Bir şeyin mahiyeti, o şeyi oluşturan unsurları kavramak ve anlamakla mümkündür. Hakikat, kişinin anlayabildiğidir. Anlayamadığında ise hakikat yok olmaz ancak kişiye gizli kalır veya kişi tarafından bilinmez. Gizli kalan veya bilinmeyen şey kişi için hakikat değeri taşımasa da bu gerçeği değiştirmez; hakikat kişinin dışında var olur.
Hakikatin kavranamaması veya anlaşılamaması kişinin eksikliği ile ilgilidir. Çünkü hakikat insandan çok daha farklı bir durumdur. Bu nedenle insandaki sezgi, hissetme ve akıl önemli bir yer tutar. Bunları kullanamayan kimse hakikate eremez.
Aşk, bir yanlış anlamadır. Kafalar başka, dünyalar başkadır. Hakikatte bir aşk yoktur. Aşka hakikat diyenler yanılmıştır. Belki muhabbet demek daha doğrudur. Muhabbet hakikattir. Gerçek bir sevgiden söz edilecekse kişinin evlatlarına duyduğu sevgidir. Gerisi sadece edebiyattır.
Ezelî ve ebedî olan hakikattir. Bu da insanoğlunun tahayyül ve bilgisini aşan bir durumdur. Dolayısıyla insan tahayyül ve bilgisi dâhilinde tarih boyunca çoğunlukla hakikatten –günümüzde de- uzaklaşmıştır. Çağımızda insan kendini her şeyin üzerine koymuş ve ezelî ve ebedî olanla bir savaş içine girmiştir.
Araçlar amaç olmuş ve insan teferruatta boğulmuştur. Başka başka yollar, başka başka arayışlar ve dünyanın insan üzerindeki farklı farklı renkleri, sürekli hakikatten uzaklaşılmasına sebep olmuştur.
İnsanın mayasındaki bozgunculuk ve acelecilik gün yüzüne çıktığında zulüm barışa ve güvene üstün çıkmış bütün insanlık bu yanlışı hakikat zannetmiştir. Tarihteki gerçekler ve günümüzde yaşananlar bunun ispatıdır.
Buna karşın hakikat, kendini beğenme, ego, bencillik, haset ve enaniyet gibi duygusal endişelerden sıyrılarak gerçek iman sahibi olmaktır.
En doğru olan, en mükemmel olan hakikattir.
Hakikat, maksada uygun söz, doğru inanç, gösterişten uzak hayırlı ameller, takva ve iyilik hareketidir. Hakikat, iyilikte saklıdır. İyilik; ahiret için kalıcı, kötülük ise can yakıcı bir azaptır.
Hakikat, hüküm ile gerçeğin uyumu ve adalettir.
Hakikat, gölgeler âleminin (dünya) bir gün kadar -hatta daha da kısa- az kalınmış bir yer olduğudur. Hakikat, hayatın geçici, ölümün gerçek oluşudur.
Hakikat anlamada basitlik (kolaylık), varlıkta birlik ve sonsuzluktur. Bu da her şeyin dönüşünün Allah’a olduğudur.
Hakikat budur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.