Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Evet, eğer yeni bir darbe girişimi ve ihaneti olmazsa, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bir süredir kamuoyu gündeminde tutulan ve 27 Mayıs’ın yıldönümü ile tartışılmaya devam edilen darbeler, yeniden milletimizin başına bela edilmezse hiçbir şey eskisi olmayacak.
Karadeniz’e yerli üretim petrol arama gemisi Fatih’i gönderen, fethin yıldönümünde Ayasofya’da Fetih Suresi okutup muhteşem bir fetih programı icra eden, salgınla mücadeledeki başarısını sahra hastaneleri ile taçlandıran, Libya’da darbeci General Hafter’i, SİHA ile perişan eden ve Yassıada’yı Demokrasi ve Özgürlük Adası yapan bir ülkede hiçbiri şeyin eskisi gibi olmaması gerekir.
Ayasofya’da okunan Fetih Suresi’nin ne anlama geldiğini, neyi işaret ettiğini, takip eden adımın ne olacağını en iyi, yıllardır Ayasofya ibadete açılsın diye can atanlar bilir. Avrupalılar tedirgin ve çaresizlikle, biz ise büyük bir heyecanla izliyor, bir sonraki adımın gecikmemesi için dua ediyoruz.
Diğer taraftan biliyoruz ki, ne zaman ülkemizde milletimizin yüzünü güldürecek, dünyada saygınlığımızı artıracak, küresel sömürü düzenine başkaldıracak bir umut yeşerse, içeride ve dışarıdaki şer güçler birleşir ve darbe tartışmaları başlar. 28 Şubat’ın baş aktörlerine darbeyi ihale edenlerin, bugün yapılanlarda D-8 ufkunu ve hatta daha ötesini gördüklerinden eminiz.
Bugünlerde yapılan darbe tartışmalarına bakınca, konuşan herkesin sözde darbe karşıtı olduğunu görüyoruz. 15 Temmuz gecesi verilen mücadeleyi gören darbeciler, göstermelik de olsa darbe karşıtı çizgiye gelmişler. Bozuk sicillerine rağmen sivil olan bütün kesimlerin tamamını, darbelerin karşısına dikecek bir formül üretmekten başka çaremiz de yoktur.
Ülkemizin artık büyük devlet refleksi verdiğini, büyük adımlar attığını ve bu adımların, ülkemizin her bir ferdi için çok kıymetli olduğunu ısrarla anlatmalıyız. Buradan dönüşün ve atılan geri adımın nerede duracağını, bize neye mal olacağını iyi hesap etmeliyiz. Darbe söylentilerini ciddiye alarak bir taraftan önlemler alınmalı diğer taraftan da toplumun büyük idealler uğruna kenetlenmesini sağlamalıyız.
Geri kalmış, kaynakları sömürülmüş, terör ve iç savaşa teslim edilmiş, ırkçı ve emperyalist politikalarla yok edilmeye çalışılmış ülkelerin, içeride yaşadıkları birçok problemin çözümü artık, içeride boğuşmada, komşusu ile kapışmada değil dışarıda küresel güçlerin karşısına dikilmektedir.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, ülkemizin bayraklaştırdığı mücadele, mazlum milletlerin umudu olacak. Korona sürecinin dünyadaki zalim, ırkçı, darbeci yönetimlere karşı kendiliğinden gelişen kitlesel hareketlere dönüşmeyeceğini kim söyleyebilir?
Biz çalışır, birlik ve beraberliğimizi güçlendirirsek, hiçbir şey eskisi gibi kabus olmayacak, dünyaya adalet ve merhamet hakim olacaktır, gerisini onlar düşünsün.
