Yılın ilk ara tatiline girdik. Zaman hızla ilerliyor, eğitim gündemi de oldukça hareketli. Gazze’de yaşanan insanlık dramı diğer gündemleri ne kadar ikinci plana itmiş olsa da hayat bir şekilde devam ediyor. Hem Gazze gündemini takip etmeli hem de diğer sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.
Bu arada herkes durduğu yere göre tepkiler veriyor. Bazılarına göre Gazze gündemine gereğinden fazla zaman ayırmış, eğitimi ve sendikacılığı unutmuşuz! Bazılarına göre ise Gazze yanarken sendikal faaliyetlerimize ara vermeden devam etmişiz. Söylenenlere bakılırsa ne kadar da doğru yerde durduğumuz anlaşılacaktır.
Evet, soykırım durduruluncaya kadar Gazze için eylemlerimiz, yürüyüşümüz, basın açıklamalarımız, insanlık nöbetlerimiz devam edecek. Yerine göre meşalelerimizle yeniden yürüyeceğiz, yerine göre zil çalarak dünyaya, insanlık ölüyor diye anlatmaya çalışacağız. Elimize topu tüfeği alıp savaşa gönüllü yazılacak imkânımız yoksa yapılması gerekenler bellidir.
Aslında kurucusu Kudüs şairi olan bir sendikaya Gazze için daha fazlasını talep eden tepki anlamlı olmalıdır. Biz eğitim ve sendikal mücadele adına gösterdiğimiz bütün çabanın, Kudüs davasıyla ne kadar iç içe olduğunu biliyoruz.
Gelelim eğitim gündemine. Yakın geçmişte kaos ve popülizmden beslenen bazı kifayetsizler, haberci kisvesine bürünmüş mihraklar, sosyal medya hesaplarını isimlendirirken öğretmen masumiyetine sığınarak sendikacı ve kanaat önderi olduğunu zanneden parazitler, kullanacakları yeteri kadar başlık bulamıyorlar. Çünkü biz de bakanlıkta hedefe kilitlenmiş ve sadece işimize odaklanmış durumdayız.
Alan değişikliğini kullanamıyorlar, çünkü yakında ilan edilecek. Sayın bakanın mevcut haliyle karşı olduğu bir noktadan, KPSS puan kıyası vs. derken bugünkü aşamaya geldik. Takibimizi ve gösterilen iyi niyeti kimse yok sayamaz. Önlük tavsiyesini çarpıtamıyorlar, çünkü hiçbir meslektaşımıza önlük dayatılmıyor, isteyen giyecek, istemeyen giymeyecek.
ÖMK iptali bu yıl sınava girecekleri mağdur edecek diye beklediler, olmadı.
Çünkü Anayasa Mahkemesi’nde yaptığımız savunmada özellikle bu konuya dikkat çekmiştik, gerekçeli karar geç yayınlanarak konu çözüme kavuşturuldu. İkinci il dışı, il emri, deprem bölgesi derken üç artı bir bekleyen arkadaşlarımız hariç tayinler, vazgeçenlerin iptalleri, ayrı kalanların görevlendirmeleri imkânlar dâhilinde yapıldı. Ara tatilde herkes evinden seminerleri takip edecek, bugün ilk günü .
Problem yok demiyorum, elbette problemlerimiz var, olacak da. Önemli olan çözüm için iyi niyet, arayış, çaba ve ısrarlı takibimizin olmasıdır.
Gündemimizde yönetici atama yönetmeliği, ÖMK değişikliği, üniversite personelinin kurumlar arasında yer değişikliği yapabilmesi, araştırmacı, uzman, şube müdürü, müfettiş maaş dengesizliğinin düzeltilmesi, öğretmene şiddetin önlenmesi, deprem bölgesindeki arkadaşlarımızın sıkıntıları gibi onlarca madde var ve çalışıyoruz. Polemik değil iş üretiyoruz.
Bizim bir hikâyemiz, geçmişte yaşadıklarımız, geleceğe dair büyük düşlerimiz var. Kısır çekişmelerin, yersiz kavgaların, seviyesiz tartışmaların parçası olmadık, hep işimize baktık. Biz ürettik, birileri hep konuştu, sadece konuştu. Kim, ne yapıyor derseniz, herkes kendine yakışanı yapıyor derim.