Kılıçdaroğlu henüz erken derken, kurulma aşamasındaki partide, Meral Akşener’in Cumhurbaşkanlığı adaylığı ilan edildi.
Erdoğan karşıtı cephede, hesapların 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapıldığı besbelli. Akşener’in kuracağı parti ile ilgili olarak Doğan medya grubunun ve Sözcü/Cumhuriyet gazetelerinin şimdiden verdikleri abartılı destek, “Akşener hareketi bir proje mi?” sorusunu akla getiriyor.
Meral Akşener ismi, Erdoğan karşısında alternatif arandığı bu dönemde öne çıkıyor/çıkartılıyor.
Genel merkezi tutulan ama henüz kurucularının ortada olmadığı, isminin ilan edilmediği yeni partiye, şimdiden “Meral Akşener’in partisi” deniyor.Bunu eleştirmiyorum. Çünkü Türkiye’de siyasette partiler lider isimleri ile cazibe merkezi oluyor. Burada sorun şu; Meral Akşener ismi bu cazibeyi oluşturabilir mi?
Meral Akşener’in üç handikabı var.
Birincisi, Akşener ve ekibinin, 16 yıldır hizmetleri ile her seçimde desteklenen AK Parti ve Erdoğan gibi ilk defa halkın oyu ile hem de ilk turda Cumhurbaşkanı seçilmiş bir lider karşısında tutunabilme şansı nedir?
Tamam, yeni partiler bu ülkede iktidar olmuştur. Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve AK Parti. Hepsinin o dönemlerindeki şartlarına bakılsın, hepsi de milletin vesayet sistemine, statükoya alternatif arayışının adresleridir. Hepsi de CHP’yi iktidardan uzak tutmak, tek parti döneminin acılarını yaşamamak kararlılığı ile ilgilidir. Akşener ise CHP ile flört ediyor.
Akşener’i fikren destekleyen bildik isimler, bugün de şartların uygun olduğunu iddia ediyorlar. Neymiş, iktidar metal yorgunuymuş, girdiği her seçimi kaybeden CHP gibi bir ana muhalefet partisi varmış, tam da rüzgâr Meral Akşener’den yana esiyormuş. Dört gözle Akşener bekleniyormuş.
Öyle bir hava estiriliyor ki, sanki Meral Akşener, Ümit Özdağ, Koray Aydın isimleri, siyaset sahnesine ilk defa çıkan ve yolları gözlenen karizmatik siyasetçiler… Hepsi de MHP’de siyaset yapmış insanlar. ( Akşener, DYP’de de bulundu.) Bu isimler madem şimdi çare ve umut olarak sunuluyor, bugüne kadar fark edilemeyen potansiyellerini MHP içinde neden göstermemişler?
Meral Akşener’in ikinci handikabı, F. Gülen ile ilgilidir. Akşener, bugüne kadar FETÖ elebaşının şahsına hiç eleştiri getirmedi.
9 Eylül 2016’da, Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nun haberine göre, Akşener, MHP Merkez Disiplin Kurulu’na yaptığı savunmada; “Hiçbir zaman Fethullahçı olmadım. Fethullahçı olsam söylerdim. Ben, her ülkücü gibi Allah dostlarını severim. İnsanlarımızın manevi terbiyesiyle uğraşanlara hürmetim ve muhabbetim vardır” dedi.
Bugün artık bunun da önemi yok. F. Gülen’in aleyhinde de konuşabilir. Ama şurası kesin, FETÖ Meral Akşener’in partisini destekleyecektir. FETÖ, Erdoğan’a ve AK Parti’ye zarar verecek her siyasi hamlenin, kumpasın, tezgâhın içinde olacaktır.
Meral Akşener’in üçüncü handikabı CHP’dir.
Akşener ekibi, CHP’den ciddi oranda oy alacaklarını hesap ediyor. İlerleyen günlerde Akşener ile Kılıçdaroğlu’nun yolları nerede nasıl kesişecek bilemeyiz. Strateji olarak Meral Akşener’in partisi çatışmadan uzak duracak, CHP ile ortak cephede kalmaya çalışacaktır.
Kılıçdaroğlu ve Akşener’in şöyle ortak senaryosu olabilir. 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde her parti kendi adayını çıkarır. İlk hedef Erdoğan’ın ilk turda seçilmesini engellemek. İkinci tura Erdoğan ile birlikte Meral Akşener veya henüz ismi açıklanmayan CHP adayından biri kalır. Ve o aday üzerinde ittifak edilir…
Çankırı’da böyle durumlarda; “dananın karnındaki ciğere nohut ıslatmak” deniyor…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.