Yaklaşk 50 yıl önce Üsküdar'da başlayan İstanbul serüvenimde, 1989’dan beri İstanbul’un Anadolu yakasında, Kartal-Pendik civarında yaşamaktayım.
Yani, İstanbul’un cemaziyelevvelini olmasa da, bir insan ömrü için çok da kısa sayılmayacak tarihini, en azından, yakın tarihini bilirim.
1989-94 yılları arasında İstanbul’u; daha sonra CHP’ye dönüşen SHP’den Nurettin Sözen ve ekibi, Kartal’ı da yine aynı partili bir başkan yönetmekteydi.
O yılları yaşayan, Kartal’da bizzat yaşayan ve az buçuk da gözlem yapabilen bir insan olarak söyleyeceklerimizin bir kıymet-i harbiyesi olsa gerektir.
O yıllar, başka bir söze, başka bir açıklamaya gerek duyulmadan kısaca, “fetret dönemi” olarak tabir edilebilir.
Bir belediyenin ne yapması gerekiyorsa onların yapılmadığı; bir belediyenin ne yapmaması gerekiyorsa onların da yapıldığı yıllar…
Temizlik yok… Su yok... Ulaşım yok… Park yok… Yeşil yok… Yol yok… Köprü yok… Kültür yok… Sanat yok…
Varsa yoksa yandaşları besleme… Belediyeyi yandaş kadrolarla doldurma… Belediyenin imkânlarını çarçur etme…
Sonra, 1994 yılında büyükşehirde Tayyip Erdoğan’la birlikte, Kartal’ı da bugünkü AK Partinin çekirdeğini oluşturan Refah Partili, daha sonra da AK Partili kadrolar yönetmeye başladı…
O vakit anladık belediyenin ne olduğunu, belediyeciliğin ne olduğunu…
İnsan olduğumuzu, hizmete layık olduğumuzu ve belediyenin de vatandaşa hizmetle mükellef olduğunu o vakit anladık…
Vay be, dedik… Demek biz vatandaşmışız… Demek bizim de bir değerimiz varmış… Demek biz de medeni insanların yararlandığı hizmetlerden istifade edebilirmişiz…
Böylece üç dört dönem geçti…
Sonra eski günleri yaşayanların birer birer azaldığı, eski günleri bilmeyenlerin sayısının arttığı zamana erdik…
Bugünlere geldik…
Biraz eskiyi bilmeyenlerin, biraz da mevcut iktidarın bazı yanlışlarını, kusurlarını görüp de, “Şunlara bir dersini verelim…” diyenlerin desteğiyle Kartal’da belediye yönetimi tekrar el değiştirdi…
Tekrar eski yılların yönetimine döndük…
Şimdi önümüzde bir fırsat var…
Şimdi Kartal’da tekrar AK Partili kadroların hizmetinden istifade edebilme şansımız var…
Şimdi medeni bir şehir anlayışından nasibi olan, bize medeni bir şehirde insanca yaşama hizmeti verecek kadroları işbaşına getirme şansımız var.
Bu şansı tepmeyelim…
Kendimiz için tepmeyelim…
Ailemiz için tepmeyelim…
İktidarın küçük yanlışlarına bakıp onlara ders verelim diye Kartal’ı tekrar o malum zihniyete emanet etmeyelim…
Pireye kızıp yorgan yakmayalım…
Bunu kendimize saygımız için yapalım…
Burada, Kartal’da yaşayacak olan bizleriz…
Kendimize ceza kesmeyelim…
Vizyonu olan, ne yapacağını bilen, vatandaşa hizmet derdi olan, uzun vadeli planlar yapan kadroları seçelim…
Hem vatandaşın hem de merkezi idarenin takdirini gözeten; bunun için de canla başla çalışabilecek bir kadroyu seçelim.
Merkezi idareyle uyumlu ve merkezi idarenin imkânlarından azami ölçüde yararlanabilecek bir başkanı seçelim.
Vatandaşın teveccühünü kazanma endişesi olan, bir dahaki seçimde de seçilebilme isteği taşıyan ve bunun için de canla başla hizmet edebilecek bir başkanı seçelim Kartal’da.
Donanımıyla, kişiliğiyle, kimliğiyle güven telkin eden; şehri emanet edebileceğimiz vasıfları taşıyan AK Partili Ebubekir Taşyürek’le Kartal tekrar güzel günlere dönebilir.
Kartal, güzel ve yaşanabilir bir şehir olma şansı yakalayabilir.
Bu şansı iyi kullanalım.
Kartal’ı heba etmeyelim…
Kendimize yazık etmeyelim…
Kartal’a kıymayalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.