Nasıl olur demeyin, farketmeden bir bebeğin katili, bir masumun kanına girmiş olabiliriz.
Nasıl mı?. İzah edeyim.
“Çirkin kadın yoktur, tembel kadın vardır.”
Bu sözler hayatını, kadınları güzelleştirmeye adayan, kozmetik kraliçesi Helena Rubinstein’a ait. Ne kasar sihirli bir cümle.
Kozmetik ürünlerin patroniçesi doksan yaşındaki Helena Rubinstein Avustralyalı bir gazeteci arasında söyle bir konuşma geçer :
“Dünya güzellik piyasası sizin elinizde, krem, allık, pudra, losyon ve parfüm gibi ürünlerin sahibisiniz, bu yaşınıza kadar hangisini kullandınız?”
Rubinstein cevap verir:
“Hiçbirini kullanmam.”
Gazeteci bayan sorar:
“Peki niye?”
“Kozmetiğin faydasına inanmam.”
Gazeteci şaşkın vaziyette Helena’ya döner ve tekrar sorar:
“Dünyanın dört bir yanına bu ürünleri pazarlıyorsunuz peki niçin?”
Patroniçenin cevabı ilginçtir:
“İsrail devleti için.”
Evet yanlış okumadınız. İsrail için...
İstatistiklere göre ülkemizde kozmetik sektörüne yönelik yapılan ithalat son yıllarda 1,8 milyar doları bulmuş. Bu paralar nereye mi gitti, söyliyeyim.
Bir insanı kimse farketmeden öldürmek isterseniz bu kadının kozmetiklerini kullanır, starbucks zincirlerinden kahvenizi içebilir, McDonald's hamburgerler yiyebilir, Yahudi üretimi, veya İsraile destek veren malları satın alabilirsiniz.
Artık öğrenelim, İsrail’in kasasına giren her kuruş Gazze'ye atılan bir bomba, bebeklerin ve masumların kanının dökülmesine katkıdır. Madem ki gücümüzle bu insanlık dışı vahşet baronlarıyla mücadele edemiyoruz, hiç olmazsa ürünlerini almaktan vazgeçip ekonomik destek vermeyip, safımızı netleştirelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.