• BIST 9549.89
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 14 °C

KAMU-SEN “HAYIR” DİYEBİLİR Mİ?

Talat Yavuz

Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK, yaklaşan referandumda, “hayır” diyeceğini açıklayınca, Ülkü Ocaklarına mensup olduğu söylenen kişiler, Kamu-Sen Genel Merkezini basarak, genel başkanı istifaya çağırdılar. Dün gece yapılan ikinci baskından sonra, sendika üyeleri ve polis, genel merkez binasını korumaya alarak, yeni baskınlara karşı önlem aldı. Aslında kamuoyu, İsmail KONCUK’UN referandumda hayır diyeceğini, bir arkadaşıyla yaptığı yazışmayla öğrendi. Yapılan bu açıklamanın, kararlaştırılmış kurumsal bir açıklama olup olmadığı tartışılırken, baskın yiyen genel başkan, bir internet sitesine, vereceği HAYIR oyunun şahsını bağladığını, teşkilat içerisinde kim hangi yönde oy kullanmak isterse hür iradesiyle kullanabileceğini açıkladı. Basında konu ile ilgili kanaatin, bu baskının Balgat’tan habersiz yapılmadığı yönünde.

                Yaşananları daha iyi anlamak için kim nerede duruyor, ne diyor, bakalım: Koray AYDIN; MHP ve Ülkücü Hareketi kendi gündemi ve önceliği olmayan bir konu yüzünden birbirine düşürenleri, ne ülkücüler ne de tarih affetmeyecektir." Sinan OĞAN; “Genel Başkanımızı istifaya zorlama girişimi kabul edilemez.” Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ; “Ülkücü hareket Balgat’ın saldırıları karşısında yılmayacak.” Diyor. Meral AKŞENER, İsmail Koncuk’un; “Türkiye Kamu-Sen Tek Yürek, Tek Ses” twetini paylaşıyor.

                Bir sendika, bir parti, mevcut parti yönetiminin muhalifleri ve bir dernek mensupları arasında referandum üzerinden patlak veren gelişmeleri nasıl değerlendirmeliyiz? Yaşadıklarından sonra, kısık sesle “kişisel görüşlerimi açıkladım, herkes serbesttir” diyecek olan bir genel başkanın, odası basılarak istifasının istenmesi nasıl bir sürecin sonucudur? Bunu anlayabilmek için biraz eskilere gidelim isterseniz, mazi bize ışık tutacaktır, buyurun:

                Türk Eğitim Sen Onursal Başkanı Şuayip ÖZCAN: “Kamu-Sen Genel Kurulundan bir hafta önce, bir siyasi Parti Genel Başkanı, on bir sendikanın Genel Merkez Yöneticilerini toplayarak, Genel Başkan adayının şimdiki Genel Başkan olduğunu ifade ile herkesin ona göre davranması gerektiği talimatını vermiştir.” Diyor.

                2001'de MHP tarafından azledilen Resul Akay, MHP'nin Türkiye Kamu-Sen üzerinde vesayeti olduğunu söylemiş ve kendisinin buna izin vermek istememesi yüzünden dışlandığını belirterek; "Ben bir şey kaybetmedim, kaybeden memur sendikacılığı oldu" diyor. MHP Bursa Milletvekili Orhan Şen, Resul AKAY’A: "Kongreye giremezsiniz, kafanızı gözünüzü kırdırırız “diyor. Bahçeli, Ali Işıklar'a, "Akay ne yapmak istiyor? Kamu- Sen'de neler oluyor? Gerekeni yapmanızı istiyorum." diyor. O dönem yaşadıklarını daha sonra Resul Akay; "Abisi olmayan kızı taciz ederler." Diyerek anlatacaktır.

