Radyo Trafik canlı yayınında Mert Erdoğan’ın sorularını yanıtlayan, hem anne hem de eğitim konusunda yüksek lisans sahibi olan Nurseli Tamer; aile içinde internet kullanımından, dijital zorbalığa kadar birçok konuda bilgi verdi. Yayında ayrıca yazarın “İnternet Sır Tutmaz” isimli kitabı da 3 dinleyiciye hediye edildi.
İnternette olan internette kalır kitabıyla anlatmaya çalıştığı şeyin internette olanın internette yok olmadığını ve orada kaldığını ifade eden Tamer, internette olanların derinlere gömülebileceğini ama bunların bile yetenekli insanlar tarafından gün yüzüne çıkartılabileceğini söyledi. Tamer, yapılan paylaşımları insanların unutabileceğini ama internetin unutmadığını ifade etti.
AİLE İÇİNDE İNTERNET KULLANIMI
Aile içinde internet kullanımının aile sorumluluğunda ve denetiminde olması gerektiğini söyleyen Tamer, aile içindeki internet kullanımının sağlıklı olması için tüm aile fertlerinin “nasıl birbirimize daha fazla vakit ayırabiliriz?” sorusuna yanıt verecek bir anlaşmaya varıp ortak karar almaları gerektiğini belirtti. Tamer, aile içinde çocuklara baskı kurmanın ya da “biz seni seviyoruz, o nedenle gözlerinin bozulmasını istemiyoruz” gibi manifestolarla kısıtlamaya gitmenin hata olduğunu söyleyerek, ebeveynlerin rol model olması gerektiğini söyledi. Tamer, çocuğa uygulanacak internet kullanımı kısıtlamalarının çocuğu bir birey olarak görüp, çocukla yapılacak bir anlaşmayla bunun kendisi lehine alınan bir karar olduğuna ikna edilerek yapılması gerektiğini ifade etti. Dijital ortamda çocuk haklarının olduğuna da dikkat çeken “İnternet Sır Tutmaz” isimli kitabının yazarı Nurseli Tamer, dijital ortamda çocuk haklarının korunması için yasaların olduğunu ama aileye de bu konuda birçok iş düştüğünü söyledi.
“İNTERNETTE İLK SINIRIMIZ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDİR”
Sosyal hayatta olduğu gibi internette de sınırlar çizildiğinde çocukların kendilerini daha güvende hissedeceklerinin altını çizen Nurseli Tamer, “İnternette ilk sınırımız kişisel hak ve özgürlükler ama özgürlükler noktasına girdiğimiz zamanda karşımızdakini de düşünerek yazmamız, çizmemiz, görseli paylaşmamız çok önemli. Beş yıl sonra, bu gönderinizi gördüğünüzde ne hissedeceksiniz? Yazdığınıza, paylaştığınıza odaklanın, beş yıl sonra o gönderiyi gördüğünüzde hala aynı görüşte misiniz? Tabii ki fikirler evirilecektir. İyi ki yazdım dediğimiz gönderilerde vardır. Burada yapılması gereken kendi otokontrolümüzü sağlayan yapıyı güçlendirmektir.” dedi.
SANAL DÜNYADA NASIL GÜVENLE GEZİNEBİLİRİZ?
Sanal dünyada nasıl güvenle gezinebiliriz sorusunu yanıtlayan yazar, soruya dünyada bu işlerle ilgilenen dernek ve vakıfların bu soruya verdiği ortak yanıtın kendini sakınmak olduğu söyledi. Tamer, burada ilk yapılması gerekenin şifre paylaşımından kaçınılması ve iki aşamalı şifre kullanımına geçilmesi olduğunu belirtti. Güvenliğimiz için özelimizi kendi içimizde muhafaza etmeliyiz diyen Nurseli Tamer sözlerine şöyle devam etti: “Her gördüğümüzü, her yaptığımızı paylaşmak istiyor muyuz? Bu bir tercih meselesidir. Ama bu tercihin bizi nerelere götüreceğini bilmemiz lazım. Mesela, çekilen fotoğraflarda arkanızda sokak tabelası olan yerlere dikkat edin. Mesela çocuklarınızın fotoğraflarını paylaşırken dikkat edin, çünkü kötü niyetli insanlar bunu alıp “DarkWeb” denilen alanda farklı amaçlar için kullanabilirler. Tam da bu noktada çocukların dijitaldeki haklarından da söz ediyoruz. Yani onlar kendileri için karar veremiyorsa biz anne-babaları olarak onları koruyup, kollayıp, gözetecek şekilde davranmalıyız.”
DİJİTAL VATANDAŞLIK NEDİR?
Her şeyden evvel herkesin birer dijital vatandaş olması gerektiğinin altını çizen yazar Nurseli Tamer, dijital vatandaştan kastının; kullanılan her uygulamanın gizlilik ayarlarını bilmek, kendini sakınmak, gelen-giden mesajın yorumunun yapılabilmesi gibi konular olduğunu söyledi. Tamer, bütün bunları yaparsak dijital zorbalıktan büyük ölçüde korunabileceğini ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.