zor olduğundan, büyüme hızı tedavi ve sonuç yönünden önemli olabiliyor.
Hayvan Hastanesi’nde 100’ün üzerinde meme tümörü vakası tedavi edildi
Meme tümörlerinin görünüm olarak basit, sınırları belirgin bir nodülden; sınırları kesin belirlenemeyen yaygın ve ülserli kütlelere kadar farklı olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Osman Ergene, doğru teşhis ve tedavi için, tedavinin yapıldığı merkezin, görüntüleme cihazlarından laboratuvar ekipmanlarına kadar tam donanımlı olması gerektiği konusunda uyarıyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nin tam teşekküllü donanımı ile meme tümörlerinin teşhis ve tedavisinde büyük bir tecrübeye sahip olduğunu söyleyen Doç. Dr. Osman Ergene, 2014’ten bugüne 100’ün üzerinde meme tümörü operasyonu yaptıklarını söylüyor.
Doç. Dr. Osman Ergene, Köpek tümörlerinin teşhis sürecini, “Klinik muayene ile önce tümörün yaygınlığı araştırılmalıdır. Lokal olarak yapışma durumu, hareketliliği, deri-kas katları ile bağlantısı, ülserleşme veya sekonder enfeksiyon varlığı, ölçüleri, rengi ve kıvamı incelenir. Bunların yanında diğer meme bezlerinin durumu, lokal lenf yumruları palpe edilir. Radyografi çekilerek tümörün akciğerlere yayılma olasılığı araştırılmalıdır. Tüm bunlarla birlikte hastanın genel sağlık durumu, hematolojik ve biyokimyasal değerler ile karaciğer ve böbrek fonksiyonları belirlenerek tedavi şekli hakkında karar verilmelidir” sözleriyle özetliyor. Doç. Dr. Ergene, hasta köpeğin yaşam süresi ve hayat kalitesinin artırılması için en etkili yöntem cerrahi müdahale olduğunu söylüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.