                Yine Şuayip ÖZCAN; "Son Türk Eğitim-Sen Genel Kurulundan önce yönetim kurulumuzu ve başkanlar kurulu toplantısında, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanlığından ayrılmayı düşündüğümü söyledim. Ancak Kamu-Sen Genel Başkanı olarak bir dönem görev yapmak istediğimi söylediğimde destek sözü aldım. Her zaman olduğu gibi parti teşkilatları harekete geçerek delege üzerindeki baskıları artırarak, Kongrede TES Başkanının, şimdiki başkanın listesinden Genel Sekreter adayı olması ve konuşmasında Genel Başkan olmayanlara oy verilmemesi yönündeki çağrısı ve sabahlara kadar yapılan psikolojik taarruz seçimi kaybetmeme neden olmuştur. Söyleyeceğim tek şey, verilen sözlere ve ahde vefaya sadık kalınmasıdır. Siz buna uymazsanız bir başkası da aynını size yapar. Hele de liderim diyenler dokuz düşünüp bir konuşacak. Konuştuğunda da sözünü yutmayacak. Halk böylesini sever diyerek Mevcut Başkan İsmail Koncuk'a, ilerde yaşayacağı kaçınılmaz sonu işaret ederek "rüzgâr eken fırtına biçer" demektedir.

Evet, Sayın İsmail KONCUK; sizden önceki genel başkanların yaşadıkları ve söyledikleri, bugün yaşadıklarınız ve şu vesayet altındaki perişan halinizle bize yaptığınız saldırılardaki açmazlarınızı; sadece tarihe not düşmek adına yazıyorum. Tarihe not düşelim ki olur da görevinize devam edebilirseniz siz, değilse sizden sonra partinin atayacağı başkanlar; “Bazı sendikamsı yapılar, sarı sendika, ağababalarınız…” gibi tam da sizi ifade etmekte olan kavramları kullanırken bir kere daha düşünürsünüz.

Bir tarafta; “Bir parti genel başkanı on bir sendikanın genel başkanını çağırarak” diyen eski başkan diğer tarafta on bir genel başkan el ele tutuşarak verilen, “Türkiye Kamu-Sen Tek Yürek, Tek Ses” fotoğrafı. Birlik fotoğrafıyla Bahçeli’ye; …Türkiye Kamu-Sen’in ilke ve duruşu ile çalışma hayatı, yetki ve toplu sözleşme dönemine yönelik fikirlerini bildirme kararı aldı.” Açıklamasıyla da kamuoyuna farklı mesajlar verilmeye çalışılıyor.

Bir genel başkanı düşünün ki bütün hüneri algı operasyonlarıyla gerçekleri ters yüz etmek olsun. Hiçbir başarısı olmadığı halde saldırganlığı ile ayakta dursun. Başkalarının emek ve alın terinin üzerine çöksün. Elde edilen kazanımları değersizleştirsin ve hiçbir zaman teşekkür etmek aklına gelmesin. Bir kere olsun biz yapamadık siz yaptınız desin. Şimdi ne oldu? Bir süreç kontrolden çıktı ve artık sosyal medya oyunlarıyla, rakiplere yapılacak saldırılarla geçiştirilemeyecek bir noktaya geldi. Keşke insanlarımızın dertleriyle dertlenseydiniz, keşke sivil kıyafet talebimize destek olsaydınız. Andımız gibi darbe ürünü ne varsa sahip çıkarak geldiğiniz yer burası. Bir kere olsun güç odaklarına değil de milletin sesine kulak verebilseniz bunlar başınıza gelmeyecek.

Şapka düştü kel göründü. Yıllardır ağzınızı doldurarak saldırdığınız sendikamızın bir kurum temsilcisini bile siyasiler belirleyemez. Bizde, taban örtüşmesi yaşadığımız parti ve kurumlarla seviyeli, ülkenin ve çalışanların menfaati üzerinden ilişki kurulur. Gece baskınları olmaz. Sınırlar çizilmiş, ilkeler belirlenmiştir. Eski başkanlar vefa ile anılır, tecrübesinden yararlanılır.

Her şeye rağmen geçmiş olsun. Bu süreçte şunu öğrendik ki Türkiye Kamu-Sen başkanlarını, görev başındayken değil görevden indirildikten sonra dinlemek gerekiyormuş. Sanırım sizin de özgürlüğünüze kavuşacağınız ve rahatça konuşabileceğiniz günler yakın Sayın Koncuk. Hayır diyerek öyle bir yere geldiniz ki vazgeçseniz vesayet altında olduğunuz bir kere daha ortaya çıkacak. Bu halinizle özgün olma şansınız da sendika olma şansınız da yok, HAYIR DESENİZ NE ANLAMI VAR?

Talat YAVUZ

Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı

 

               

 

               

           

 

               

           

Bu yazı toplam 1333 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Duyuru Gazetesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 02164912882 05323834739 Faks : 0216 4917113