Bir ayet-i kerimede: 'Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin. Eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.' Buyrulmuştur.
( Bakara Suresi 2/172)
Bir malı pahalı satmak için istifleyip, piyasadan çekmeye ihtikâr denir. Bunun diğer adı da karaborsadır. Kara barsa yoluyla mal kazanmanın sınırı yoktur. O mal deniz suyu gibidir. İnsan onu içtikçe susar, susadıkça içer, sonunda patlar, Allah’ın huzuruna da suçlu olarak varmış olur.Efndimiz(s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde:
“Kara borsacı ne kötü kuldur. Fiyatların düştüğünü görünce üzülür, yükseldiğini duyarsa sevinir.Buyurmuştur. (kamil miras tecrid-i sarih)
Maalesef bugün, Efendimizin tarif buyurduğu günü yaşamaktayız. Bir gıda maddesi bir yerde ayrı, başka bir yerde ayrı fiyattan satılmaktadır. 7.500 TL alan emekliler, ucuz malı bulmak için, market market dolaşmaktadır. Fırsatçılık zirveye çıkmış durumdadır.
Mal biriktirme konusundaki bir Hadis-i şerifte:
"Âdemoğlu için iki vâdi dolusu mal olsaydı, mutlaka bir üçüncüyü isterdi. Âdemoğlunun iç boşluğunu ancak toprak doldurur. Allah tövbe edenleri affeder." Buyrulmuştur. (Müslim Zekat, tirmizi tefsir.)
Yüce Rabbimiz kâinattaki bütün nimetleri, biz kulları için yaratmıştır. Cennette bu nimetlerin aslına kavuşmak için, dünyada haramlardan kaçınmamız gerekir.
Başka bir hadis-i şerifte :
İnsanlara satmak üzere mal getiren rızıklandırılır, malı stoklayıp karaborsaya düşüren ise lanetlenir buyrulmuştur (İbni mace ticaret).
Haramla iştigal ettiği halde dua eden bir adamı Efendimiz (s.a.v.) şöyle tarif etmiştir.
“Uzun yolculuklar yapmış, üstü başı tozlanmış, saçı başı dağılmış, ellerini göğe uzatarak, “Yâ Rab, yâ Rab!” diye yalvarıp yakaran bir adamdan söz etti ve “Fakat onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdı. Haram ile beslenirdi. Peki, böyle birisinin duası nasıl kabul edilsin?” buyurdu (Müslim Zekat, Timizî, Tefsir)
Helal rızıkta mutluluk, haram rızıkta stres ve huzursuzluk vardır.
Başka bir hadis-i şerifte:
“Allah temizlik olmayan namazı kabul etmez. Hıyanetle ( haram yolla) kazanılan paradan verilen sadakayı da kabul etmez”. Buyrulmuştur. (MüslimTaharet, Tirmizi Taharet)
Dinimiz, rızkını helal yoldan kazanmak için çalışmayı erdemli bir davranış olarak telakki ettiği halde, İslam’ın ticaret ahlakına uymayan ve ihtikar yoluyla kazanılan malı da lanetlemiştir.
Çünkü haram kazanç, hem dünya, hem de ahiret için külfetten başka bir şey değildir.
Yani kazancın çok olanını değil, helal ve temiz olanını tercih etmeliyiz. Çünkü asıl zenginlik mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.
Rızıkta helal olanı aramak, farz olan hükümlerden biridir. Onun için, helal yemeği ve helal içmeyi cennete girmenin şartı olarak kabul etmemiz lazımdır. Çünkü Efendimiz:
“Haram lokma ile beslenip büyüyen bir insan ateşe daha layıktır” buyurmuştur. (Tirmizi,Cuma)
Nasıl olursa olsun veya nereden gelirse gelsin anlayışı ile elde edilen kazanç, Müslüman’a fayda getirmeyecektir.
Bir hadis-i şerifte:
"Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak." Denilmektedir.( Buhârî Büyû, Nesâî Büyû)
Bizim de bu zümreden olmamamız için, rızkımızı nerden kazanıp, nasıl harcadığımıza dikkat etmemiz gerekmektedir.
Resulullah (s.a.v.) Efendimiz bizzat dua ederken:,
“Allah’ım! Bana helal rızık nasip ederek, haramdan koru. Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” diyerek niyazda bulunmuştur( Tirmizi, Daavat,)
Başka bir hadis-i şerifte ise:
"Akıllı kimse, nefsini muhasebe eden ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz de, nefsini hevasının peşine takan, ve Allah’tan temennide bulunan kimsedir." Buyrulmuştur (Tirmizî, Kıyamet )
Ahiret mutluluğunu arayanların hesaplarını buna göre yapmaları gerekir.
Allah müminleri karaborsacılıktan muhafaza buyursun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.