Son bir ay içinde ekonomide yaşanan hızlı gelişmeler, bütün dengeleri değiştirerek, büyük bir belirsizlik oluşturdu. Faizlerin düşürülmesi, döviz kurlarının kontrolden çıkması, enflasyonun yükselmesi, asgari ücrete yüzde elli zam yapılması ve vergi muafiyetinin ardından memur maaşları ile ilgili yeniden değerlendirme kaçınılmaz oldu.
Ağustos ayında yapılan toplu sözleşmede belirlenen yüzdelik zam oranları, yeni şartlarda doğal olarak çok düşük kaldı ve sendikalardan ek zam talebi yükseldi. Kayıpların telafisi için tam mutabakata varılmışken, getirilen vergi muafiyeti ile tekrar başa dönüldü. Hâlbuki tarihi bir adım atılmış, uzun yıllar talep ettiğimiz vergi düzenlemesi getirilmiş, ödeyeceğimiz vergi yükünün bir kısmından kurtulmuştuk.
Yeni soru şuydu, vergi muafiyeti memur maaşlarında ne kadar artış sağlıyor ve bu artış, kayıpları telafi etmeye yeter mi? Ortada tablolar ve hesap cetvelleri dolaşmaya başladı. İnsanımız döviz kurlarını, altını, borsayı takip edebiliyor ancak karmaşık vergi hesaplarının içinden çıkamıyordu. Tam da burada kurumsal desteğe ve işin uzmanlarına ihtiyaç vardı.
Kamu Sen bir tablo yayınladı ve bu tabloyu cumhurbaşkanına da sundu. Ancak tablo baştan aşağı yanlıştı. Bu yanlış tabloya göre yetkilerde ve kamuoyunda, Ocak ayında memurların maaşında ortalama 600 lira artış sağlanacağı kanaati oluştu. Bu aşamadan sonra kayıpların telafisi iyice zora girmişti.
Memur Sen acele etmedi, öncelikle dersine çalıştı. Evli, eşi çalışmayan üç çocuklu bir memurun cebine ayda sadece 38 lira gireceğini, bunun da beklenen telafi zammının yanından bile geçmediğini, çok cüzi bir rakam olduğunu, kısa sürede kamuoyuna anlattı.
Kamuoyu sembolik bir tutar haline gelen 38 lira bilgisiyle aydınlanmış, yetkililer de durumun ciddiyetini anlamışlardı. Şimdi tekrar, telafi zammını konuştuğumuz ilk günlere döndük ve Aralık ayı enflasyonunun belirlenmesinden sonra kayıpların telafisi, vergi muafiyetine takılmadan yapılacak.
Şimdi Kamu Sen’e dönerek, basit bir hesabı bile yapamayan halinizle, nasıl oluyor da bizi aylar öncesinde yapılan toplu sözleşmedeki oranlar üzerinden eleştirebiliyorsunuz diye sormayalım mı? Bir saat sonrasının rakamlarını, işin uzmanlarının bile tahmin edemediği bir dönemde, Ağustos ayından bugünleri görmediniz diye eleştirmek hangi vicdana sığabilir?
Her zaman söyleriz, Kamu Sen hesap bilmez. Üyesini, memurları ve yetkileri yanıltır. Üye hesapları bile tutmaz. Bugünlerde yetkiyi almaya az kaldı diyorlar ya şimdi anladık ki hesap bilmediklerinden diyorlarmış. Sakın kulak vermeyin, afişlerine, hesaplarına, vaatlerine dikkatle bakın.
Geçen haftada söylemiştim, memura kazandırmak adına, sendikacılık adına ne yapılmışsa Memur Sen yapmıştır. Toplu sözleşme hakkının alınması, katsayı zulmünün kaldırılması, tarihe geçecek ve bizden sonraki kuşaklara gururla anlatacağımız sivil kıyafet eylem kararımız, nöbet ücreti, sınav ücretlerinin yükseltilmesi ve daha onlarca kazanım.
Yeterli bulmuyor, taleplerimizi güncelliyor, özlük ve özgürlük mücadelemize devam ediyoruz. Yeni yıla astronomik zamlarla girdiğimiz bir dönemde, masanın hakkını vereceğiz ve kayıplarımızı telafi edeceğiz.
Meşhur sorumuzla bitirelim; siz, hepiniz, diğerleri, yetkili olduğunuz dönemde, memurlara bir kurşun kalem kazandırdık diyebilir misiniz? Yanlış tabloyla doğru sonuca ulaşılmaz, bakın ve düzeltin lütfen.
Her zaman olduğu gibi yanlış hesap Memur Sen’den döner.
