Üç boyuttaki varlıkları görürüz, dokunuruz... Hatta ve dahi ölçer- biçeriz de! Bizatihi içinde yaşadığımız zaman’ı neden idrak edemeyiz? Bu idraksizliği, sadece boyut farklılığıyla izah etmek... Akıcı ve görünmez olduğuna bağlamak işin kolaycılığı olsa gerek. Evet, uzun sayılabilecek bir ayrılıktan sonra, Yine bu köşede yazmak, fikirlerimi sizlerle paylaşmak büyük bir zevk. Elbette ki, sizlere ‘fizik’ dersi verme gibi bir niyetim yok. Ancak ‘zaman’ ve ‘hadiseler’ anlaşılmadıkça; İki ayağı eksik masanın etrafında koca bir ömür tükenir... Anlamsız, hedefsiz, ilkesiz bir sonun başlangıcına demir atarsınız. Ve madem ki, ölüm var! Bu ölüm de yokluk değil... O halde biz de bildiklerimizi, kanatlerimizi, fikirlerimizi; eğmeden, bükmeden... Dalkavuklulk ve yalakalık yapmadan paylaşacağız. Eskiden de olduğu gibi:Boynundaki prangalardan kurtulamayan... Düşüncelerini, akıllarını, vcdanlarını kiraya veren birileri(!) bizleri anlamamaya ve anlamsızlaştırmaya çalışacaklardır... Dertlenip, tasalanmayız bile bundan! Biliriz ki, ‘Hak geldi mi, batıl zail olur.’ İnandığım bir şey var. O da bu necip milletin ‘feraseti!’ Dünyada ve ülkede: Olanları, bitenleri, Doğruları, yanlışları çok iyi değerlendirdiği... Doğumundan, şimdiki konumuna... Ölürken varacağı noktaya peşpeşe sıralanan ‘an’ların, ve hadiselerin ışığı altında vicdani muhasebesini yaptığıdır. Elbette ki, bizler de bunları irdeleyeceğiz! Hatta ve dahi tarihten beri var olan bu milleti: Neden ve niçin yok etmek istediklerini, İçeride ve dışarıda kimlerle birlikte hareket ettiklerini, Vatan hainlerini, satılmışları... Alcak ve zulüm kokan Siyonist felsefeyi, Bunların insanlık ve islam düşmanı tetikçilerini konuşacağız. Müseadenizle bu yazı bir girizgah olsun istiyorum. Mutlak Hakim’in dilediği ve imkan verdiği ölçüde, Hakk’tan ve hukuktan ayrılmadan fikirlerimi paylaşacağım. Ve madem ki, ‘Hakk’a hizmet, halka hizmettir’..
Kısmet olursa hizmet etme noktasında; Kimlerin aday olma(ma)sını şöyle etraflıca bir irdeleyeceğiz.
Kısa bir müddet sonra! Selametle kalınız.
