İstişare

İstişare: Bir konu hakkında karar verebilmek için; uzmanların veya ehil insanların ya da kurumların fikir ve düşüncelerine baş vurmak, tecrübelerinden yararlanmak demektir. İstişare ile yola çıkan şaşırmaz.

Kur’an-ı Kerim’de Allah-u Teala müminlerin işlerini istişare ile yapması gerektiğini bildiriyor; Al-i İmran Suresi 159. Ayet-i Kerime’de “….karara bağlanacak işlerde onlarla istişare et….” buyurulur.
Hatta Kur’an-ı Kerim’de müstakil “Şura” Suresi vardır. Şura Suresinin 38. Ayet-i Kerimesinde de şöyle buyurulur: ”Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar.”

Başarılı işler istişare’yle başlanan işlerdir.
İstişare hakkında atalarımız güzel tespitler yapmışlardır:  
“Soran dağları aşmış sormayan düz yolda şaşmış.”

İstişare yapılır ancak karar verilince artık herkesin bu karara uyması gerekir. Benim dediğim olmadı diye diretilirse kaos çıkar. 

İstişare de muhalif düşüncelerden de faydalanır. 
Başarılı yöneticiler kendisinden farklı düşünenlerin de fikirlerine önem verir. Bu şekilde onları değerli hissettirerek alınacak kararın uygulanmasında başarı oranını yükseltir. Belki onların bir kısım isabetli düşünceleri yol gösterici olur.

İnsanoğlu genelde ben merkezlidir. Kendi dediğinin olmasını İster. “Burnunun doğrultusu”na gitmeye meyillidir. Ancak böyle karaktere sahip olanların orta ve uzun vadede başarılı olma ihtimalleri çok düşüktür. İnsana en büyük zararı dediğim dedikçi yapısıyla kendisi verir.

Günümüz gençliği maalesef kendi hayatları hakkında verecekleri önemli kararlarda büyüklerine ve ehil insanlara danışmayı ihmal etmektedirler.
Bundan dolayı istikrarlı ve huzurlu bir yaşam sürmeleri de zorlaşmaktadır.

İstişare eden sonuçta kendi kafasındaki kararı verse bile, ileride hangi risklerle karşılaşacağını da bildiği için tedbirini alır. Aksi halde “at gözlüğü” ile ilerlerse tehlikelerden korunamaz ve sorunlar yumağı ile baş başa kalır.

Kişilerin, kurumların, hükümetlerin  ve devletlerin başarısı istişareye azami derecede önem vermeleri ile doğru orantılıdır.

İstişare geliştirir, olgunlaştırır, zaman kaybını, maddi ve manevi kayıpları önler. Kavgaları önler, barış ve huzura vesile olur. Kimse kendini dışlanmış hissetmez, alınan karara muhalif olanları bile uygulamada tarafına çeker. İstişare; sevgiye, başarıya ve hakikate ulaşmaya yol açar.

Namık Kemal şu özlü sözüyle bu gerçeği ifade eder: “BARİKA-İ HAKİKAT MÜSADEME-İ EFKARDAN DOĞAR.” Yani; “Hakikat güneşine ulaşmak, doğruyu bulmak; fikirlerin, düşüncelerin özgür bir ortamda karşılıklı tartışılmasıyla ve müspet bir şekilde çatışmasıyla ortaya çıkar. Yeter ki iyi niyet olsun. İyi niyetle, yerinde ve zamanında, uygun ortamda söylenmiş bir söz Yunus’un deyimiyle ;  “Ağulu aşı, yağ ile bal eder.” 
İstişare; İsabetli kararlar almaya ve doğruya daha kolay yoldan ulaşmaya vesile olur.